Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, sağlık açısından orucun etkileri de yeniden gündeme geldi. Özellikle romatizmal hastalıklara sahip bireyler için orucun olumlu ve olumsuz yönleri merak konusu. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Soy, iltihaplı romatizmal hastalıkları olan bireylerin oruç tutarken dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Orucun sağlığa etkileri neler?
Oruç, tarih boyunca birçok kültür ve İslamiyet başta olmak üzere hemen her semavi dinde yer alan bir ibadet olup, sağlık üzerindeki etkileriyle de dikkat çekiyor. Altınbaş Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Soy, uzun açlık dönemlerinin sağlık açısından olumlu etkileri olduğunun bilimsel çalışmalarla desteklendiğini söyledi. Yapılan araştırmalara göre, orucun kilo kaybı, insülin duyarlılığının artması, kolesterol ve kan basıncında azalma gibi faydalar sağladığını aktardı. Ayrıca, bazı nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu etki gösterebileceğine de değindi. Son zamanlarda romatoid artrit, sedef romatizması gibi romatizmal hastalıklarda orucun yararları araştırılmış ve olumlu etkileri gösterilmiştir.
Oruç romatizmaya iyi gelir mi?
Romatizmanın, eklem ve kasları etkileyen, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu ve işlev kaybı gibi belirtilerle kendini gösteren geniş bir hastalık grubu olduğunu anlatan Mehmet Soy, “Bu hastalıklar sadece kas-iskelet sistemini değil, akciğer, böbrek, deri, göz, sinir sistemi gibi diğer organları da etkileyebilir. Romatizması olan hastalar, düzenli ilaç kullanımı ve tedaviye uyum sağlamak zorundadır. Romatizmal hastalıklar iltihaplı ve iltihapsız olarak ikiye ayrılır. İltihaplı romatizmalarda, vücutta bağışıklık sistemini uyararak iltihap mekanizmaları aktif hale gelir ve organ tutulumu görülebilir.” şeklinde uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Soy, son yıllarda yapılan araştırmalara göre, uzun süreli açlığın bağışıklık sistemine etkileri olduğunu ve otofaji mekanizması dahil birçok immün mekanizmayı etkileyerek iltihap seviyelerini düşürebileceğini belirtti. Orucun, romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklarda 3-4 ay kadar sürebilen geçici bir rahatlama sağlayabileceğine dikkat çeken Soy, “Oruç sırasında iltihap göstergelerinde azalma ve oksidatif stres seviyesinde düşüş gibi olumlu etkiler gözlemlenebiliyor.” bilgisini verdi.
“İlaç saatlerini iftar ve sahur saatlerine göre ayarlayın”
Prof. Dr. Mehmet Soy, bununla birlikte romatizmal hastalıkları olan bireylerin oruç tutmadan önce muhakkak doktorlarına danışmaları gerektiğini vurguladı. Özellikle düzenli ilaç kullanımı gerektiren hastalar için ilaç saatlerinin iftar ve sahura göre ayarlanmasının büyük önem taşıdığını aktardı. Örneğin, akşamları almaları gereken ilaçlarını iftara, sabahları almaları gereken ilaçlarını ise sahurda alabilirler.
Var ise öğlen aldıkları ilaçlarının saatlerini, hekimlerinin onayını almak kaydı ile, iftara ya da sahura kaydırabilirler. Ayrıca, yeterli sıvının da tüketilmesinin gerektiğini ve oruç tutmasını engelleyebilecek kalp
hastalığı, diyabet gibi başka hastalıklarının olup olmamasının da göz önünde bulundurulması gerektiğini bildirdi.
Mehmet Soy, romatizmal hastalıkları olan bireylerin hekimleriyle görüşerek oruç tutup tutamayacaklarını belirlemeleri gerektiğini hatırlattı. Romatizmal hastalıklarda orucun, bazı hastalar için faydalı olabileceğini ancak, ancak, kalp hastalığı, diyabet gibi ek sağlık sorunları olan hastaların oruç tutmadan önce doktorlarına danışmalarını önerdi. “İlaç düzenlemesi ve bireysel sağlık durumu göz önünde bulundurulmalı. Sağlıklı bir Ramazan geçirmek için beslenme düzenine dikkat edilmeli, doktor tavsiyeleri ihmal edilmemelidir.” dedi.
“Romatizmaların ilaç dışı tedavisinde düzenli egzersiz önemli”
Mehmet Soy, son olarak romatizmaların ilaç dışı tedavisi için de önemli tavsiyelerde bulundu. Genel olarak alkol ve sigaranın bırakılması, fazla kiloların verilmesi, diş-dişeti sağlığının korunması, düzenli egzersiz yapılmasının hemen her türlü romatizmal hastalık için yararlı olacağının altını çizdi. Mehmet Soy sözlerini şöyle sürdürdü: “Ramazan döneminde de egzersizlerinizi aksatmayın. Öyle ağır egzersizler yapmanıza gerek yok. Sizlere önerilen, evde yapılabilecek günlük egzersizlerinizi ve günde yarım saat kadar düz zeminde yürüyüş yapabilirsiniz. Aşırıya kaçmamak kaydı ile zerdeçal, zencefil, tarçın, acı biber gibi baharatlar, ceviz, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemişler tüketilebilir. Diyetteki kırmızı eti azaltarak, genel sağlık ve ilaçlarınız izin veriyorsa omega-3’den zengin doymamış yağ oranını arttırarak, sebzeler ve tam tahılların tüketilmesine öncelik verilmelidir” dedi.