Bazı filmleri dünya yıldızlarını oynatsanız bile kurtarmaz. Bu filmlerden biri olan “Fredrik Backman’ın aynı adlı eserinden filme ikinci kez uyarlanan “ Hayata Röveşata Çeken Adam” incelemesiyle geldim.
İlk filmin aksine bekleneni karşılamadı. Otto Anderson’ın emekli huysuz bir adamdır. Ve eşini kaybettiği için o da onun yanına gitmek(ölmek) istemektedir. Her gün mezar ziyaretleri yapar, aynı zamanda aboneliklerini kapatıp temiz ve profesyonelce yaşamına son vermek ister.
Sokağın huysuz aksi ihtiyarı olarak anılan Otto’nun hayatı, karşı dairesine yeni komşularının taşınmasıyla başlar.
Komşu Marison kıvrak zekasıyla tam da Otto’nun dişine göre bir avdır.
Çok geçmeden aralarında beklenmedik dostluk başlar. Otto ölümle, dostluk arasında kalmıştır.
Oscar ödüllü ve birçok filmle kalplerimize taht kuran oyuncu Tom Hanks’i aksi ve huysuz ihtiyar tiplemesinde izlediğimiz Hayata Röveşata Çeken Adam filmini kendisine çok yakıştıramadım.
Kendisi sempatik ve bir o kadar umudu bahşeden sözleri ve neşeli bakış açılarına alışkın olduğum için bu film biraz eğreti durdu.
Kesinlikle kötü bir oyunculuk sergilemedi. Lakin alışıla gelmişin dışında olunca garipsiyorum.
Rahmetli Kemal Sunal’ın komedi filmlerini bırakıp aksi ve nemrut bir rol oynadığını düşünün. Bahsetmek istediğim şey buydu.
Filmin 2015 tarihli İsveç yapımı var. Onu izlemenizi öneririm. Konu ve aile temasıyla izlenecek bir film. Bu filmde Amerikan versiyonu olma özelliği taşıyor bunu da amazon prime da izleyebilirsiniz.