Eskişehir Özel Ümit Batıkent Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Doktor Ahmet Uludağ, artroskopi cerrahisinin kullanıldığı alanları ve avantajları hakkında bilgilendirdi.
Uludağ, eklemlere müdahale gerektiren ameliyat yöntemleri içerisinde iyileşme süresi en hızlı ve komplikasyonları en az olan yöntem olarak tanımlanan artroskopik cerrahi eklemlere uygulanan kapalı ameliyat olarak tanımlandığını belirtti.Yönteme ilişkin konuşan Op. Dr. Uludağ, “Artroskopi; eklemlere yönelik kapalı yöntemle yapılan ameliyatlardır. Ekleme kamera ve el aletlerinin girebileceği küçük delikler açılarak, eklem içindeki patolojilere müdahale etme yöntemidir. En sık diz, ayak bileği, kalça, omuz gibi bölgelere uygulanmaktadır.” dedi.
Artroskopi pek çok alanda kullanılıyor
Artroskopi yönteminin pek çok alanda tercih edildiğini vurgulayan Op. Dr. Uludağ, yöntemin, açık ameliyatlara göre iyileşme hızının daha yüksek olması ve ulaşılamayacak kadar küçük noktalara girilebilmesi nedeniyle daha tercih edilebilir bir yöntem olduğunu vurguladı. Yöntemin tercih edildiği alanlara ilişkin ise Op. Dr. Uludağ şu bilgileri verdi:
“Bu yöntem birden çok ekleme yapılabiliyor. Örneğin dizde ön çapraz ve arka çapraz bağlarının yırtılması, menüsküs yırtıkları, kıkırdaklardaki lokal hasarlar, eklem içinde eklem faresi dediğimiz serbest şekilde dolaşan parçaların çıkarılması, harekete engel olan gergin bağların temizlenmesinde bu yöntem kullanılıyor. Omuzda tekrarlayan omuz çıkıklarının sabitlenmesi, omuzlardaki kas yırtıklarının dikilmesi, omuzdaki kas sıkışmalarının tedavisinde kullanılır. Ayak bileklerinde kıkırdak yapıda oluşan kopmalarda, aşınmaya bağlı hareketi engelleyecek boyuttaki kemik çıkıntılarının temizlenmesinde de yine bu yönteme başvuruluyor. Kalçada ise, kalça sıkışma sendromları ve doku yırtılmalarında uygulanır. Ve bunların hepsi, yaklaşık bir santimlik küçük bir kesi ile yapılan ameliyatlardır. “
Kapalı yöntem daha avantajlı
Artroskopi yönteminin açık ameliyatlara kıyasla hem doktor hem de hasta açısından çok fazla avantajı olduğunun altını çizen Uludağ, bu avantajları ise şu şekilde sıraladı:
“Öncelikle eklemler küçük bölgelerdir, bu eklemlerin önündeki kemikler, açık şekilde girilerek, oradaki dokulara ulaşmaya engeldir. Artroskopik cerrahide; açık cerrahide gerekli olan kas ve kemik kesilerini yapmadan gerekli müdahileler yapılabilmektedir. Bu durum ameliyat süresini kısaltmakta ameliyatlarda görülebilecek kanama, enfeksiyon gibi sorunların sıklığını azaltmaktadır. Özetle yöntemin en büyük avantajı; hızlı iyileşme ve komplikasyonların, açık cerrahiye göre daha az görülmesidir.”
Herhangi bir yaş sınırı yok
Artroskopik cerrahinin uygulanmasında herhangi bir yaş sınırı kıstasının bulunmadığını, doğru endikasyonda olduğu sürece her yaşta yöntemin uygulanabileceğini belirten Op. Dr. Uludağ özellikle yöntemin genç ve orta yaşlı kişilerde daha yaygın kullanıldığını aktardı. İleri yaşlarda eklemlerde en sık görülen sorunların başında dejenerasyon olduğunu anlatan Uludağ, sözlerinde şunları kaydetti:
“Dejenerasyona artroskopik cerrahi ile çok fazla çözüm bulunamaz. Bu yöntem daha çok yumuşak doku ve eklemlerdeki kıkırdaklarda ortaya çıkan sorunların giderilmesinde işe yarar. Bu daha çok orta yaş ve gençlerde yaygın kullanılan bir yöntemdir. Ancak hastanın yaşı ileri olmasına karşın eklem yapısı ve dokusu yıpranmamışsa o zaman bu yöntem o kişilerde de kullanılabilir.”
İşlem ve iyileşme süreci
Artroskopik ameliyat süresinin ve hastanın ameliyat sonrasında iyileşme sürecinin, hastanın yaşadığı rahatsızlığın ve yapılan işlemin boyutu ile ilgili olduğunu belirten Uludağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artroskopi denildiğinde en fazla akla gelen bölge dizdir. En sık dizde uygulanır. İkinci sırada gelen ise omuz bölgesidir. Ayak bileği ve kalça da diğer tercih edilen bölgelerdir. Bu yöntem tamamıyla bir eklem cerrahisidir ve şu an birçok eklem hastalığında altın standarttır. Bana göre kullanılan yöntem hasta için ne kadar az risk yaratıyorsa doktor için de o kadar tercih edilir ve kolay bir yöntemdir.”