Bilgi Çağı çelişkisi…

Bilgiye ulaşmanın bir parmak hareketi kadar kolay olduğu bir devirdeyiz…

Kirlilik derecesinde bilgi var ve hatta bilgi çöplüğü…

Bilginin çoğaldığı yerde kıymet azalıyor demek ki…

Meşhur arz - talep eğrisi burada da işliyor sanki…

Bilginin çokluğu talebi azalttıkça artan cehalet oluyor…

Bilgi cehaleti alır yanlış bir önerme demek ki…

Bazen cehaletin kaynağı bilginin kendisi de olabiliyormuş demek ki…

Birey olma…

Ben olma…

Enaniyet…

Herkes enaniyetini ya da öbür deyiş ile egosunu besleyen bilgiyi alıp bir de kutsallaştırıyor…

Kutsadığı bilgi değil enaniyeti…

Kibir…

Şeytanın en sevdiği günah…

Şeytan?…

Cahil mi?…

Yooo… Hatta alim derecesinde bilgili…

Peki onu saptıran ne idi?…

Enaniyet…

Kibir…

Demek ki bilgi tek başına hiçbir işe yaramıyor…

Bilgi bazen cehaletin asıl kaynağıdır dersek de…

Bu bir çelişki olmuyor…

AZ DA SAĞLIK…

Prof. Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA’dan müthiş bir ironi:

“Bazı ülkelerde emniyetli oldukları gerekçesiyle reçetesiz de satılan mide koruyucu ilaçların risklerine bir yenisi eklendi.

Tüm dünyada milyonlarca insan tarafından kullanılan bu ilaçlar bunama riskini de %44 artırıyor.

Bu aslında beyni koruyucu bir etki çünkü bunayan kişi ilacı almayı unutuyor ve böylece bunamanın ilerlemesi önlenmiş oluyor.

Mide koruyucu ilaçların prospektüslerine beyni de korur yazılmalıdır.”

ESKİLERDEN…

“Yapay zekanın insandan üstün olduğunu kabul eden varlığının da anlamsızlığını itiraf etmiştir “ der eski bir Türk atasözü…