Prof. Dr. Türkoğlu, serebral anevrizmaların endovasküler yöntemlerle anjiyografi ünitesinde başarıyla tedavi edildiğini ifade ederek, "Bu minimal invaziv işlem sırasında damar içinden ilerletilen özel kateterler aracılığıyla anevrizma içerisine coil veya akım yönlendirici stentler yerleştirilerek kan akımı kontrol altına alınır ve anevrizmanın büyümesi ya da yırtılması önlenir" şeklinde konuştu.
Hastaların İyileşme Süreci Daha Kısalıyor
Bu modern ve etkili tedavi sayesinde hastaların iyileşme sürecinin daha kısa olduğunu belirten Prof. Dr. Türkoğlu, " Bu yöntem, hastaların daha hızlı taburcu olmasını sağlıyor ve normal yaşamlarına daha kısa sürede dönmelerine olanak tanıyor" dedi.
Daha Fazla Hasta Konforu Sağlanıyor
Endovasküler tedavilerin klinik başarı oranlarının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Türkoğlu, "Son araştırmalar, bu yöntemin geleneksel cerrahi yaklaşımlarla kıyaslandığında daha düşük risk taşıdığını ve hasta konforunu artırdığını gösteriyor. Özellikle erken teşhis edilen anevrizmalar için endovasküler tedavi, en güvenli seçeneklerden biri haline gelmiştir" bilgisini verdi.
Geleceğin Tedavi Yaklaşımı
Prof. Dr. Türkoğlu, endovasküler tedavinin beyin damar hastalıklarında giderek daha yaygın hale geldiğini belirterek, "Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, minimal invaziv teknikler her geçen gün daha fazla hasta için uygulanabilir hale geliyor. Bu da serebral anevrizmaların tedavisinde cerrahi müdahaleye olan ihtiyacı önemli ölçüde azaltıyor" dedi.
Beyin damar sağlığı açısından erken teşhisin önemine de dikkat çeken Prof. Dr. Türkoğlu, "Baş ağrısı, görme bozuklukları veya ani bilinç kaybı gibi belirtileri olan hastaların vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması büyük önem taşımaktadır. Endovasküler tedavi, bu tür sorunların erken müdahale ile başarılı bir şekilde yönetilmesini sağlamaktadır" ifadelerini kullandı.