Yoğun katılımın olduğu zirvenin ikinci gününde açılış konuşmasını İspanya Eski Başbakanı José Luis Rodríguez Zapatero yaptı. Konuşmasının başında UEZ’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Zapatero, Türkiye’yi çok sevdiğini, İspanya-Türkiye arasındaki ilişkinin geçmişten bugüne çok büyük bir kültüre dayandığını belirtti. Üzerinden 25 yıl geçen yeni yüzyılda açlığa, fakirliğe, sürdürülebilir bir geleceğe karşı taahhütler verildiğini söyleyen Zapatero, buna karşın insanların farklı beklentilerini ve savaşları da gördüklerini kaydetti. Zapatero, “ABD’de İkiz Kulelere saldırıları gördük. Suriye’de, Yemen’de, Gazze’de çok acılar gördük. İsrail’in Filistin halkına yapmış olduğu bu zulüm insanlık tarihinde çok önemli bir iz bırakacaktır. Bu acıya ne kadar dayanılmaz olduğunu Gazze’de hep birlikte görmüş olduk. Dünyanın birinci gücü ABD, 6 trilyon dolar harcamıştır. İspanya milli geliri ile karşılaştırıldığında çok ciddi olduğunu görüyoruz. Bu 25 yılda Çin’e bakalım, 6 trilyon doları teknolojiyi geliştirmek için harcadı. 25 yıl jeopolitik ve jeoekonomik değişimleri getirdi. Avrupa’daki dengenin değiştiğini, Asya’nın Çin’in yükselişini gördük.” dedi.
Çin artık kabul edilebilir bir güç
Dünyadaki dengelerin değiştiğinden bahseden Zapatero, şöyle konuştu: “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da neler oldu? Avrupa ve ABD dünya gelirinin yüzde 60’ını temsil ediyordu. Dünya nüfusunun yüzde 14’üydü. Tersine döndü. Avrupa ve ABD’ye baktığımızda yüzde 30’a gelmiyoruz. Çin’in milli geliri neredeyse dünya gelirinin yüzde 20’sine denk geliyor. Büyük bir hegemonyadan bahsediyorduk ve çok uzun süre ABD’nin kurallarıyla oynama devam ettik. Soğuk Savaş sona erdiğinde Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra her şey değişti. Birincisi İkiz Kulelere saldırı. ABD içinde kimlik krizi ortaya çıktı. Radikal bir terörizm ve daha sonra Çin gücü ortaya çıktı. Bizim için Çin artık kabul edilebilir bir güç. Bir de Batı’ya, ABD’ye olan inancın kaybedilmesi söz konusu. İlk önce Amerika diyorlar ve bu da ABD’nin kaybı. Bunun örnekleri de var. Büyük Britanya’nın AB’den çıkışı, Brexit. Kraliçe Elizabeth döneminde Büyük Britanya dünya gelirinde yüzde 10’den yüzde 3’e indi. 20’nci yüzyılda çok ciddi bir güç kaybı yaşadı. Buradaki güç kaybı göçmenlere bağlandı, Brüksel, AB sebep gösterildi. Şu anda çok pişmanlar. Milliyetçilik trendi vardır. Daha sonra uluslararası anlaşmazlıklar başlar ve bunlar savaşlara evrilir. Bu savaşlar da hayatımıza bir kabus gibi çöker. Ukrayna savaşı, İsrail’in Gazze’deki yıkımı da buna örnek gösterilebilir. Bunlar bizi çok ciddi verilere götürüyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en fazla ölümün yaşandığı olaylarla karşı karşıyayız. Tarih sanki kendini tekrarlıyor. Milliyetçilik artıyor, korumacılık oluyor.”
