Osmanlı mutfak kültüründe bugüne kadar ulaşan, Türk gastronomisinin önemli unsurlarından biri olan Osmanlı şerbetlerinin Türkiye genelinde "Geleneksel Ürün Adı" olarak tescillenmesi için BŞEÜ ve Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği yaptı.

Bu yılbaşında TÜRKPATENT'e yapılan başvuruyla Osmanlı Devleti'nde imarethanelerde "şerbethane" adı verilen özel bölümlerde hazırlanan "Osmanlı şerbetleri"nin tescillenmesiyle koruma altına alınıp tüketiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor.

BŞEÜ Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğretim Görevlisi Mesut Kaplan, AA muhabirine, Osmanlı şerbetinin Türkiye genelinde geleneksel ürün olarak tescillenmesi için başvuruların tamamlandığını belirterek, Bilecik'in Osmanlı'nın kuruluşun şehri olmasından dolayı böyle bir başvuru yaptıklarını söyledi.

Türk mutfak kültüründe 200'den fazla şerbet çeşidinin tespit edildiğini aktaran Kaplan, şöyle konuştu:

"Osmanlı şerbeti, içerdiği zengin baharat ve bitkisel bileşenler sayesinde yalnızca bir içecek olmanın ötesinde sağlık açısından da önemli katkılar sunmaktadır. Osmanlı döneminde şerbetler, hem saray mutfağında hem de halk arasında yaygın olarak tüketiliyordu. Özellikle iftar sofralarının vazgeçilmezi olan bu içecekler, mide ve bağırsak sağlığını destekleyici özellikleriyle dikkat çekmektedir."

"Sağlıklı sindirim süreci için faydalı"

Kaplan, Osmanlı şerbetinin temel bileşenleri arasında gül yaprakları, hibiskus, zencefil, zerdeçal, tarçın ve karanfil bulunduğuna değinerek, Osmanlı döneminde şeker yerine bal veya pekmezle tatlandırılan şerbetin, kan şekeri dengesini koruyucu ve antioksidan özellikleriyle bilindiğini söyledi.

Söz konusu dönemde şerbetin ramazan ayında tüketiminin arttığını hatırlatan Kaplan, "Gün boyu süren açlığın ardından ani kan şekeri yükselmelerini engelleyen bu şerbetler, sağlıklı bir sindirim süreci için de oldukça faydalıdır. Türk toplumunda şerbet yalnızca bir içecek değil, aynı zamanda kültürel bir simge olarak da önemli yer tutuyor." diye konuştu.

"Türk kültürünün ortak mirasıdır"

Kaplan, Osmanlı şerbetinin yalnızca belirli bir bölgeye mal edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, bu yüzden şerbetin "coğrafi işaret" yerine "geleneksel ürün adı" ile tescil edilmesi için girişimlerde bulunduklarını dile getirdi.

Şerbetin yalnızca Bilecik'e ait bir ürün olmadığını hatırlatan Kaplan, "Şerbet, Türk kültürünün ortak mirasıdır. Tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde tescillenmesi, şerbet kültürünün yaygınlaşması adına önemli bir adımdır." dedi.

Geleneksel Osmanlı şerbetlerinin gazlı içecekler karşısında yeterince yaygın olmadığına değinen Kaplan, şunları kaydetti:

"Şerbetler, içerikleri itibarıyla birçok gazlı ve gazsız içecekten çok daha kıymetlidir ancak günümüzde şerbetlere erişim oldukça kısıtlı. Bu nedenle tescil süreci tamamlandıktan sonra şerbetin yaygınlaştırılması için stratejik plan çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Osmanlı şerbeti, özellikle doğal içeriği ve sağlık açısından sunduğu faydalar dolayısıyla modern beslenme kültürüne yeniden kazandırılması gerekir. Tescillenmesiyle daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamayı hedeflemekteyiz. Tescil sürecinin tamamlanmasıyla Osmanlı şerbeti, geleneksel Türk içeceği olarak resmi olarak korunacak ve üretimi belirli standartlara bağlanacak."

Kaplan, geleneksel ürün adı tescilinin daha önce "coğrafi işaret" alan şerbetlerin bu konumu etkisiz hale getirmeyeceğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: AA