Açılış konuşmasında belirsizlik ortamında rekabetçi kalmanın zorluğuna değinen TÜSAYDER Başkanı Meriç Atalay, Türkiye’nin üretkenlik ve verimlilikte 40. sıraya, rekabette 53. sıraya gerilediğine değinerek, “Bugünün dünyasında dayanıklılığı ve esnekliği ön planda tutan, değişime hızla adapte olabilen sistemleri oluşturmak, varoluş savaşının en kritik noktasıdır” dedi.
TÜSAYDER (Tüm Satın alma ve Tedarik Yöneticileri Derneği)’nin bu yıl 12. Kez düzenlediği Satın Alma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi – STZ 25, iş dünyasından 400’ü aşkın profesyonelin katılımıyla gerçekleşti. TÜSAYDER’in düzenlediği zirvenin bu yılki ana teması “Şimdi Değişim Zamanı! Hazır Mısın?” olarak belirlendi. Yapay zekâ teknolojilerinin satın alma ve tedarik zinciri yönetiminde yarattığı dönüşüm, ekonomik belirsizliklerin yön verdiği yeni fiyatlama davranışları ve sürdürülebilirlik politikalarının masaya yatırıldığı zirvenin açılış konuşmasında Türkiye’nin rekabet, üretkenlik ve verimlilik verilerini paylaşan TÜSAYDER Başkanı Meriç Atalay, “Bu kadar belirsizliğin içinde rekabetçi kalmak kolay değil. Dünya Rekabet Merkezi’nin 2024 araştırmasına göre, ülke olarak 47. sıradan 53. sıraya geriledik. İş dünyası verimliliğinde ise tam sekiz sıra gerileyerek 52. sıraya düştük. Üretkenlik ve verimlilikte 40. sıradayız. Bu veriler açıkça gösteriyor ki önümüzde uzun bir yol var ve karşımızda her gün kendini geliştiren güçlü rakipler bulunuyor” diye konuştu.
“BELİRSİZLİK SÜRECİNİ YÖNETMEKLE YÜKÜMLÜYÜZ”
Atalay şöyle devam etti: “Dernek olarak en önemli görevimiz, bu sisli ortamda geleceği doğru okuyabilen, yeni yollar açabilen, güncel tabiriyle "ufuk tarayıcıları" (horizon scanners) yetiştirmek ve onların öncülüğünde Türkiye’nin tedarik zinciri verimliliğini artırmaktır” diye devam eden Atalay, küresel belirsizliğin Covid-19 pandemisi sırasında ölçülen en yüksek seviyeye ulaştığını ve bugün gelinen noktada yine pandemi dönemi belirsizliğini yaşadığımızın altını çizerek şunları söyledi, “Ülke olarak bu belirsizliklerden gecikmeli de olsa etkileniyor, kendi iç gündemimizin etkilerini de ekleyerek tüm kurumlarımızla bu zorlu ortamda rekabet etmeye çalışıyoruz. Satın alma ve tedarik zinciri yöneticileri olarak hem yurt dışı hem de yurt içi gelişmeleri yakından izleyerek bu belirsizlikleri yönetmekle yükümlüyüz.”
ALANINDA UZMAN İSİMLER ZİRVEDE BİR ARAYA GELDİ
Zirvede Türkiye ve dünyadan sektör profesyonelleri, akademisyenler ve iş dünyasının liderleri, tedarik zincirinin geleceğini ele aldı. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği 400’ü aşkın sektör profesyonelinin katıldığı zirvenin oturumlarında uzman isimler sunumlar gerçekleştirdi.
“TARIMDA ARZ TALEP DENGESİ BOZULDU”
İrfan Donat, Sencer Solakoğlu ve Ali Ekber Yıldırım’ın katılımlarıyla gerçekleşen Tarım ve Hayvancılık Panelinde gıda arz güvenliği, çiftçi maliyetleri ve sürdürülebilir üretim politikaları tartışıldı. Tarımda arz-talep dengesinin bozulduğuna dikkat çekilen panelde, belirsizliklerin tedarik zinciri yönetiminden üreticiye ve son tüketiciye kadar olumsuz etkilerin görüldüğünün altı çizildi. Khayala Eylazova ve Gölgen Elkatan’ın sunduğu oturumda ise PwC EMEA Tedarik Zincirinde Yapay Zekâ Araştırması paylaşıldı, yapay zekâ ve veri analitiği kullanılarak maliyet avantajı sağlama yolları ele alındı.
