Türkiye’de ilk ve tek olarak Köyde Çocuk Sanat Şenliği’nin düzenlendiği Tekeciler Köyü Muhtarı Mustafa İmdat ve bu şenliğin düzenlenmesinde büyük emekleri geçen Eğitimci-Yazar Erol Büyükmeriç ile şenliğin doğuşunu, gelişimini ve bugünkü durumunu konuştuk.
FİKİR NEREDEN DOĞDU
Bizim bu projemiz 2019 yılında benim muhtarlık seçimimden sonra Erol hocam beni tebrik için aradı, konuşma sırasında bu projeden söz ettim. Köyde neler yapabileceğimizi sordum. Köyde bir Çocuk Sanat Şenliği yapma fikrini Erol Büyükmeriç de olumlu baktı. Köye gelerek çalışmalara başladık. İlk yıl eldeki imkanlarla ufak bir şey yapıldı. İlk çoban ateşini orada yaktık ondan sonra her yıl düzenle olarak gerçekleştirdik. Bizler ne kadar destek olduksa da Erol hocamın büyük emekleriyle, Tepebaşı Belediyemizin katkıları oldu, araç konularında destek ihtiyaç oluyordu bunlar karşılandı. Böyle böyle 5.incisini bu yıl gerçekleştirdik. Güzel bir programdı, geri dönüşler çok iyi oldu.
TEKECİLER KÖYÜ
Tekeciler Eskişehir’in kuzey bölgesinde şehre 20 kilometre uzaklıkta, bin 200 rakımlı bir orman köyüdür. 500 yılı aşkın tarihi var. Eskişehir’e yakın olduğu için halkının çoğu hep şehirde çalışmış emekli olunca da geri dönmüşler.
Köyde yabancı kökenli insan yok. Erol hocam daha önce köyde öğretmenlik yaptığı için çoğu kişi zaten tanıyor. Köylü de büyük ölçüde şenliğe destek verdi.
Bizim işimiz yazın çocuklarımıza bir şeyler öğretebilmek. Zaten okullar kapalı, köyler kötü bir durumda. Bizim okul kompleksi bölgede tek, işlevi yüksek bir kompleks, şu anda öğretmen gelse veya çocuk olsa faal duruma geçer. Bölgedeki okullar vahim durumda.
ŞENLİK BOYUNCA NELER YAPILIYOR
Yaz mevsiminde şenlik düzenlediğimiz zaman köydeki çocukların yanı sıra şehir merkezinde bulunan çocuklarımız da gelerek katılıyorlar.
Şenlik tarihinde iki ay önce çalışmalar başlıyor. Şehirdeki çocukları getirip-götürmek biraz sıkıntılı oluyor ama üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Köyde yaşayan kadınlarımız da şenlik dışında düzenlenen çeşitli kurslara ve çalışmalara katılıyorlar.
Şenlik çalışmaları Haziran’da başlıyor, Ağustos ayının uygun bir gününde de şenliği yapıyoruz. Şenlik önceki haftada iki veya üç gün tiyatro, müzik, şiir, resim, edebiyat, felsefe çalışmaları yapılıyor.
Şenlik zamanında köydekilerden belki daha çok dışarıdan insanlar katılıyor. Köyde şu anda 180 kişi yaşıyor. Doğa olarak da herkesin hoşuna gidiyor.
Bu tür bir şenlik Türkiye’de ilk ve tek.
EROL BÜYÜKMERİÇ ANLATIYOR
Ben çocuklara öyküler, masallar, romanlar, okuyan karikatürler çizerek ürün veren bir yazarım. Tekeciler köyüyle de bağlantılı bir kişiyim. 1969-72 yılları arasında öğretmenlik yaptığım bir köy. Çalışma hayatım boyunca ben kendimce bir şeyler hayal ediyordum. Köy Enstitülerini biliyoruz, Köy Enstitülerinin arkasında devlet vardı, bir güç vardı. Köy sosyolojisi zor bilinen karşıdan görüldüğü gibi değil, orada bir dünya var. Köyde okullar şehri alındı, köy okulsuz kaldı, orada öğretmen yok, ben özellikle emekli olduktan sonra 6 yıl Tekeciler’de kaldım, köylülerle hep iletişim içindeydim. Daha sonra bir vesile oldu Mustafa muhtar ile bir araya geldik. İnsanlarla ilişkisi olan, kent yaşamını bilen aydın bir insan.