Eşitsizliklerin, şiddetin, güvensizliğin karşısında durulmalı
Teknolojideki gelişimin durdurulamayacağını söyleyen José Luis Rodríguez Zapatero, “İleri toplumların birbirine olan bağlılığı, dayanışması bizim önemlidir. Bu bağlılık milliyetçilik tarafından durdurulamaz. İnsanlığa bağlı olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Tüm bunlar, yeniden yapılandırmamızı ve işbirliğine bağlı. Eşitsizliklerin, şiddetin, güvensizliğin karşısında nasıl durduğumuza bağlı. Eğer gerçek dışı davranırsak, siyasi gerçekleri ve demokrasinin meşruluğunu inkar edersek, tarihteki hatalara geri dönmüş oluruz. Bir anlaşmazlık içinde buluruz kendimizi. Milliyetçilik ve kutuplaşma olarak karşımıza çıkacaktır. Yanıtlarımızı internetten, yapay zekadan bulamayız. Biz sadece yanıtları insan türünün hassasiyetiyle bulabiliriz. Elbette dijitalin faydaları var ama bizim için ayrışmaya, topluluk fikrinden uzaklaşmasına neden olabilir. Dijital toplumun bireyselliği artıyor.” diye konuştu. Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun en büyük savunusu olduğunu vurgulayan Zapatero, “En çok biz destek veriyoruz. İspanya, gelişmiş bir ülke. Bu da AB projesi sayesinde mümkün oldu. Ben Türkiye’nin AB içinde olmasını AB için istiyorum. Eğer AB bu vizyoner bakış açısına sahip olabilirse, Avrupa Türkiye gibi bir ülkeyi birliğine dahil edebilirse, medeniyet ve politika açısından tamamlanmış ve sağlamlaşmış olur. AB güçlenmiş olur.” dedi.
ABD’de kurumsal, politik bir kriz görülecek
Sürdürülebilirlik, iklim değişikliği gibi konuların kendileri için çok önemli değerler olduğunu anlatan Zapatero, şu ifadeleri kullandı: “Bunu ABD ne kadar inkar ederse etsin, burada bir değer olarak karşımıza çıkıyor. Yapay zekaya barışı entegre etmeliyiz. 2025’te büyük hareketler olacak. Ukrayna savaşını bitirmek zorundayız. Türkiye buradaki rolü nedeniyle tebrik ediyorum. Rusya uluslararası hukuku tanımadı ve bir ülkeyi işgal etti. Binlerce hayat kaybedildi, aileler perişan oldu. Putin’den sonra Rusya Avrupa’nın komşusu olmaya devam edecek. Büyük bir politika önleyici bir politikadır. Önümüzdeki nesiller için, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi elzemdir. Türkiye AB’ye dahil olsaydı kesinlikle Ukrayna savaşı olmazdı. AB kendi öz saygısını da kazanmış olurdu. AB büyük bir istikrar sağlayıcısı olurdu. AB uzun vadeli çalışırsa, evrensel barış değerlerine sahip çıkarlarsa, yoksulluğu bitirirlerse, gezegenimize sahip çıkarlarsa ve savaşların karşısında dururlarsa STK’ların da desteğiyle ufkumuz gelişir. Daha önce açılmayan alanlar bizim için açılır. Daha korkulu zamanlarda dahi açıldı. Trump’tan sonra ne olacak, şimdiden çalışmaya başlarsak, bu vizyonu tutturursak başarırız. ABD’de kurumsal, politik bir kriz göreceğiz. Dünyanın geri kalanı olgun bir şekilde hareket etmeli. Karışık bir dönem olacak. Barışçıl şekilde bir arada olma yüzyılı olmalı. Bunu iş dünyasına dahil etmeliyiz.”
Entelektüel cesarete sahip olunmalı
Türkiye’yi Ortadoğu’da bir lider olarak görmek istediğini belirten Zapatero, “Politik liderliği oluşturması, Suriye, Libya ve bu kadar dağılmış ülkeye sahip çıkmasını bekliyorum. Buradaki tüm savaşlar çok manasız. PKK’nın sona ermesiyle terörizmin bitmesi bizim için çok önemli olacak. Tarihte affetmeden bir araya gelmeyen bir demokrasi yok. İlerlemenin önündeki en büyük sorun korkudur. Entelektüel cesarete sahip olunmalıdır. Binlerce çocuk Gazze’de öldürülüyorsa dünyanın büyük bölümü sessiz kalıyorsa, etik değerlerin, medeniyetin neresindeyiz, bunu düşünmemiz gerekiyor. Diyalog, kültür ve umut. Hem İspanya hem de sizler için çok önemli.” dedi.