Huzursuz Bacak Sendromu hakkında bilgilendirenFizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Berrin Akpınar,, kullanılan ilaçların yan etkisi olabileceğini bu nedenle HBS tedavisinde; nöral terapi, akupunktur, ozon tedavisi gibi tamamlayıcı tıp yöntemlerinin yanı sıra andulasyon terapisi gibi yenilikçi yöntemler de kullandıklarını söyledi.
Huzursuz Bacak Sendromu’nu (HBS), bireyin rahatsız edici bir his nedeniyle bacaklarını hareket ettirmek üzere kontrol edilemeyen bir dürtü veya ihtiyaç duyması ile ortaya çıkan, kronik bir hareket bozukluğu olarak tanımlayan bu durumun genellikle otururken veya uzanırken akşam veya gece saatlerinde gerçekleştiğini aktardı. Hareket etmenin rahatsızlık hissini geçici olarak hafiflettiğini belirten Dr. Akpınar, “Özellikle gece saatlerinde artış gösteren bu rahatsızlık hissi, hasta bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler” şeklinde konuştu.
Bu rahatsızlığın geceleri ağrıları şiddetlendirerek, genellikle uykudan uyandıran nitelikte olduğunu dile getiren Akpınar, “Bu nedenle de HBS, kronik uyku bozukluğu, ruhsal strese yol açmaktadır. Hastalar gece uyuyamadıklarını, kalkıp dolaşıp bazen bacaklarına su tutarak rahatlamaya çalıştıklarını ifade ederler. Uzun yolculuklarda, sinema, tiyatro gibi uzun oturma gereken durumlarda da kendini gösterebilir” ifadelerini kullandı.
Çoğu zaman nedeni bilinmiyor
Huzursuz Bacak Sendromu’nun, kadınlarda daha sık görüldüğünü ve yaş ilerledikçe daha fazla ve daha şiddetli görüldüğünü anlatan Akpınar, “HBS, her 100 kişiden 5-7 arasında kişiyi etkilemektedir. Çoğu zaman nedeni bilinmeyen bir şekilde ortaya çıkar ve Parkinson’a benzer şekilde kas hareketlerini kontrol etmek için beyin tarafından salgılanan dopamin sistemindeki bozukluktan kaynaklandığı bildirilmektedir” dedi. Bazı durumlarda ise hastalığın ortaya çıkışında bireyde bulunan başkaca etkenlerin rol oynadığına dikkat çeken Dr. Akpınar, bunlardan bazılarını şöyle sıraladı:
“Genetik yatkınlıklar, gebeliğin özellikle son 3 ayı, demir eksikliği veya başka nedenlerden kaynaklı anemiler, aşırı alkol kullanımı, serotonin miktarını yükselten antidepresan ve antipsikotik ilaçların kullanımı gibi.”
Tedavi yöntemlerini anlattı
HBS ile mücadele ederken, hastalara öncelikle şikâyetlerini arttırdığı için alkol, sigara, kafein, çikolatadan uzak durmalarını önerdiğini söyleyen Dr. Akpınar, “Uyku hijyeninin sağlanması da çok önemlidir. Uyku öncesi ılık duş, aynı saatlerde yatağa girme, televizyon, telefon, bilgisayar gibi elektronik maddelerin yatak odasında bulunmaması, akşam yemeğinden sonra uykuyu kaçırabilecek çay, kahve gibi içeceklerin içilmemesi onun yerine melisa, papatya çayı gibi sakinleştirici çaylar içilmesi önerilir” dedi. HBS tedavisinde ilk ve en sık tercih edilen ilaç tedavisinin; Parkinson hastalığında da kullanılan dopaminerjik ilaçlar olduğunu aktaran Akpınar, “Bunun dışında epilepside kullanılan ilaçlar da kullanılabilir” diye konuştu. Ancak bu ilaç tedavileriyle HBS semptomlarını rahatlatmanın bazen mümkün olmayabileceğini ifade eden Akpınar, ayrıca bu ilaçların geniş yan etki profilleri sebebiyle kullanımlarının güç olduğunu dile getirdi. “Bu aşamada HBS tedavisinde; nöral terapi, akupunktur, ozon tedavisi gibi tamamlayıcı tıp yöntemlerinden faydalanılabilir” diyen Dr. Akpınar, bunların yanında düzenli yapılan egzersizler sayesinde de istenmeyen bacak hareketlerinin önüne geçilebildiğini aktardı. Ayrıca aerobik egzersizlerin de mutluluk verici endorfin ve serotonin salınmasını artırarak, yaşam kalitesini arttırdığını sözlerine ekleyen Akpınar, kas gevşemesine katkıda bulunan yoga, masaj ve nefes terapilerinin de faydasının görülebileceğini söyledi.
“Andulasyon terapisi ile tedavi yelpazesi genişliyor”
Fizyomer Terapia’da Huzursuz Bacak Sendromu semptomlarının önüne geçmek amacıyla kullandıkları andulasyon terapisinin tedavi yelpazesini genişletmelerine yardımcı olduğunu dile getiren Dr. Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Andulasyon, organizmanın kendi kendini iyileştirme mekanizmaları ile kan ve lenf dolaşımını aktive eder. Daha iyi bir kan dolaşımı ile daha az kramp, daha az yorgunluk, daha az sıvı tutulumu ile daha sağlıklı bir metabolizma oluşturmaya yardım eder. Öte yandan andulasyon, kişiye sağladığı yoğun ve kalıcı gevşeme hissi ile de uyku bozukluklarına karşı son derece etkili bir yöntemdir. Vücudu doğrudan etkileyen derin kızılötesi ısı ise bu pozitif özelliğe ek olarak kişiyi uykuya hazırlamakta ve genel uyku kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmaktadır.”