Saz imalatçısı İlker Negiş, bağlama fiyatları arasındaki farkların kullanım rahatlığı, kalitesi ve ömrüne göre değiştiğini belirterek, “Ustanın, yaptığı ürüne biçmiş olduğu değer önemlidir” dedi.
İnceliklerini bilmeyen insanlara göre, birbirine çok benzeyen bağlamaların fiyatları arasında bir uçurum var gibi duruyor. Ancak saz imalatçısı İlker Negiş, kullanılan malzemenin nasıl işlendiği, bağlamanın ses kalitesi, kullanım ömrü, ustalık gibi birçok unsurun bağlama fiyatının değişmesinde rol oynadığını söyledi. Ucuz olan bağlamaları genellikle yeni başlayanların, pahalı olanları ise işini iyi yapan insanların tercih ettiğini aktaran Negiş, fiyatlar arasındaki bu farkın ağaç çeşidinden ziyade ustalıkla ilişkisi olduğunu kaydetti.
“Enstrüman tek insanın elinden çıkmalı”
Eskişehir’de bağlama imalatı yapan 32 yıllık usta İlker Negiş, her şeyde olduğu gibi enstrümanlarda da ucuz ve pahalı ürünlerin olduğunu söyledi. Fiyatların ortalama 400-500 gibi rakamlardan başlayarak ucunun açık olduğunu ifade eden Negiş, “‘Sade, şık bir bağlama istiyorum’ dersiniz, 40 tekne 7-8 bin TL gibi bir rakama mal olur. 46 tekne, 10 bin TL gibi bir rakama mal olur. ‘Daha özellikli bir şey, üstüne altın isim istiyorum’ derseniz de ucu açık. Ucuz olan enstrümanlarda; konfeksiyon atölyesinin olduğu bir ortam düşünün, çok insanın olduğu, kumaşı kesen, diken, gömleğin cebini açan ayrıdır. Enstrüman tek insanın elinden çıkmalı” diye konuştu.
“Ustanın, yaptığı ürüne biçmiş olduğu değer önemlidir”
Bağlamalar arasındaki bu pahalılığın çalım rahatlığı, ses kalitesi, görüntü güzelliği ve kullanım süresi uzunluğuyla ilgili bir durum olduğunu belirten deneyimli usta Negiş, “Bizim mesleğimizde ağacın çok fazla bir değeri yoktur. Ustanın yaptığı ürüne biçmiş olduğu değer önemlidir. Bütün ustalarımız ardıç tekne, akçaağaç veya akgürgen sap, polyester cila, göğüs tahtası olarak ladin veya köknar kullanarak bir bağlama üretebiliyor. Ama burada çalıcının yani kullanıcının ne kadar kullanabildiği, kullanırken ne hissettiği, gönül teline dokunuyor mu, dokunmuyor mu bunu algılayabilmesiyle alakalı bir durum ortaya çıkıyor. Bağlama hayatta her şeyde olduğu gibi denge üstüne kurulmuş bir enstrümandır. Yedi tane teli var, her birini gerdiğinizde bağlamaya belli bir basınç yapıyor. Bu yükü bağlama üzerinde hem sapa hem göğüs tahtasına eşit dağıtabildiğiniz süre içerisinde enstrüman güzel olabiliyor ve kullanım süresi uzuyor” ifadelerini kullandı.
“Kötü enstrüman insanı müzikten soğutur”
Pahalı sazları genelde parası olan ya da işi gerçekten iyi yapan insanların tercih ettiğini, ucuz sazları ise çoğunlukla öğrenmek için alanlar olduğunu söyleyen Negiş, “Normalinde insanlar, ‘Ben yapabilecek miyim, yapamayacak mıyım ilk önce onu göreyim, ondan sonra en pahalısını da alırım sıkıntı yok’ diyorlar. Ama kötü enstrüman insanı müzikten soğutur. Kötü enstrümanda sesler net gelmez, tel mesafesi yüksektir, çalım zordur. Beş dakika çaldıktan sonra baskılardan dolayı parmakların ucu acımaya başlar. Bundan dolayı ‘Ben yapamıyorum’ deyip bırakan çok insan tanıyorum” dedi.