Ülkenin her yanından şiddet haberleri geliyor.
Bunlar öyle çoğaldı ki, insanlar ister istemez tereddüt içinde yaşamaya başladı.
Dünyanın en güvenilir ilk 10 arasına giren bir kentte yaşıyor olmamıza rağmen yine endişe duyuyoruz.
Haber kanallarında da var ama televizyonların ana haberleri başta olmak üzere diğer haber bültenlerinde de şiddet haberlerinden geçilmiyor.
Neredeyse bültenlerin tamamı şiddet içeren haberlerle dolu.

***
Kadınlara yapılan şiddet, insanların birbirlerine uyguladığı şiddet, arkadaşın arkadaşa şiddeti.
Ne oluyoruz?
Nereye gidiyor bu ülke.
Bütün bunların yanı sıra sağlıkçılara, öğretmenlere ve hatta polise şiddet.
En son örneğini geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gördük, genç yaştaki kadın polisimiz 26 suçtan sabıkalı bir baldırganın kurbanı oldu.
Şiddeti önlemenin altında yatan en büyük etkenlerden biri şüphesiz ki eğitimsizlik.
İhmallerin de etkisi var tabi.
Yargı sistemini de buna eklemek lazım.
Her türlü şiddeti uygulayanlar, hakim karşısına çıktıklarında iyi hal uygulamasıyla cezalardan kurtulabiliyorlar.
Ya da indirim alıyorlar.
Polis memuru Şeyda Yılmaz’ın annesinin açıklamalarından görüyoruz ki bu anne biraz da evladını korumak amacıyla oğlunu polise ihbar bile etmiş.
26 ayrı suç kaydı olan bir kişi nasıl serbest kalabiliyor?

***
Son yıllarda en çok yaşadığımız olayların başında sağlıkçılara uygulanan şiddet geliyor.
Hastalar olsun, hasta yakınları olsun bizlerin sağlığı için çalışan başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarında rahatlıkla şiddet uygulayabiliyorlar.
Geçtiğimiz günlerde bir sağlık ocağında yaşananlar bunun son örneği.
Çocuğuna istediği raporu vermedi diye doktoru darp eden bir anne.
Sağlık meslek örgütleri bu tür saldırılara en sert tepkiyi gösteriyorlar.
Eskişehir’deki sağlık meslek örgütleri de yaşanan saldırı sonrası tepkilerini koymuş ve şunları söylemişlerdi. 

***
“Sağlıkta şiddet, pervasızlıkta, utanmazlıkta sınır tanımayan, cezasızlığın da etkisi ile bütün ülkeyi, tüm çalışma ortamlarımızı kasıp kavuran kitlesel bir soruna dönüşmüştür. Ülkemizin dört bir yanından sağlıkta şiddet haberi duymadığımız gün yok maalesef. Sözel şiddet maruziyeti zaten haber dahi olmuyor artık. Bu olayların, birkaç kendini bilmezin eylemi olduğunu düşünmüyoruz.  Kitlesel bir kıyıma dönüşen bu şiddet olaylarını önemsizleştiren, görmezden gelen anlayışın aslında sorunların hem nedeni olduğunu hem de daha da derinleştirdiğini biliyoruz.
Şiddet uygulayanların en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz.  Ceza yasalarının caydırıcı hale getirilmesini talep ediyoruz.”