ECE BİLGİN KİMDİR

Eskişehir Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Başkanı.

Eskişehir doğumluyum, Eskişehir aşığıyım eşimin ve kendimin görevi gereği Türkiye’de bir hayli yer gezdik ama dönüp tekrar Eskişehir’e geldik. Eskişehir’de yaşamak gerçekten şans, Deliklitaş mahallesinde büyüdüm İlk ve orta okulu Eskişehir’de Gazi Üniversitesi işletme bölümü mezunuyum, bankacılık yaptım, sigorta acenteliğinden sonra emekli oldum. Uzun yıllardır hayvan hakları savunucusu sıfatını kullanıyorum kendim için. Daha önce Hayvanları Koruma Derneği’nde 4-5 dönem yönetim kurulundaydım, 2011 yılında Kent Konseyi’nde Hayvan Hakları Çalışma Grubu’nu kurmam istendi, ben bu grubun aynı zamanda kurucusuyum. 23 Mart benim doğum günümdür. 23 Mart’ta bu grubu kurduk, bana biraz da hediye gibi oldu. 15. Yılımıza da girdik.

Grup olarak hayvanlarla ilgili farkındalık yaratmak adına güzel şeyler yapmışız şöyle bir geriye baktığımızda. Satın alma, sahiplen. Pati Şenliği. Barınaktan gelen sahipsiz canları hayvan severlerle buluşturup, temizleyip, aşılarını yaptırıp sahiplendiriyoruz. Bunun olması önemliydi. Eskişehir’e kedi ve köpeklerin barınabilmesi için kulübeler yapımına öncülük ettik. Hatta o dönem bana, “Yılmaz hoca her yere kulübe koydurmaz” dediler. Ben de “alışır, koyulur” demiştim. Şimdi en merkezi yerlerde kulübeler var.

Kurumlarla sürekli temas halindeyiz, Valilik’te İl Hayvan Korumu Kurulu üyesiyim. Tarım İl, Emniyet Müdürlüğü ile temas halindeyiz. Birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, yıpratıcı bir iş.

HAYVAN SEVGİSİ NEREDEN GELİYOR

Doğduğum zaman yanımda kedim ve köpeğim varmış. Ailem de bir hayvan severdi. Ben küçükken “fino” cinsi köpeğimiz sürekli benimle oynarmış. Kedilerimiz hep oldu, isimleri oldu, kendimi bildim bileli hayvanlarla hep haşır neşir oldum. Annem halen ilerlemiş yaşına rağmen hayvanlarla ilgilenir. Camda nöbette durur, kapının önünden gelen geçen hayvanlar ile ilgilenir. Hayvan sever bir aileden geldim, hayvan sevgim hep oldu. Ailem bana hep ihtiyacı olan insan, hayvan, ağaç bunlara sevgi göstermemi öğretti. Ben kırılmış bir bahar dalına bile çok üzülürüm.

Bu grupta çok sayıda arkadaşla hayvan sevgisi, doğa sevgisi konusunda birleştik. Çalışmalar yaptık, sahiplendirmelere çok önem verdik. Kendi içimizde imece usulü barınak şartlarında tedavi olamayan hayvanları tedavi ettirdik. Özel kliniklerde, bunlar da manevi mutluluklar oldu.

KURUMLARIN GÖREV İHMALİ

İyi gidiyorduk da kurumların görev ihmali oldu, aslında böyle bir sonucu bekliyordum ben. Kamuda, belediyelerde oldu bu görev ihmali. Özeleştiri yapmak lazım bizim Büyükşehir Belediyesi’nde de hayvan bakım merkezi olmadı, Yılmaz hoca bundan kaçında görevi iki alt belediyeye verdi. Ayşe hanım gelir gelmez, sözünü tuttu, modern bir alanda bakım merkezi yapılıyor.

Yüzde 50-6-‘ı tamamlandı. Bu görevin yapılması için yaptırım uygulanmadı. Öyle olanca da bazıları hem ekonomik, hem de hayvan severlerden çekinerek imtina ettiler. O yüzden bugüne gelindi. 2011 yılında çalışma grubunu kurduğumuzda Valiliğe bir proje sunmuşuz. Bu projede kırsaldan şehre doğru kısırlaştırma vardı. Asıl sorun şehirlerde yaşayanlar değil, onlar bizimle yaşamaya alıştı. Yeşil ışıkta geçiyorlar, tramvaya biniyorlar, asıl sorun kırsalda. O üremeyi mutlaka durdurmamız lazım. Kırsaldaki hayvanların sayısının belirlenmesi ve seferberlik şeklinde yapılmalı. İl Hayvan Koruma Kurulu’nda Ayşe başkan çok güzel dile getirdi.

