Özellikle kronik rahatsızlığı olanlar, hamileler veya yaşlılar için bu süreç daha hassas bir planlama gerektirir. Bu yazıda, oruç tutarken fizyolojik dengenizi korumanızı sağlayacak bilimsel temelli önerileri, uzman görüşleri eşliğinde paylaşacağız.

1. Sahur: Metabolizmayı Aktif Tutan Kahvaltı

Sahur, gün boyu sürecek açlığa hazırlanmak için kritik bir öğündür. Yapılan araştırmalar, yavaş sindirilen kompleks karbonhidratlar (tam tahıllı ekmek, yulaf) ve kaliteli protein (yumurta, lor peyniri) içeren bir öğünün, insülin direncini dengelediğini ve tokluk hissini uzattığını gösteriyor.

Ayrıca, lif açısından zengin besinler (chia tohumu, avokado) bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlık riskini azaltır. Su tüketimine sahurda başlamak ve günlük ihtiyacın %30’unu bu öğünde karşılamak, dehidrasyonu önlemede etkilidir.

2. İftar: Sindirimi Yormayan Dengeli Bir Başlangıç

İftarda hızlı ve aşırı yemek, mide yükünü artırarak reflü veya hazımsızlığa neden olabilir. Uzman diyetisyenler, orucun hurma veya zeytin gibi glisemik indeksi düşük besinlerle açılmasını, ardından 10-15 dakika ara verilmesini öneriyor. Bu süre, beyne tokluk sinyali iletmek için gereklidir.

Ana yemekte ızgara protein kaynakları (balık, hindi) ve buharda pişmiş sebzeler tercih edilmeli; kızartma veya ağır soslardan kaçınılmalı. Örneğin, yapılan bir çalışmada, Akdeniz diyetiyle beslenen bireylerin Ramazan’da daha az enerji düşüklüğü yaşadığı belirlenmiş.

3. Sıvı Alımı ve Elektrolit Dengesi

Vücut, uzun süreli susuzlukta sodyum ve potasyum gibi elektrolitleri kaybeder. İftar ile sahur arasında en az 8-10 bardak su tüketmek, bitki çayları veya maden suyu eklemek bu açığı kapatır. Aşırı çay ve kahve tüketimi idrarla sıvı kaybını artırdığından sınırlandırılmalı. Ayrıca, karpuz veya salatalık gibi su içeriği yüksek meyveler de hidrasyona destek olur.

4. Glisemik Kontrol ve Ara Öğünler

Ramazan’da kan şekerini dengelemek için iftar sonrasında 1-2 ara öğün eklenmelidir. Örneğin, tarçınlı yoğurt ile ceviz veya taze meyve ile kefir kombinasyonu, ani şeker yükselmelerini engeller. Diyabet hastaları için uzman endokrinologlar, “İnsülin kullanan hastaların mutlaka hekimleriyle iletişimde kalması ve öğün saatlerini kişiselleştirmesi gerekir” uyarısında bulunuyor.

5. Bağırsak Mikrobiyotası ve Oruç

Son dönem araştırmalar, aralıklı açlığın bağırsak florasını çeşitlendirerek sindirim ve bağışıklık fonksiyonlarını iyileştirdiğini gösteriyor. Probiyotik yoğurt veya fermente turşu tüketmek, bu süreçte mikrobiyota sağlığını destekleyebilir.

Ramazan’da sağlıklı kalmak için sahur ve iftar öğünlerinin bilinçli planlanması, sıvı alımının göz ardı edilmemesi ve porsiyon kontrolü şart. İşte uygulayabileceğiniz pratik öneriler:

  • Sahurda yumurta ve tam tahıllı ürünler tüketin.
  • İftarda yemeği ikiye bölerek sindirimi rahatlatın.
  • Su içmek için susamayı beklemeyin, iftar-sahur arasını programlayın.
  • Hareketi ihmal etmeyin: İftardan 1 saat sonra 20 dakikalık yürüyüş metabolizmayı canlandırır.

Unutmayın, oruç bedeni dinlendirmek için bir fırsattır. Kronik hastalığınız varsa veya hamileyseniz, öncesinde sağlık ekibinizle görüşmeyi unutmayın. Sağlıklı bir Ramazan geçirmeniz dileğiyle…

Kaynak: Bülten