Panelin moderatörlüğünü üstlenen Tekstar Tekstil Founder&CEO’su Aykut Tarakçıoğlu, sürdürülebilirliğ
Sürdürülebilir finansın mimarı olmak zorundayız
QNB Türkiye CEO’su Ömür Tan, bankacılık sektörünün sürdürülebilirlik dönüşümündeki rolünü değerlendirerek, bankaların sadece takipçi değil, dönüşümün mimarlarından biri olması gerektiğini vurguladı. Uzun yıllar sınırsız kaynak ve sınırsız büyüme anlayışıyla şekillenen ekonomik sistemin, artık sınırlı kaynaklarla sürdürülebilir büyüme stratejilerine evrildiğini dile getiren Tan, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil; toplumsal ve yönetişimsel boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini belirtti. Bankaların bu dönüşümde üç temel sorumluluğu olduğuna savunan Ömür Tan, “Finansman kaynaklarımızı yeşil teknolojilere yönlendiriyoruz. Bugün QNB Türkiye olarak kredi portföyümüzün yüzde 34’ünü yeşil kredilere ayırmış durumdayız. Sendikasyon kredilerimizin yüzde 37’si sürdürülebilirlik hedefli kaynaklardan oluşuyor. Her yıl bu oranı artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. Bankacılık sektörü açısından iklim riskinin artık çok net bir finansal risk olarak kabul edildiğine dikkati çeken Tan, dünya genelinde sürdürülebilir dönüşüm için yalnızca enerji yatırımlarında yıllık 5.6 trilyon dolarlık bir yatırım gerektiğini ve bu alanda hâlâ geride kalındığını sözlerine ekledi.
İkinci elin gücüyle sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz
sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, konuşmasının başında ekonomist Nouriel Roubini’nin UEZ’deki küresel kriz senaryolarına da değinerek, “Böyle bir atmosferde sürdürülebilirlik konuşuyoruz. Biz sürdürülebilirlik diyoruz Roubini 3. dünya savaşı çıkacak diyor. Dolayısıyla kriz senaryoları arasında sürdürülebilirlik konuşmak önemli. Sürdürülebilirlik konusu herkesin çocuğuna aktaracağı, sorumlu olduğu bir konu.” dedi. sahibinden.com olarak 65 milyon aktif kullanıcı sayısıyla Türkiye’de milyonlarca insana dokunduklarını dile getiren Ertaş, “İnsanları ikinci el alışverişe yönlendirerek, kullanılabilir ürünlerin çöpe atılmasını engelliyor, kaynakların daha verimli kullanılmasına katkı sağlıyoruz.” diye konuştu. Ertaş, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik bir sorumluluk olduğunu ve ikinci el ürünlerin yaygınlaşmasının bu dönüşümde kritik bir rol oynadığını ifade etti. Eskimemiş bir şeyin başka birisi tarafından daha fazla kullanılmasını sağlayarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Ertaş, “Yeniyi çöpe atmayı dünya olarak bırakmamız gerekiyor. Bizim kuşağımızda başkasının eşyasını kullanmak ayıp sayılırdı. Oysa bugün, sürdürülebilirlik adına bu anlayışı tersine çevirmemiz gerekiyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde ikinci elin itibarı oldukça yüksek. Türkiye’de de bu bilinci yerleştirmeye çalışıyoruz.” diye konuştu. Burak Ertaş ayrıca sahibinden.com’un sürdürülebilirlik alanında somut verilerle iz bıraktığını ve 189 bin ton plastik, 68 bin ton çelik ve 126 bin ton alüminyumun geri kazanımının sağlandığını bildirdi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarında kapasite sorunu ortaya çıkıyor
Aydem Enerji CEO’su Serdar Marangoz, şöyle konuştu: “Cari açık 10 milyar dolar civarında. Elektrik kısmında ithalatı önleyebilirsek bu yıl için cari açık olmayacaktır. Ülke için çok önemli ve buna ihtiyacımız var. Elektrik sektöründe sübvansiyonlar var. İhtiyacı tespit etmek isterim öncelikle. Bu ihtiyacı ne kadar hızlı yaparsak o kadar iyi. Hem doğru işler yapıp hem de hızlı yapmak zorundayız, kaybedecek vaktimiz yok. Son kullanıcının elektrik fiyatı 19 dolar. Yatırımlara giden pay 4 dolar. Son kullanıcıda 6.8 dolar. Dağıtım payına bakıyoruz 4 dolar. Reel bakınca sürdürülebilir olmak çok mümkün değil. Yenilenebilir yatırımı yapmak isteyen insanlar kapasite sorunuyla karşılaşıyor. Bu teraziyi iki türlü desteklemek gerekiyor. Cazibeyi artırmak için doğru fiyatın desteklendiği bir durumun devrede olması gerekiyor. Yoksa sektörün gelişme hızı düşük olacaktır. Biz çatısı altında yüzde 100 yenilenebilir bir portföy şirket inşa ettik. Aldığımız skorlarda gelişmekte olan ülkelerde ilklerde yer aldık. Bunu samimiyetle devam ettirdik devam ettiriyoruz.”
Yapılan tüm işlerde çevreye topluma saygılı olmak gerekir
Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Ümit Nuri Yıldız, paneldeki konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Mesela teorik olarak sürdürülebilirliğin üzerinde durmak yerine uygulamada ne kadar ne durumda diye bakmak lazım bence. Yapılan tüm işlerde çevreye topluma saygılı olmak gibi bir prensip sahibi olmak gerekir. Sürdürülebilirlikle ilgili çerçeveyi oluştururken de buna göre yaptık. Alarko şirketler topluluğunu global bir şirkete dönüştürürken sürdürülebilir nasıl olunur diye düşündük. Gerek yapılan işlerde gerek Ar-Ge çalışmalarında sürdürülebilirliği ana maddelerden bir tanesi yaptık. Kısa zamanda biri işi yapmaktansa sürdürülebilir orta ve uzun vadede değer katacak işleri değerlendirmeye karar verdik. Belirli dönemlerde genel müdürlerimizi ve yetkililerimizle toplantılar yaptık. Bunun bize faydası da yapılan uygulamaları ‘copy paste’ şeklinde yaymak oldu. Eğer biz döngüsel ekonomi yaratmaya çalışıyorsak bu döngüsel ekonomide bizim karbon ayak izimizi doğru şekilde ölçmemiz lazım. Bunun için bu parametreleri ve ölçümlerini bir şekilde nasıl yapılacağını belirlemek gerekiyor. Bu şekilde biz de ilk 25 şirket içindeyiz şu anda. Bu konuyla ilgili ciddi danışmanlıklar da aldık. Kompleks gibi görünen yapı bizim için avantaj haline geldi. Bir de şunu eklemek isterim. Türkiye’nin önündeki en büyük avantajlarından bir tanesi, iş yüküne katılımın çok az olması. Bu, büyük bir potansiyel. 1 eğitim, 2 disiplin, 3 işe sahiplenme konusunda kadınların çok büyük bir üstünlüğü var bence. Kadınların katılması sürdürülebilirliğe katkı sağlayacaktır. Yüzde 80 oranında kadın çalışanla çalışıyoruz. Tüm birimlerimizde olabildiğince karbon ayak izimizi ölçüyoruz ve bunu çözebilecek organizasyonlar yapıyoruz. En önemlisi bu konuyu ne kadar içselleştirdiğinizle alakalı.”