Acıbadem Eskişehir Hastanesi Diş Hekimi Nergis Nur Fidan, hoş olmayan nefes anlamına gelen “Halitozis” yani ağız kokusunun çok eski zamanlardan beri bilindiğini ve dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini etkilediğini söyledi. Son yıllarda toplumda ağız sağlığı ve bakımına olan duyarlılığın artmasıyla birlikte halitozis hakkında bir farkındalık doğduğuna değinen Diş Hekimi Fidan, “Çoğu insan kötü ağız kokusunu kabullense ve bir çözümünün olmadığını düşünse de ilerleyen dönemlerde kişilerin sosyal ilişkileri de bu durumdan olumsuz etkilenmektedir” dedi.
Ağız kokusunun birçok sebebi olsa da yüzde 90 oranında ağız boşluğundan kaynaklandığını belirten Diş Hekimi Fidan “En sık görülen sebeplerin başında ağız hijyenine bağlı dişler ve dil üzerinde yiyecek artıklarının kalmasıdır. Kişinin ağız hijyenini tam olarak sağlayamaması sonucunda görülen bu durum ciddi kokuya neden olabilir. Diş çürükleri de ağız kokusuna sebep olmaktadır. Özellikle fark edilmesi daha zor olan arayüz çürükleri bakterilerin tutunması ve gıda birikimi için elverişli alanlardır” diye konuştu. Bununla birlikte periodontal yani dişeti hastalıkları, düşük tükürük akış hızı, uygun olmayan protez kullanımı ve dil üzerinde plak birikiminin de halitozisin diğer sebepleri arasında yer aldığını ifade etti.
“Ağız dışı sebeplerin oranı yalnızca yüzde 8’tir”
Halitozisin ağız dışı sebeplerinin, tüm sebeplerin yüzde 8’ini oluşturduğu bilgisini veren Diş Hekimi Fidan “Bunlar arasında alt-üst solunum yolu enfeksiyonları, bademcik taşı, kronik sinüzit, gastrointestinal hastalıklar, diyabet, karaciğer yetmezliği, üremi gibi çeşitli hastalıklar sayılabilir. Kimi kronik hastalıkların kendine has ağız kokusu bulguları olması hekimlere ayırıcı tanıda destek olmaktadır. Kullanılan ağrı kesici, antidepresan ve tansiyon ilaçları gibi bazı ilaçlar da ağız kuruluğuna yol açmakta ve dolayısıyla halitozise neden olmaktadır” dedi. Günlük hayatta alkol, tütün kullanımı veya sarımsak, soğan ve baharatlı yiyeceklerden kaynaklanan geçici ağız kokusunun da görülebildiğini sözlerine ekledi.
Diş Hekimi Fidan, halitozisin tedavisi için kabul edilmiş bir standart olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Ancak halitozise sebep olan etken anlaşıldığı zaman tedavisi de oldukça kolaydır. Bu nedenle ağız kokusunun kaynağını bulmak çok önemlidir. Sebep ağız boşluğu kökenli ise ağız hijyenini sağlamak önemli bir adımdır. Bazı bireyler yıllarca halitozisten yakındıkları için günlük ağız diş bakımıyla bu sorundan kurtulabilecekleri konusunda ikna edilmeleri oldukça güç olmaktadır.”
Ağız kaynaklı halitozis tedavisinde hastaya ağız hijyeni eğitimi verilmesi gerektiğinin altını çizen Diş Hekimi Fidan, “Antiseptik gargaraların kullanımı önerilmeli, sabit ve hareketli protezlerin temizliği hakkında bilgi verilmeli ve düzenli diş hekimi kontrolüyle müdahale edilmesi gereken çürüklerin tedavisi tamamlanmalıdır. Ağız dışı kaynaklı durumlarda (solunum sistemi, sindirim sitemi, boşaltım sistemi, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği) ilgili uzmandan konsultasyon istenmelidir” dedi.
Diş Hekimi Fidan, sosyal hayatı ve kişinin özgüvenini olumsuz etkileyen bu durumun en sık sebebinin ağız boşluğu ve dişlerden kaynaklandığını vurguladı ve ağız dışı sistemik durumlardan kaynaklansa bile ağız ve diş bakımı olmadan halitozisin önlenemeyeceğini anlattı.
Ağız kokusu sosyal ilişkileri de olumsuz etkiliyor
Diş Hekimi Nergis Nur Fidan, yaygın görülen ve kişinin hem özgüvenini hem sosyal hayatını etkileyen ağız kokusu hakkında “Probleminin kaynağı yüzde 90 oranında ağız boşluğudur. Bu nedenle ağız hijyeni çok önemlidir.” dedi.
Yorumlar