Eskişehir Şehirlerarası Otogarı ve çevresindeki sokak hayvanlarının bakımını üstlenen Rahmi Yaş, “Diğer büyük parklarda köpeklerin gezmesi serbest, ama maalesef bizim Kent Park'ta köpeklerin gezmesini yasaklıyorlar. Aslında böyle bir uygulama olmaması lazım. Halkımızın duyarlı olması lazım. Belediyeler geçen sene de barınakları kapatmaya çalıştılar, ama hayvan severler engel olmaya çalıştılar. Belediyemizin duyarlı olması lazım. Hayvanların yaşam haklarını engellememesi lazım. Çifte standart uygulanıyor gibi geliyor bana. Büyük parklarda hayvanların insanlara saldırdıklarını söylediklerini duyuyoruz ama hayvanlar durup dururken de insanlara saldırmazlar. Mutlaka bir etkisi vardır. Sopalarla vuruyorlar, taş atıyorlar. Yoksa hayvanlar durup dururken insanlara saldırmazlar” dedi.
“BELEDİYE EKİPLERİ BUNU GÖRMÜYORLAR MI”
Yaklaşık 1 yıldır Şarhöyük Mahallesi'nde yaşadığını ve bir dönemler her gün koşu yaptığı Büyük Park'ta birkaç defa sokak köpekleri tarafından kovalandığını aktaran Hasan Hilmi Arı, “Çok fazla köpek var. Yaklaşık 10-15 köpek sürü şeklinde geziyorlar. Belediye ekipleri bunu görmüyorlar mı artık nasıl olduğunu bilmiyorum ama gerçekten köpek sıkıntısı çok fazla. Şu anda burada bu kadar fazlayken Kent Park'ta hiç olmaması gerçekten bana da bir çifte standart var mı diye düşündürttü. Demek ki çifte standart uyguluyorlar. Zaten Büyük Park'a gelen giden çok fazla olmuyor sanırım ama Kent Park'a biraz daha herkes gidebiliyor. O yüzden böyle yapmış olabilirler, ama yanlış bir uygulama” şeklinde konuştu.
“SALDIRMIYORLAR, İNSANLAR YALAN SÖYLÜYORLAR”
Büyük Park içerisindeki hayvanların kimseye zararı olmadığını dile getiren Bora Erbaş, şunları söyledi: “Hepsi buradalar işte. 10 tane falan var herhalde. Başka dışarıdan gelen köpekler oluyor. Tabii buradakilerle birbirlerine havlıyorlar ama bunlar insanlara zarar vermiyor. Görüyorsunuz, park içinde bunlardan dolayı kendi hallerinde bir sıkıntı yok. Bunları ne yapalım? Bakmayalım mı, yani açlıktan ölsünler mi? Evimizde de köpek var. Onları gezdirmek için çıktığımızda yanımıza geliyorlar, oynuyorlar. Burada mutlular yani. Tepebaşı Belediyesi buraya yuva getirdi. İnsanların çöpe attığı battaniye ve yorganları alıp üşümesinler diye onların altlarına seriyoruz. Saldırmıyorlar, insanlar yalan söylüyorlar. Artık birbiriyle anlaşamıyorlar ki. Hayvanları istemiyorlar. O hale geldiler artık. Aşağı mahalleden yürüyerek buraya geçerken özellikle çocuklar sopayla o demirlere tık tık tık vurduruyorlar, hayvanları kızdırıyorlar. Bu hayvan yani sonuçta, insan değil. İster istemez tepki gösteriyor. Benim apartmanımda adam bana diyor ki, ‘Ezan okunduğu zaman uluyor.' Ya kardeşim, böyle bir saçmalık var mı ya? Ne yapayım? Bunlarla biz çok mutluyuz.”