“ENFLASYON, ŞİRKETLERDEKİ SAHTEKARLIĞI DA ARTIRIYOR”
Fazıl Oral, Yakın Dönem Küresel Risk ve Fırsatlar Panelinde ekonomik dalgalanmaların tedarik zinciri ve satın alma yönetimine etkilerini anlattı. Oral, ABD, Çin ve AB’nin küresel ticarette hâkim konumda olduğunu üçü birlikte tüm ihracat ve ithalatın %42’sini oluşturduğunu ifade etti. Enflasyonun yarattığı risklerden de bahseden Oral, enflasyon oranı arttıkça ahlakın da çöktüğünü belirterek, KPMC raporuna göre enflasyon nedeniyle şirketlerde sahtekarlığı arttığını bu oranın satış pazarlamada %11’e yükseldiğini belirtti. TÜSAYDER Başkanı Meriç Atalay ve Prof. Dr. Emre Alkin ise, Ekonomi Panelinde enflasyon, kur dalgalanmaları ve faiz politikalarının satın alma ve tedarik yönetimi süreçlerine etkilerini değerlendirdi.
“YAPAY ZEKÂ ŞİRKETLERE MALİYET AVANTAJI SUNUYOR”
Son olarak Tedarik Zincirindeki Yapay Zekâ Uygulamaları panelinde Dr. Mehmet Sarıdoğan moderatörlüğünde Prof. Dr. Oğuz Ergin, yapay zekâ destekli sistemlerin operasyonel süreçlere katkılarını ve gelecek projeksiyonlarını paylaştı. Ergin, “Yapay zekâ dünyadaki işsizliği artıracak. Yaptığınız işlerin hepsinin tamamını yapabilecek teknoloji ile karşı karşıyayız. Hem fiziki hem beyaz yaka işlerde yapay zekâ öne çıkacak. “Bana bir şey olmaz” derseniz rakiplerinizden geride kalırsınız. Yapay zekanın en fazla maliyet avantajı sağladığı alan satın alma ve tedarik yönetimi alanı oluyor. Bu yaklaşan devrime hazırlanmalı tam da şu an bu konuda panik olmalısınız. Şirketinizin ve şahsınızın bu gerçekle yüzleşmesi gerek” dedi. Bu sürece nasıl hazırlanılması gerektiğini de anlatan Ergin, yapay zekayı kullanabilmek için elde veri olması gerektiğine dikkat çekerek “Verinizi toplayıp sağlıklı hale getirip anlamlandırmalısınız aksi halde bu araçları kullanamazsınız. İkinci olarak bir farkındalık ve insan kaynağında dönüşüm yaratılması gerekiyor. Biriminize yapay zekâ sorumlusu atamak, personelin ne kadar yapay zekâ aracı kullandığını ölçmek gibi prosesler uygulamak gerekli” diye konuştu.
Öne çıkanlar:
Zirvede McKinsey’in 2024 araştırma sonuçlarına da yer verildi. Araştırmalara göre yapay zekâ entegrasyonu ile şirketlerin %61’i son bir yılda tedarik zinciri ve envanter maliyetlerinde %10 ila %20 arasında düşüş sağladı.
Firmalar ürün tasarımlarında değişiklikler yaparak gereksiz maliyetleri ortadan kaldırma stratejilerine odaklanmaya başladı. Bunu başaran şirketler ya kâr marjlarını artırarak sermayelerini güçlendiriyor ya da rekabetçi fiyatlarla pazarda pay kapıyor.
Global şirketlerin %71’i yapay zekayı en az 1 fonksiyonda kullanıyor ve bu oran hızla yükseliyor. Bugünün değişen dünyasına uyum sağlayamayan şirketlerin var olmak için önünde en fazla 5 yıl var.
Yapay Zekayı tedarik zinciri ve envanter yönetim sistemlerinde kullanan şirketlerin %61’i ise maliyetlerini %10’un üzerinde düşürmeyi başardılar.
Satın alma süreçlerinin büyük kısmı çalışanlar tarafından yönetilen tekrarlı işlerden oluşuyor. Bunlar, siparişin planlanması, siparişin iletilmesi, tekliflerin toplanması, tekliflerin analiz edilmesi ve karar verilmesi gibi. Bu tekrarlı işlerin çok büyük bölümü önümüzdeki 5 yıl içinde RPA (robotic process otomation) dediğimiz dijital yakalı çalışanlar (Bilgisayar sistemleri) tarafından yapılacaklar. Mckinsey’in son yapay zekâ araştırması önümüzdeki 3 sene içerisinde global şirketlerin %47’sinde Tedarik zinciri – Envanter Yönetimi alanındaki çalışan sayılarında %3 ile %20 arasında azalma beklendiğini ortaya koyuyor.