Modern Şehirlerin Unuttuğu Doğal Sistem
Eskiden şehir planlaması bugünkü gibi karmaşık makinelerle değil, gözleme ve doğa bilgisine dayanarak yapılırdı. Kaldırım taşlarının arasında kalan boşluklar, yağmur sularının zemine süzülmesini sağlardı.
Yol hafif eğimli olurdu; su, taşkın yaratmadan, kendi yolunu bulur akardı. Ne altyapı sıkıntısı vardı ne de ani su baskını korkusu.
Asfaltın Gelişiyle Bozulan Denge
Zamanla taş sokakların yerini asfalt yollar aldı. Gerek araç trafiği, gerekse şehirleşmenin hız kazanmasıyla taş yollar “eski” ve “uygunsuz” olarak görülmeye başlandı.Ama unuttuğumuz bir şey vardı: asfalt su geçirmez.
Bugün her büyük yağmur sonrası aynı haberleri izliyoruz: "Cadde göle döndü", "Araçlar suya gömüldü", "Alt geçitler doldu." Bu görüntüler kader değil, bozulmuş bir ekosistem mühendisliğinin sonucu.
Çözüm Yine Taşta Gizli
Dünyanın gelişmiş şehirleri, tekrar geçirgen zeminlere, yeşil altyapılara ve suyu yönlendiren tasarımlara dönüyor.
Biz de eski taş sokaklara geri dönemeyiz belki ama onların sunduğu aklı yeni teknolojilerle yeniden inşa edebiliriz.
Yağmur suyunu düşman değil, doğal döngünün bir parçası olarak görüp, şehirleri doğayla yeniden barıştırabiliriz.
Modernlik, doğaya karşı değil doğayla birlikte olduğunda değerli. Bazen bir taşın altında bile büyük bir ekolojik akıl gizlidir.
Editör notu: Son pişmanlık neye yarar, önümüze bakalım diyenler için bu yazıya bir şarkı iliştiriyorum ve geçmişin esintileriyle birlikte arnavut kaldırımlı taş sokakları yad ediyoruz öyleyse..
Şarkı: Demet Sağıroğlu- Arnavut Kaldırımı 🎵 🎶