Neler yapabiliriz diye konuşurken benim daha önce öğretmenlik yaptığım binada şiir atölyesi ile başladık. Daha sonra bu olay birden bire gelişti, çeşitli arkadaşlarım bana katıldı. Köy çocuklarının bilinçlenmesine, eğitimlerine katkı yapmaya çalıştık. Muhtar ve ülkesini düşünen, çocukları düşünen insanlarla çalışmaları sürdürdük.
KÖYDE MÜZE VE ANFİ TİYATRO
Bu ülkeyi vatan yapan köydeki insanlar ihmal edilmişler. Eğitim eşitsizliği günlerini yaşadığımız bu dönemde çocuklara katkı vermek, yaşam sevinci, sanatla, edebiyatla uğraşarak dünyalarında yeni ufuklar açmak için bu işi yaptık.
Bugüne kadar 30’a yakın gönüllü eğitmen yaz boyunca köye geldiler, kimi resim dersi kimi müzik dersi verdi, İstanbul’dan gelip heykel dersi veren var.
Bizim şu anda minik bir müzemiz var, kütüphanemiz, konferans salonumuz, köyde anfi tiyatromuz var.
Yapılan kitap bağışlarıyla kütüphane oluşturduk. Gönüllüler çeşitli malzeme yardımı yapıyorlar. Köyde iki piyano, üç gitar, üç keman var. Biz orada özel bir dünya yarattık, birbirimize inandık. Bir sevi, sanat, kardeşlik havası yarattık. Hiçbir şekilde politik değildik. Beş yıldır çocuklar tiyatro, kabare ve pandomim yaptı. Şiir atölyesinden sonra çocukların yazdığı şiirler besteleniyor. Hepsi özgün. Çocuklar inanılmaz şeyler yaşadı. 7 yaşındaki çocuğumuz sunuculuk yaptı.
HAYATLARINA NE GİBİ KATKI YAPIYOR?
Çocuklukta yaşananlar ileride mutlaka karşılarına çıkacak. Ben kendimden biliyorum. Bu tür şenlikler çocukları zararlı alışkanlıklardan da koruyor. Güzel şeyler yapıyoruz, muhtarla birlikte.
Bu arada şunu da söylemek isterim köyde 100 dönümlük fındıklık var. Bu bir servet. Köylüler topluyor, fındıkları biraz küçük ama kışın yiyorlar. Bu ağaçlar aşılanıp değerlendirilmesi lazım bunun için de devlet gücü lazım.
Şenlik boyunca kadınlarımıza da eğitimler veriyoruz, Bu yıl bir köy kadınımız piyano ile klasik müzik çaldı. O çalarken ben ağlamak istedim. İnsanların güzel şeylere ihtiyaçları var. Orada bir kompleks oluşturularak Türkiye’ye örnek olacak bir model yaratılabilir. Ondan sonra diğer kentler de biz de onlar gibi yapalım diyeceklerdir. İşte eğitim patlaması.
ŞENLİK DEVAM EDECEK Mİ?
Mustafa İmdat olarak ben muhtarlığı sürdürdüğüm sürece şenlik de devam edecek. Muhtarlıktan ayrıldığım zaman ne olur bilemiyorum. Çeşitli sıkıntılarımız oluyor elbet, servis konusu bunların başında geliyor. Belediyelerimiz desteklerini sürdürürse iyi olur. Devlet katında bir destek olmadı. Devlet yetkilileri bir kez olsun burada ne oluyor diye şenliklerimize katılmadı. Bize Eskişehir Kent Konseyi destek veriyor. Bütün etkinliklerimize katıldılar. Tepebaşı Belediyesi yüzde 90 destek veriyor, Ahmet Ataç, sürekli yanımızda, onların da kendilerine göre sıkıntıları var, ellerinden gelse daha fazla destek olacaklar.
Bu sene sahnenin üzeri biraz bakım istiyordu Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’den rica ettim, hemen yaptırdı.
Bir şey daha söylemek istiyorum, köy ortamını merak edenler, kuzine yakmak isteyenler için konuk evimiz var. Zaman zaman gelip kalanlar var. Eskişehir’de de böyle köy hayatını merak edenler varsa gelebilirler, kalabilirler.