CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, hayvanseverlerin düzenlemiş olduğu eyleme katıldı. Burada bir konuşma yapan Yalaz, özellikle hayvanseverlerin Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllarca yapılmasını beklediği barınağı unutarak, Gezi olayları üzerinden örnek vererek direniş göstereceklerini belirtti. Yalaz eylemde yaptığı konuşmada, "Bu yasayı Meclis'e getirenler, ‘Can dostlarımızı yok sayıyoruz. Onları önemsemiyoruz ve katletmesi için belediyeye talimat veriyoruz' diyorlar. Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi tarihi bir direnişe hazır olsunlar. Bir iki ağaç kesildi diye sokakları gümbür gümbür titrettiysek, can dostlarımızı dokunurlarsa mücadelemizi vereceğiz. Pazartesi günü yasa tasarısı Meclis'e geliyor. Bu AK Parti'ye son ihtarımız. Bu yasayı geçirirlerse tarihi bir direnişe hazır olsunlar” dedi.
"Tehdit edenler her zaman gerçekten alması gereken her şeyi aldı"
AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, "Hayvan hakları yasa tasarısı sayın AK Parti Grup Başkan Vekilimiz Abdullah Güler beyin de ifade etmiş olduğu gibi, katliam yasası değil. Aksine sahiplendirme yasasıdır. Tabii ki burada hayvanların özellikle sokaklarda olması çoğu noktada herkesi etkileyen bir durumda. Sokak hayvanlarının ister istemez insanlara artık zarar verme noktasında çok uç noktalara gittiği gerçeğini her şehirde görmekteyiz. Tabii ki bunun muhakkak bir tedbiri alınması konusuyla alakalı devletimiz, hükümetimiz bir girişimde bulundu. Tabii ki ondan önce şunu özellikle dile getirmek gerekir ki; bugün Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, 25 yıldan beri bir hayvan barınağı dahi yapmayıp, ortaya bir fikir ve hizmet koymayıp, kalkıp yapılan bir şeyle alakalı farklı algı oluşturarak, insanları kışkırtma noktasına getirerek CHP İl Başkanı'nın böyle bir açıklama yapması tam bir talihsizlik. Talat bey, aslında kendisi bir hukukçu. O yasa tasarısını bir okumuş olsaydı aslında bu konunun hayvanları uyutma değil, bir sahiplendirme olduğunu bilecekti. Ama ne hikmetse bugün CHP'nin vekilleri olsun, il başkanı olsun devlete karşı olan bu kin ve nefretlerini her defasında insanları galeyana getirme, sokağa dökme noktasında bir çaba içerisinde olduklarını görüyoruz. Şunu da özellikle dile getirmek istiyorum, bu milleti ve vatanı tehdit etme noktasında önceki dönemlerde çok çaba gösterdiler. Ama tehdit edenler her zaman gerçekten alması gereken her şeyi aldı. Bu noktada da ben şunu özellikle dile getireyim, olayı kalkıp Gezi Parkı olaylarına getirmek tam bir talihsizlik yani. Hangi dünyadalar, hangi ruh alemindeler? Ben onu tam olarak bilemedim. Yani Talat beyin bir avukat olarak bu konuyu hayvan yasasından Gezi Parkı olaylarına getirmiş olması gerçekten kendi ruh dünyasının iyi olmadığını gösteriyor ve de bunu Hamamyolu'nda yapıyor. Orada yüzlerce ağaç kesilirken Cumhuriyet Halk Partisi neredeydi? Hiçbir değere saygı duymayan, hiçbir değere kalkıp önem vermeyen bir CHP'yle karşı karşıyayız. Büyükşehir Belediyesi hep bir mazeret uydurma noktasında. Yani bir şeyi yapmak noktasında değil" dedi.
"Biz siyasilerin görevi vatandaşı sokağa çağırmak değil, sokağın sesini Meclis'e taşıyarak sorunları orada çözmektir"
MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir ise "Öncelikle sokak hayvanları meselesi Türkiye gündeminde olan ve son dönemlerde çok fazla tartışılan bir konuydu. Mevcut yasanın uygulanmaması ve eksik olan kısımlarının tamamlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir yasa teklifi hazırlandı. Bu yasa teklifinin komisyonlarda görüşülmesinde yaşanan sıkıntılara baktığımız zaman DEM ve CHP tarafından provoke edildiğini gördük. Mağdur olan ailelerin Meclis'ten kovulması, onlara yapılan hakaretler hepimizin içini acıttı. Benzeri bir olayın devamı da Eskişehir'de. Belki de haklı gerekçeleri var. Mutlaka haklı gerekçeleri de var. Bizim de ilk hazırlanan teklife karşı olduğumuz noktalar vardı. Bunlarla alakalı eylem yapan hayvanseverleri tahrik ve provoke ederek gezi eylemlerinden CHP il başkanı, 'İki ağaç için memleketi ayağa kaldırdık. Gerekirse ikinci Gezi Kalkışması'na kalkışırız' gibi ifadeleri oldu. Bu kendisi hukukçu olan Talat Yalaz'a hiç yakışmadı. Biz siyasilerin görevi vatandaşı sokağa çağırmak değil, sokağın sesini Meclis'e taşıyarak sorunları orada çözmektir. 15 Temmuz gecesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ordusuyla, polisiyle, askeriyle, milletiyle birlikte demokrasisine sahip çıkmıştır. Şu an Cumhurbaşkanımız, mevcut parlamento meşru olarak seçilmiş. Kimse bu meşrutiyeti sorgulayamaz. Kimse de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı, Meclis'ini tehdit edemez. Buna da müsaade etmeyiz" şeklinde konuştu.