Şimdi Doğal Yaşam Merkezi yapılıyor büyükşehirin. 1000 tane hayvan Eskişehir’in nesine yetecek, ilçeleri de büyükşehire bağladılar. Mutlaka ve mutlaka herkes ve her kurumun elini taşın altına koyması gerekir. Madem bu hayvanları istemiyorsunuz, o zaman doğmalarına izin vermeyin. Bunun faturasını hayvanlara çıkarmayın. Hayvanlar isteyerek dünyaya gelmedi ki onlara ötenazi uyguluyorsunuz. İki gün önce Kütahya barınağından çok kötü görüntüler geldi.

YASAKLI IRKLAR

Yasaklı ırkların üretilmesine göz yumuldu. Çünkü ucunda parasal konular vardı, satıldı, ticareti yapıldı. Ben karşıydım, bizim çomarımız var, kangalımız, akbaşımız var. Onlar varken niye pitbul. Bazıları silah gibi de kullandı pitbulu.

Yasaklandı, bakımevlerine alındı, Şimdi niye işlem yapmıyorsunuz diye baskı varmış. İşlem dediğiniz öldürülmeleridir.

Nasıl insan doktoru varsı veterinerler de hayvan doktorudur. “Sen bunu öldür” denir mi? Veterinerler biz bu eğitimi hayvan öldürmek için almadık diyorlar.

O zaman gelsin kendileri öldürsünler, mülkiye müfettişlerini görevlendirmişler, rapor tutuyorlar.

Biz yıllarca hayvan hakları yasasını bekledik. Bu hükümet çıkardı 2004 yılında.

Yasa çıktı sevindik, yasa maddelerinin hayata geçirilmesi konusunda çok mücadele verdik. En çok da hayvana yapılan şiddet, tecavüz, öldürme kabahatten çıksın, suç olsun konusunda mücadele verdik. Bir kapalı alanda sigara içme ile köpeği öldürme aynı kapsamdaydı, onu başardık. Ama belediyelerin çoğu barınak yapmadı. O günden bu yana ciddi bir hayvan popülasyonu artışı oldu. Komşu iller birbirlerinin sınırlarına hayvanları bırakır oldu.

Yakala, aşıla, işaretle olduğu yere bırak uygulaması kalkacak, barınaklara konulacak. Peki kapasitesi olmayan barınaklar ne yapacak. 2028’e kadar süre verdiler. Ona da tamam dedik. Ama o da olmadı.

Hayvanların insanlara saldırdığı, parçaladığı yolundaki haberlere ben şahsen inanmıyorum. Süre de beklenmeyecek gibi görünüyor. Bizim her iki belediyemizin barınaklarındaki kapasite neredeyse iki katı artmış, hayvanlar üst üste durumda. Bir gün diyorsun, şöyle olmadı böyle.

Son İl Hayvan Kurulu toplantısında bütün kurumların üst düzey yöneticileri oradaydı. Öldürme konusu görüşülürken hepsi oradaydı. Bütün kararlar alındı, öncelikle parklarda, hastanelerde, toplu taşımadaki hayvanlardan başlanacak toplanmaya. Öyle handikaplar var ki hem sahiplen diyorsun, hem de bir tane havaya izin veriyorsun.

Şimdi Özel Yaşam Alanları diye bir şey çıkarttılar. Üç-beş kişi birleşip bir yer kiralıyorsun veya satın alıyorsun. Orasının da belli şartları taşıması gerekiyor. Orasını hayvan barınağı yapıyorsunuz. Daha önce de yapılıyordu ama şimdi yasaya girdi. Doğa Korumaya gidiliyor, izin alınıyor. Ancak oradan hayvan sahiplenmenin de önüne geçildi. Sahiplenmeyi zorlaştırdılar. Tarım bakanı açıkladı, sokak hayvanlarını ülke gündeminden kaldıracağız diye. Nasıl kaldıracaklar? Soykırım uygulayacaklar.

AVRUPA’DA HAYVANLAR EVDE

Tutturmuşlar Avrupa’da sokaklarda köpek yok diye. Avrupa ülkelerini incelediğinizde bir evde iki-üç evcil hayvan olduğunu görüyoruz. Biz evde hayvan beklemeye alışık bir toplum değiliz. Hayvan evde olmaz deniliyor. Niye olmasın, onlar bakıyor. Bahçesi müsait olan bahçesine alsın. Bizim apartmanımızda sadece iki evde kedi var örneğin. Çocukları hayvan sevgisiyle büyütmeliyiz.

Evde hayvan olduğunda namaz kılınmaz, gibi söylemler var. Bu konuda peygamberin hadisleri var, söylemleri var. Kedinin damağında peygamber mührü var denir.

Yapılan katliamlar var, Konya Karatay kan ağlıyor, sokaklarda hayvan csetleri var.

