Eskişehir’in tek merkezli olmasının avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Butik şehir yakıştırması yapılan kentimizin bu kadar huzurlu olmasında bence bunun da etkisi büyük.
Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Eskişehir’de asayiş olayları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yerlikaya da Eskişehir’in ne kadar huzurlu bir şehir olduğuna vurgu yaptı. Terör örgütleriyle ilgili verilerin paylaşmaya bile değmeyecek olduğunu bildirdi. Diğer asayiş olaylarına bakıldığında da Türkiye geneline nazaran çok huzurlu olduğumuz görülüyor.
Çok merkezli kentlere baktığımızda kaos ortamı buralara daha kolay yerleşebiliyor. Kontrolü sağlamak güçleşebiliyor. İstanbul gibi bir keşmekeşten ise Eskişehir’de huzuru ve düzeni sağlamak çok daha kolay hale geliyor. 
Tabii ki tek neden bu değil. Kentte süregelen bir kültürün de oluşmasında bunda büyük payı var. Eskişehir’de yaşayanlar tüm kültürlere saygılı davranıyorlar. Buraya sonradan gelenler de bu duruma adapte oluyor. Sonuç olarak da herkes sınırları çerçevesinde özgürce yaşayabiliyor.
Bu özgürlüğün bir getirisi olarak bunu korumak isteyen vatandaşlar, toplumsal olaylara karşı da daha duyarlı oluyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de geçen gün Valimiz Hüseyin Aksoy’un paylaştığı verilerle ortaya çıktı. 
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl 9 Ekim’de çocukların dilendirilmesi ve sokakta çalıştırılması Vali Aksoy imzalı kararname ile yasaklandı. Aradan geçen 1 yılda tam 193 çocuk sokaklardan kurtarıldı. Bunlardan 121’i okullarına geri döndü ve eğitime kazandırıldı.
Bunun hayata geçmesinde Eskişehirlilerin de büyük katkısı oldu. Dilendirilen ya da sokakta çalıştırılan bir çocuk gördüğünde vatandaşların bu durumu ihbar etmesi, çocukların kurtarılmasında önemli rol oynadı. 
Eskişehir’i kültür mozaiği bir kent olması ve olaylara duyarlılığıyla ön plana çıkmayı sürdürmesiyle artık Huzur Kent olarak da adlandırabiliriz. Huzurumuzun kaçmaması için de Eskişehir’de yaşayan herkesin aynı tutumlarını sürdürmesi birlikte yaşama kültürünü en üst düzeyde tutması gerekiyor.