Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr. Nicel Taşdemir, erken menopoza girme riski olan kadınların hamile kalmak, gelecekte çocuk sahibi olmayı denemek için yumurtalarını dondurup ileride bu yumurtaları kullanarak çocuk sahibi olabileceklerini anlattı. Bir kadının en doğurgan olduğu yaş dönemi 20 ila 25 olsa da 35’ten sonra doğurganlığın azaldığına ve ortalama 48-50 yaşlarında menopoz döneminin başladığına işaret eden Dr. Taşdemir, günümüzde azalmış yumurta kapasitesi, ilerleyen yaş veya yumurtalıkların zarar görebilme ihtimali olan durumlarda yumurtalıkların uyarılarak elde edilen yumurtaların dondurulması, gelecekte istenildiği zaman tüp bebek yöntemi ile kullanılması için saklanması işlemine ‘yumurta dondurma’ denildiğini belirtti.

AW091962_01

“Ailede erken menopoz varsa da yumurta dondurulabilir”
Yumurta dondurma işleminin, döllenmiş yumurta yani embriyonun donmasından (embriyo kriyoprezervasyonu) farklı olarak sperm gerektirmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Taşdemir “Hastanın evli olmasına gerek yoktur. Bu işlemde sadece yumurta dondurulur. Ancak, embriyonun donmasında olduğu gibi, yumurtaları toplamadan önce büyütebilmek için doğurganlık ilaçlarını kullanmanız gerekir” dedi.

Kadınlarda yumurta dondurma için gerekli tıbbi zorunluluk halleri olduğuna değinen Doç.Dr. Taşdemir, kemoterapi, radyoterapi gibi yumurta hücrelerine zarar veren kanser tedavileri öncesinde; üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak ameliyatlar öncesinde (yumurtalık kist ameliyatları, yumurtalık alınması ameliyatları gibi) ya da düşük over rezervi olup henüz doğurmamış veya aile öyküsünde erken menopoz hikayesinin üç uzman tabipten oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmesi durumunda yaş faktörü dikkate alınmaksızın kadınların yumurtalarını dondurabileceğini dile getirdi.

“Dondurulan yumurtalar hep aynı yaşta kalır”
Uzman hekimlerin yapacağı ultrason kontrolü ile ya da AMH testi yaptırarak yumurtalık rezervi hakkında bilgi sahibi olunabileceğini belirten Dr. Taşdemir, “Over rezervinin yüksek olması kadının yumurtalıklarında foliküllerinin fazla, kaliteli, ve hamile kalma şansının yüksek olduğunun göstergesidir. Kişinin yumurtalığındaki folikül miktarını yansıtan en önemli faktör kişinin yaşıdır. Yaş ilerledikçe özellikle de 35 yaşından sonra folikül sayısı ve kalitesi azalır, 40 yaşından sonra bu olay daha da hızlanır. Yumurtanın yaşlanması hamile kalmayı zorlaştırır. 30 yaşındaki bir kadının dondurulan yumurtaları 40 yaşına geldiğinde de aynı kalır, dolayısıyla 40 yaşında bebek sahibi olma şansınız 30 yaşınızdaki başarı oranı ile aynıdır. Bir nevi yumurtalar bağlamında zaman durmuş olur. Yumurta dondurarak zamanı durdurmuş olursunuz” diye konuştu.

Doç. Dr. Taşdemir, muayene kontrolü sonucu azalmış yumurta rezervi ve AMH testlerinin referans değerin altına düştüğü durumlarda tedaviye başlanabileceğini söyleyerek, ne kadar erken karar verilir ise fazla sayıda ve kalitede yumurta elde etme ihtimalinino kadar arttığını vurguladı. Bu durumun ilerde çocuk sahibi olunmak istendiğinde daha fazla sayıda embriyo ve bebek sahibi olma şansı ile doğru orantılı olduğunu sözlerine ekledi.

“İşlem zamanında yapılmalı”
Zamanında başvurmayan hastalardan yumurta elde edilemeyeceğini ve bu kişilerin çocuk sahibi olma şansını kalıcı olarak kaybedeceğine dikkat çeken Doç.Dr. Taşdemir, “Doğurganlık, yumurtalık rezerviyle doğrudan ilgilidir. İleri yaşta düşen yumurtalık rezervi nedeniyle çocuk sahibi olunamayabilir. Maalesef bu aşamadan sonra bir tedavi ve geri dönüş söz konusu değildir. Bu anlamda söz konusu hastalar için çocuk sahibi olma şansını korumak anlamında zamanında bu işlemin yapılması bir zorunluluktur” dedi.

Yumurta kapasitesinin azalmasının çok geç olmadan belirti veremeyeceğine işaret eden Doç. Dr. Taşdemir, düzenli adet gören kadınların da en az bir kez uzman hekim görüşü almasında fayda olduğunu belirtti.