HAYVANAT BAHÇESİ

Ben Eskişehir’de hayvanat bahçesi açılırken tepki göstermiştik. Bir hayvan elektriğe kapılmıştı sonradan tedavi olduğunu gördük. Hayvanat bahçelerinde ayıların, fillerin, aslanların ufacık kafesteki hayatları beni üzerdi. Onların doğal yaşamlarından alınıp bahçelere konmasına karşıydım. Eskişehir’deki hayvanat bahçesi açılırken bazı nesli tükenen hayvanlar ile kapanan hayvanat bahçelerinden gelen hayvanlardan oluştu. Çocukların ilgisini çekiyor. Bizde bu arada kuşlarla ilgili sıkıntılar oluyor. Pisliyorlar diye.

Şimdi köpekler toplanıyor, arkadan kediler gelecek diye endişe ediyoruz.

Ben çocukken mahallelerde belediye elemanlarının zehirli et atıp öldürdükleri, mahallelinin onlara sarımsaklı yoğurt verdikleri günleri biliyorum. Tüfekle vurdukları günleri hatırlıyorum.

Merhum gazeteci Bekir Coşkun ile tanışmışlığım, bu konuları konuşmuşluğum var. Onunla bir sohbetimizde dedim ki “Kırsaldan şehirlere çok göç var. Kırsal insanı hayvanı sevmesi lazım, onlarla iç içe yaşıyorlar” şöyle izah etti.

“Onlar köylü olduklarını unutmak istiyorlar, hayvan onlara köylülüklerini hatırlatıyor o yüzden istemiyorlar” diye yanıtlamıştı.

Kırsal insanı hayvanı kullandığı sürece sever, işi bittiğinde yük gelir.

Bizim hayvan sevgisi kültürü konusunda eksiklerimiz var.

Çok isterdim okullara hayvan sevgisi konusunda mecburi derslerin konulmasını. Öyle olsa daha farklı olabilirdik. Ama yeni nesilden umutluyum, çok sayıda hayvan sever var.

Gençler, çocuklar daha duyarlı gibi geliyor.

Bir de şunu söylemek isterim. CHP’nin hayvanlarla ilgili yasa konusunda Anayasa Mahkemesine bir başvurusu var. Bununla ilgili Anayasa Mahkemesi karar verecektir. Başkanı dedi ki öne alın. Ama ne olduysa geri kaldı. Bin Anayasa Mahkemesi’nin bu garabet şeyi durduracağına inanıyorum.

SALDIRILAR NASIL ÖNLENİR?

Köpeklerin için de az da olsa saldırgan olanları maalesef var. Neden var o ayrı bir konu. Hayvanların çeteleşmesi gibi bir durum var. Hayvan grubu içinde Alfa denilen bir liderleri var. Şikayet üzerine saldırgan tabir edilen Alfa lider köpekleri öncelikle alacaklar, onlar rehabilite edilebilir.

Tamamen öldürülen insanlar yok demiyorum ama orana vurmak istiyorum. İnsanlar eliyle ölen çocuklar kadınlar da var.

YAREN LEYLEK

Ben çok takip ettim, çok seviyorum. Yaren erkek bir leylek. 14 yıldır aynı leylek aynı şahsa geliyor. Biraz sevinmeye de ihtiyacımız var çok gerildik. Bu yıl onu çok merak ettik. Eşi önden geldi kendi niye gelmedi diye.

Bir leyleğin ortalama ömrü 35 yıl civarında. Her gün merakla bekledik, bir sabah geldiğini gördük.

Diyorlar ki onu tanımıyordur, balık veriyor da ondan geliyordur. O adam balık tutup veriyor, vermese leylek kendi yiyeceğini kendi bulacak. Balık veriyorsa niye sadece o leylek geliyor, başkası gelmiyor.

Kuşlar aslında zeki hayvanlardır. Yaren bize bir güzellik yaşattı.

ESKİŞEHİR DEYİNCE

Eskişehir insanı kültürlü, sıcak kanlı, duyarlıdır. Ben çok ili gezdim Eskişehir insanı gibi görmedim. Hayvan sevgisi konusunda da önder. Bunun dışında meşhur, çiböreğimiz, lületaşımız var. Eskişehir gerçekten yaşanacak bir kent, benim oğlum, gelinim, torunum Eskişehir dışında yaşıyorlar ama ben buraya gelmelerini istiyorum. Oğlum zaman zaman Eskişehir’e geldiğinde “Buranın havası bile başka” der. Eskişehir artık yeşil bir kent de oldu. Burada yaşamak büyük şans.

Hayvan Hakları Çalışma Grubunun Bir Etkinliği

Hayatının Her Döneminde Hayvanlar Yer Almış

Ece Bilgin Satın Alma Sahiplen Etkinliğinde Konuşurken

Kaynak: özel