İstanbul'da Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, etkinlik sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İsrail ve Filistin arasındaki olaylara ilişkin yöneltilen soruya yanıt veren Bakan Tunç, İsrail-Filistin meselesinin Ortadoğu'da kanayan bir yara olduğunun altını çizdi. Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımız kabine toplantısı sonrası gelişmelerle ilgili ifadelerde bulundu. Bölgedeki şiddetin ortadan kalkması lazım. Özellikle 1967 sınırlarına geri dönülmesi gerek. Bölgede 2 devletli bir yapının oluşmaması nedeniyle bugüne kadar şiddet olayları orada hep vuku buldu. Son olaylar hepimizi endişelendirdi" ifadelerini kullandı.

Özellikle bölgedeki şiddetin sona ermesi, sivillerin hayatını kaybetmemesi konularında tüm dünyanın duyarlı olması gerektiğini kaydeden Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımız bu anlamda bölgedeki liderlerle görüşmeler yapıyor. Bölgedeki şiddetin bir an önce son bulması lazım. Daha büyük bir felakete ve savaşa dönüşmeden olayların çözümlenmesi, bölge barışı açısından çok önemli. Temennimiz bir an önce bölgedeki huzurun sağlanmasıdır" diye konuştu.

Bakan Tunç, Gezi Parkı Davası'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Kavala'ya Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından ödül verilmesine ilişkin olarak şunları söyledi: "Türk Yargısı tarafından bir hüküm verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiş. Bir kısım sanıklar bakımından bozma kararı verilmiş, bazı sanıklar bakımından da onama kararı verildi. Gezi olayları bir şiddet olayıdır. Yani bunu hiç kimse başka bir tarafa çekmesi mümkün değildir. Yani 2013 yılının Mayıs ayında ortada hiçbir şey yokken Türkiye’de faizlerin yüzde 5’lere düştüğü enflasyonun yüzde 5’lerde seyrettiği dünyanın en büyük projelerinden bahsedildiği bir ortamda Gezi Parkı'nı bahane ederek sokakları ateşe vermek istediler. Dükkanları taşladılar, polisleri şehit ettiler ve vatandaşları yaraladılar. Kamu araçlarına özel araçlara zarar verdiler. Bu şiddet olaylarının bir hukuk devletinde yeri yoktur. Bunun hesabını da bağımsız yargı soracak."

Bakan Tunç, "Türkiye Cumhuriyeti yargısının vermiş olduğu bir kesin karar neticesinde hüküm giymiş birisine insan hakları ödülü veriliyorsa, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde bu bir kere talihsizliktir. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin kuruluş ilkelerine de uygun değildir. Avrupa değerleri insan haklarıysa, insan haklarının içerisinde şiddet yoktur. Şiddet ve terör eylemleri, insan haklarının düşmanıdır. Dolayısıyla yaşama hakkına tehdit eden şiddet olaylarını azmettirme ve arka planda onları destekleme noktasında yargının vardığı bir kesin hüküm var. Bu kararı beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama uymak zorundasınız. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde ki bu görüntü özellikle bir sivil toplum kuruluşunun sözde insan hakları ödülü vermeye kalkışması ve orada bunu bütün dünyanın gözü önünde sanki o kişiler insan hakları mücadelesi vermiş ve İstanbul'da tüm sokakları ateşe vermeye çalışanlar değilmiş gibi bir insan hakları ödülü veriliyor. Buna da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi maalesef alet oluyor. Türk delegasyonunun özellikle bu görüntüden sonra orada bulunmaması en doğru tavırdır" dedi.