Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, son bir yıl içerisinde enerji fiyatlarına gelen zam oranlarının üretici firmaları; kapasite kullanımı, fiyatlama, enflasyon, rekabet ve alım gücü gibi birçok alanda etkilemeye devam ettiğini söyledi.

Rusya-Ukrayna savaşının etkisi, hammaddedeki fiyat artışı ve finansmandaki sıkıntıların bir araya gelmesiyle sanayicilerin yükü her geçen gün ağırlaştığına vurgu yapan Kesikbaş, ihracatçıların rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldıklarına vurgu yaptı.

“Sanayide kullanılan doğalgazın birim fiyatı yüzde 50 arttı"
Elektrik tarifelerinin 1 Nisan’dan itibaren geçerli olmak üzere güncellendiğini hatırlatan Kesikbaş, “Yeni doğalgaz fiyatları da aynı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir. Buna göre, konutlarda kullanılan doğalgazın birim fiyatı yüzde 35, elektrik üretimi için kullanılan doğalgazın birim fiyatı yüzde 44.30, elektrik üretimi dışında sanayide kullanılan doğalgazın birim fiyatı da yüzde 50 artmıştır. Sanayide kullanılan 1 kilovatsaat elektriğin fiyatı 230.10 kuruşa ulaşmıştır. Öyle ki geçen yıl Ocak ayında 100 bin TL doğalgaz faturası ödeyen bir sanayicinin Nisan 2022’de ödeyeceği fatura 800 bin TL’yi aşacaktır” dedi.

“Fiyatlar üretimi engelleyecek, kapasite kullanımı düşecek”
“Böylelikle son 12 aylık süreçte santrallerde yüzde 638, sanayide yüzde 549 ve konutlarda yüzde 93 artan doğalgaz fiyatlarının üretimi engelleyeceği ve kapasite kullanımını düşüreceği apaçık ortadadır.” yorumunu yapan Kesikbaş, “Bu durumda sanayici için çok fazla alternatif bulunmamaktadır. Zamlanan faturanın yükü maalesef nihai ürün fiyatlarına yansıtılacaktır. Bu da bir yandan enflasyonu yukarı çekecek, bir yandan da üretimde daralmaya yol açacaktır” diye konuştu.

“İç piyasaya yönelik fiyat artışının enflasyona neden olacağı kaçınılmaz”
Enerji fiyatlarının küresel düzeyde artıyor olmasıyla Türk sanayicisinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü kaybetmesinin ötesinde, asıl sorunun iç piyasaya yönelik üretimde yaşandığına değinen ESO Başkanı Kesikbaş, şöyle devam etti:

“Satın alma gücünün düşmesiyle iç piyasaya yönelik üretimde fiyatlama açısından ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Maliyetlerin ürün fiyatlarına yansıyacak olması enflasyon riskini daha da arttırmaktadır. Elektrik fiyatlarının 1 yıl gibi kısa bir süre zarfında sekize katlanmış olması özellikle sözleşmeye bağlı çalışan sanayicilerimizi çok zor durumda bırakmaktadır. Girdi maliyetlerinde yaşanan bu artışın nihai tüketicinin fiyatlarına da yansıyacağı ve ne yazık ki enflasyona sebep olacağı da kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızdadır.”

“Üreticinin enflasyonu yüzde 115’e dayanmış durumda”
Pandemi dönemine bir de Rusya-Ukrayna savaşının eklenmesiyle birlikte 2022 yılında emtia fiyatlarındaki küresel artış ve Türk Lirasında yaşanan değer kaybının devam etiğini bildiren Kesikbaş, üretici fiyat endeksi, yani üretim üzerindeki enflasyon baskısının yüzde 115’e dayandığını vurguladı. Kesikbaş, “Burada özellikle ÜFE ve TÜFE arasındaki makasın oldukça açılması ve geldiğimiz noktada makasın yüzde 54’e ulaşmış olması sanayicinin bu yükü taşıyacak gücünü azaltmaktadır” dedi.

“Devlet yatırımları ile güneş enerjisi talebi önemli ölçüde artacaktır”
İhracat artıyor olsa da dış ticaret açığının da Mart ayında yıllık yüzde 76 artışla 8.2 milyar dolara yükselmiş olduğuna vurgu yapan Kesikbaş, “Mart ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 73,4 olurken bu orana enerji hariç bakıldığında bir önceki yılın aynı dönemine göre 4,5 puan artışla yüzde 95'e yükseldiği görülmektedir. Enerji tedariki ithalatımızı önemli ölçüde artıran bir kalem durumundadır. Alternatif enerjiye bakacak olursak kömürde de fiyatlar uçmuş vaziyettedir. Dolayısıyla ülkemizin güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerekmektedir. Devletimizin bu alandaki yatırımları destekleyecek olması özellikle güneş enerjisine olan talebi önemli ölçüde artıracaktır” yorumunda bulundu.

“Kur, faiz ve enflasyon dengesi sağlanmalı”
Sanayiciler açısından kritik olan diğer konunun da rekabetçi döviz kuru olduğunu işaret eden Kesikbaş, şunları söyledi;
“Dolar ve avrodan oluşan sepet kur son bir yılda yaklaşık yüzde 75 artarken, aynı dönemde üretici fiyatları yüzde 114,97 oranında yükselmiştir. Bu durum ihracat yapan sanayici için bile rekabetçi kur avantajının kaybolmasına yol açmaktadır. Enflasyonist ortamı giderici tedbirlerin alınması beklenmektedir. Sanayicinin enerji maliyetlerinin yanı sıra hammaddede yaşanan fiyat artışlarını tolere edebilmesi için, kur, faiz ve enflasyonun dengeli götürülmesi gerekmektedir. Piyasaların rahatlaması için bu dengenin sağlanması kritiktir.”

“Beklentimiz sürdürülebilir ve öngörülebilir bir ekonomi”
Sanayicilerin daha fazla üretmek, insanlara aş kapısı olmak ve ihracatı arttırmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiğinin üzerinde duran ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, “İhracatımız rekorları kırmaktadır. Ancak enflasyon, enerji, hammadde ve maliyet artışları rekabetçiliğimizi bozmamalıdır. Ekonomide sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik çatısı altında yapısal tedbirlerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır” dedi.

Editör: Milli İrade