Bugün Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen büyük bir kurtuluş mücadelesinin ardından kurulan Cumhuriyetimiz 100’üncü yaşını kutluyor. Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyeti korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir ferdinin asli görevidir. Hedefimiz ise Atatürk’ün dediği gibi ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak olmalıdır. İlk 100 yılı geride bırakırken, teknoloji, sanayi, kültür, sanat ve sporda birçok atılım yapıldı ancak hala istenilen seviyelere gelemedik. Özellikle son birkaç yıldır, ülkemizin içinde bulunduğu ve gitgide kötüleşen ekonomi ile vatandaşlar zor günler yaşıyor. Gençlerin gelecek kaygısı gitgide büyüyor, emekliler geçinemediği için dert yanıyor. Belli bir kesim dışında çalışanlar da geçinemediklerini, zor günler yaşadıklarını söylüyor. İşte yine bu günlerde, tek dayanağımız 100 yıl önce büyük zorluklar içinde, verilen büyük mücadelelerle kurulan Cumhuriyetimiz oluyor. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında, ilk yüzyılda olduğu gibi yine en büyük görev gençlere düşüyor. Daha çok çalışarak, aldığımız bu emaneti gelecek nesillere muasır medeniyetler seviyesine daha da yaklaştırarak vermeliyiz. Cumhuriyetin yeni yüzyılında, ekonomik olarak güçlenmiş, bireysel özgürlüklerinin kısıtlanmadığı ve anlamsız yasakların olmadığı, hiçbir çocuğun gece yatağa aç girmek zorunda kalmadığı bir gelecek diliyorum. Başta Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşı olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak için can vermiş kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlu olsun. Sonsuza dek Cumhuriyet!