Suç duyurusu dilekçesini savcılığa teslim etmeden önce Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının kesintisiz olarak 10 aydır devam ettiğini belirten Bingöl, İsrail tarafından on binlerce sivil öldürüldüğünü temel haklar ve özgürlüklerin bilinçli ve ısrarlı bir şekilde ihlal edildiğini kaydetti. Bingöl, “İsrail saldırılarının özellikle sivil halkı hedef aldığı gerçeği; hastanelere, okullara, çadır kamplarına ve sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılarla açıkça görülmektedir. İnsanların en temel ihtiyaçlarının karşılandığı hastaneler, aşevleri, okullar ve ibadethanelere yönelik sistemli saldırılar, İsrail’in savaş hukukunu hiçe saydığını alenen göstermektedir. İsrail’in Gazze’ye yönelik kuşatma ve ambargosu insanlık dışı boyutlara ulaşmış ve 2 milyonun üzerinde sivil halkı doğrudan etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir” dedi.
‘DAVA AÇILMAMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR’
İsrail’in 1980 tarihli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi ile belirtilen, kullanılması yasak olan kimyasal silahlarla Gazze’ye saldırdığını ifade eden Bingöl, Savaşın etkilerinden azade tutulması gereken sivil halkın, savaşın hedefi konumuna getirilmiş olmasının açık bir soykırım suçunun varlığına delil teşkil ettiğini dile getirdi. Bingöl, “Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırım suçlarında kişilerin yanı sıra devletleri de yargılayabileceği gerçeğinden hareketle başvuruda bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti devletinin başvurusu ilgili mahkemece de kabul edilmiş ve İsrail, Uluslararası Adalet Divanı nezdinde yargılanmaya başlanmıştır. Burada dikkat çeken ve halkımız nezdinde de endişelere yol açan husus ise böyle bir girişimin Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklenmesine rağmen gerçekleşmemiş olması ve hatta ilerleyen süreçte devam etmekte olan davaya müdahil olunacağına dair hükümet yetkililerince kamuoyu önünde verilen sözlere rağmen harekete geçilmemesidir. Türkiye ile İsrail arasında önce varlığı inkâr edilen, sonra kısıtlama kararı ile varlığı itiraf edilen ticari ilişkilerin boyutları bu endişeleri destekler mahiyettedir. Saadet Partili üyelerimizin bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olması da bu noktada düşündürücüdür. Saadet Partililer olarak daha önce bulunduğumuz suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerçekleştirmeyen kamu görevlileri hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulunacağımızı da burada deklare ediyoruz. Saadet Partisi olarak İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağımız ve her alanda takipçisi olacağımız bilinmelidir” diye konuştu.