Türk mimarlık ofislerinin, Orta Doğu, Afrika, Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa gibi dinamik pazarlarda güçlü bir konum elde ettiğini söyleyen Mimar Filiz Cingi Yurdakul “Bu bölgelerdeki hızlı gelişen inşaat sektörü, Türk mimarları için önemli fırsatlar sunmaktadır. Ayrıca, Türk müteahhitlik sektörünün uluslararası başarısı, mimarlık hizmetleri ihracatı için kaldıraç görevi görmektedir.” dedi. Filiz Cingi Yurdakul sektörel bazı diğer fırsatları şu şekilde sıraladı:

Sürdürülebilir ve Yeşil Mimariye Artan İlgi

Çevresel sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil, zorunluluktur. Yeşil binalara olan talep artmakta ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı yeni yönetmelikler, LEED, BREEAM gibi uluslararası sertifikasyon sistemleri büyük önem kazanmaktadır. Çevre, iklim ve enerji etkin tasarım ilkelerini benimseyen mimarlık ofisleri, bu dönüşümde öncü rol üstlenebilir.

Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projeleri

Deprem riski, düzensiz kentleşme ve eski yapı stokunun yenilenmesi ihtiyacı, kentsel dönüşüm projelerini zorunlu kılmaktadır. Bu süreç, yalnızca yeni yapılar inşa etmekle sınırlı olmayıp, aynı zamanda tarihi dokunun korunarak yeniden işlevlendirilmesini de kapsamaktadır. Kentsel tasarım ve yenileme projelerinde nitelikli mimari çözümler sunan ofisler için büyük bir iş potansiyeli mevcuttur.

Dijitalleşme ve Yapay Zekâ Destekli Tasarım

BIM (Yapı Bilgi Modellemesi), parametrik tasarım, yapay zekâ destekli analizler ve veri odaklı karar mekanizmaları, tasarım ve inşaat süreçlerini optimize etmektedir. Bu teknolojileri etkin şekilde kullanan ofisler, sektörde fark yaratma potansiyeline sahiptir.

Tasarımın Markalaşmadaki Gücü

Mimarlık, yalnızca işlevsel yapılar tasarlamak değil, aynı zamanda mimari dili ile farklı yaklaşımlar yaratmaktır. Kullanıcı deneyimini önceleyen, estetik ve vizyoner tasarımlar, projelerin pazardaki rekabet gücünü artırmaktadır. Yatırımcılar için iyi tasarım, uzun vadeli bir katma değer sunmaktadır. 

Sektörel bazı zorluklara da değinen Filiz Cingi Yurdakul şunları söyledi:

 Ekonomik Belirsizlik ve Finansal Sorunlar

Döviz dalgalanmaları, inşaat maliyetlerindeki artış ve yatırımcı davranışlarının temkinli hale gelmesi, sektörü doğrudan etkilemektedir. Mimarlık ofislerinin tahsilat süreçlerindeki aksaklıklar, finansal süreçlerin yönetimini zorlaştırmaktadır.

Kamusal İhale Süreçleri ve En Düşük Teklif Sorunu

Kamu projelerinde "en düşük teklif" ilkesi, tasarım kalitesini geri plana itmekte ve projeleri salt maliyet odaklı hale getirmektedir. Mimarlık hizmetlerinde kaliteyi önceliklendiren ihale sistemlerine geçilmesi şarttır.

Yönetmeliklerdeki Karmaşıklık

Türkiye’de imar ve inşaat yönetmelikleri sık sık değişmekte ve çelişkili kararlar mimarın çalışma sürecini belirsiz hale getirmektedir. Yönetmeliklerin bütüncül bir perspektifle ele alınması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin ön görülemeyen yönetmelik harici kabulleri, mimari onay sürelerinin uzamasına ve planlamalarda ciddi sapmalara sebep olmaktadır.

Nitelikli İş Gücü Kaybı ve Beyin Göçü

Projelerdeki düşük ücret politikaları, uzun çalışma saatleri ve tasarım odaklı projelerin sınırlı olması, yetenekli mimarların yurtdışına yönelmesine neden olmaktadır. Planlama harici çok fazla sayıda mimarlık bölümü açılması mimarlık sektörüne çok fazla zarar vermekte ve algı kaybına neden olmaktadır. Meslektaşlarımızın işsiz kalmaları veya hizmet kısıtlarına yol açan bu durum genel mimarlık kavramının ve algısının gerilemesine sebep olmaktadır. Bu noktada risklerin farkında olup, durumu doğru yönetmek ve fırsatları değerlendirmek gerekmektedir. Mimarların stratejik, maliyet bilinçli ve sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirmesi, sektörde fark yaratmalarını sağlayacaktır.

Kaynak: Bülten