Günler su gibi akıp geçiyor. İnsanlar çılgınca bir  koşuşturma içine girmiş ayakta ve hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Özellikle son üç yılda Dünya’da ve ülkemizde meydana gelen global krizler yaşam mücadelesini git gide zorlaştırıyor.

Hele bir de bizim gibi arafta kalan yani , Avrupa’lı mı yoksa Asya’lı mı olduğunu bile bilemeyen , bir de üstüne üstlük Ortadoğu kültüründen kopamayan bir ülkede yaşıyorsanız , yaşam size daha da yoruyor.

Coğrafya kadermiş derler.

Bu sözü söyleyen muhterem sanki bizi işaret etmiş.

Öyle ya son üç yılda Dünya ile aynı anda meydana gelen Covid-19 salgınından hemen sonra meydana gelen olaylara bir bakacak olursak ne denli şanssız bir ülke olduğumuzdan bahsedebiliriz.

Başımız  bir türlü refaha ermiyor.

Neyse ki ne tür bir felaket yaşarsak yaşayalım , acılarda ortak bir tavır alıp yardımlaşma duygusu gelişmiş bir milletiz. Ferasetsahibi , kadirşinasve vefakar halkımız herkesten önce yardıma koşuyor bu ve buna benzer durumlarda.

Hatta bizi yöneten iktidar sahibi makam ve mevkilerden  de önce..!

Bunun en büyük örneğini yakın zamanda ülkemizde meydana gelen ve 11 vilayetimizde büyük yıkım ve can kayıplarına yol açan Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerde yaşadık.

Deprem felaketini duyar duymaz Türkiye’deki gerek tüzel kişiler (dernek,vakıf,sendika,şirket,siyasi parti vb.) , gerekse de gerçek kişiler (şahıslar) eliyle deprem bölgelerine yardımlar aktı.

Kimisi iş makinalarınıgönderdi , kimisikamyonlar dolusu su , yiyecek , giyecek , battaniye vs…

Yardım edecek fazla gücü olmadığı için çocuğunun üzerindeki tulumu çıkarıp deprem bölgesine gönderen yardımseverleri bile  gördü bu ülke.

Bu ülke yardıma herkesten önce koşan Sivil Toplum Kuruluşlarını da gördü.

Bu ülke soğuktan birbirine sarılıp donmamak için mücadele eden insanları “ÇADIR , ÇADIR” diye haykırırken , elindeki çadırları dağıtmayıp para ile satan yöneticileri de gördü…

Bu ülke bir gecede depremzedeler için yapılan bağış toplama kampanyasında yaklaşık 116 Milyar TL’nin toplandığını , ancak  toplandığı söylenen bu paranın 41 Milyarının ortada olmadığını da gördü…

Feraset sahibi halkımız böyle bir felaket karşısında yardımlaşma duygusu ile hareket ederken , bu toplanan paralardan nemalanmaya çalışan , buradan kişisel ikbal beklentisi ile kendi reklamını yapan  ve verdiği taahhüttünüyerine getirmeyenler için söylenecek en basitinden yakıştırma AHLAKSIZLIK olacaktır.

Buradan tüm yetkililere çağrımdır. Tüm ülke insanlarının huzurunda milyonlarca TL. yardım yapacağını söylediği halde , bu sözünü yerine getirmeyen kişi ya da kurumları  kamuoyu önünde ifşa etsinler, açıklasınlar kimler olduklarını.

Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız da öğrensinler bu sözlerini yerine getirmeyen kişi ya da kuruluşları.

Şimdi soruyorum bu sözlerini tutmayaninsanlara , hatta kendime ve de siz değerli okurlarımıza soruyorum ;

Siz , deprem nedeniyle enkaz altında iki gün boyunca  kalan ve geçirdiği hipoterminedeniyle donarak vefat eden vatandaşlarımızı düşündüğünüzde utanmıyor musunuz.?

Siz , depremzedeleri enkaz altında kurtarmaya çalışan arama kurtarma ekiplerimizin , belki bir ses , belki bir nefes alanı duyarız diyerek fısıltıyla konuşup , parmak uçlarımızda yürüdük diyen fedakar insanlarımızdan utanmıyor musunuz.?

Siz , Kızılay başkanının depremzedelerin ihtiyacı varken elindeki çadırları satmasından utanmıyor musunuz.?

Siz , deprem bölgesinde altı katlı bir binanın altında onlarca  insanın vefat ettiği  binanın müteahhitinin , savcıya verdiği ifadede “benim suçum yok ben Devletin çıkardığı imar affından yararlandım” şeklinde yaptığı savunmasından utanmıyor musunuz.?

Siz , bu imar affını çıkaranlardan , imzalayanlardan , uygulayanlardan ve bir de bunu sanki çok matah bir şeymiş gibi ballandıra ballandıragünlerce reklamını yapanlardan utanmıyor musunuz.?

Siz , fay hatlarına siyasi kaygılarla kentler kurup on binlerce insanımızın enkaz altında kalarak  ölümlerine sebep olanlardan  ve  iki gün boyunca müdahale edilmesi gerekip de edilmemesinden  utanmıyor musunuz.?

Ben şahsım adına çok utanıyorum.

En çok da değerli okurlar bütün bu saydığım aksaklıklardan dolayı , onurlu bir insan gibi sorumluluğu üzerine alıp istifa etmesi gereken insanların UTANMAMASINDAN  UTANIYORUM...!

Geldiğimiz noktada yaklaşan seçimlerden dolayı ülkenin içinde bulunduğu siyasi gündemden ötürü maalesef gerçek gündemimiz olması gereken depremi ve depremzedeleri unuttuk…

Onlar halen bizlerin yardımlarına muhtaçlar. Halen hepimizden bir el , bir ses , bir nefes bekliyorlar.

Daha fazla UTANMAMAK  için , lütfen onları  UNUTMAYALIM…!

 

“Bir kimse yaptığı yanlışlıktan bir kere utanmadı ise, bir daha utanacak sebep bulamazmış…”