21 Ekim 2023 Cumartesi günü bir sivil toplum kuruluşunda İsrail’in-Filistin mezaliminden söz açılmıştı. Okul arkadaşlarım Mustafa Nazmi Bahçe, Himmet Yanık ve Mehmet Çakır’ın Milli irade gazetesi “YUNUSÇA” adlı köşemdeki “Mazlumu Ezen Kim Olursa Olsun Zalimdir.” başlıklı yazımı, oradakileri dinlemeye davet edip yüksek sesle okutmaları benim için alkışların, takdirlerin muhteşemi idi. Bu arkadaşlar yüksek tahsil görmüş, eğitimli, mesleklerinin duayeni, kariyerli ve sosyal çevrede itibarlı birer şahsiyet. Arkadaşların vefa gösterisi benim için onurdu, moraldi. Kendilerine müteşekkirim.
Dostun dostu sahiplenmesi paha biçilemeyen değer, çok yönlü güç. “Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi” bizim olmazsa olmazımızdır diyenler mazlumu, mağduru sahiplendiğinde zalim zulme cüret edemez. Müslüman kendi coğrafyasında garip, mahzun, mağdur… Müslüman, olanları doğru değerlendirmedikçe zulümden kurtulmaz. Zulümden kurtuluşun ilk adımı Müslümanın Müslümana zulmü bırakmasıdır. Allah, insana akıllı ol… Ders çıkarıp kurtuluşa er uyarısını yapmış. Âlemi insanlığın hizmetine verdim. Başkasının hakkını yağmalamadan çalış, kazan ben çalışana veririm tembihinde bulunmuş.
Zulümden kurtuluşa tarihi iki örnek… İlki hicret zulmü yaşatan Mekkelilere karşı sahabenin Peygamber önderliğinde sekiz yıl sonra Mekke’nin Fethi zaferidir. Diğeri yedi düvelden ülkeyi işgale kalkışmış düşmana karşı Türk ulusunun Atatürk’ün liderliğinde dört yıl sonra kazandığı Kurtuluş Savaşı zaferidir. Tarihi hakikat bu… İsteyen kabul eder, isteyen etmez. Bu zaferleri küçümsemek dalalettir. Müslüman bir başkasının hakkıyla aklını, midesini kirlettikçe başına gelecek zulmü unutmasın. Allah, zaferi aklını kullananlara nasip eder.
İktisadi kalkınma, askeri atılım, teknolojik açılımın örneklerini Allah, peygamberlerin hayatında iman nesline ders olarak yaşattı. Denize açılımın teknolojik gelişimi için Allah, Nuh’a: “Tavuğun göğüs kemiğine bak, gemiyi yap tufandan kurtul” buyurdu. Müslüman suyun güç tekniği becerisine malik olmadıkça… Firavun’un suda boğuluşundaki pozitif bilimin özeline erişmedikçe deniz savaşı kazanması mümkün mü? Müslüman, Sevr mağarası kapısına örülmüş örümcek ağındaki sanatsal meziyete ulaşmadıkça… Örümcek ağına yuva yapıp yumurta bırakan güvercinin dayanışma ve bilim değerini kazanmadıkça mezalimden kurtulamaz.
Ateşin İbrahim’i yakmadan söndüğü gibi Müslüman düşman ateşini kendi ocağında söndürmedikçe kara savaşı kazanması ne mümkün? Uhut’ta Müslümanların sıkıntıya düşmesine sebep okçuların görev ahlakını terk edip ganimet derdine düşmeleri değil mi? Müslüman ne pahasına olursa olsun sözü doğru, işi dürüst, hakkı hak kabul etmedikçe zulmünden kurtulamaz. Yalan sözün, hileli işin, hakka tecavüzün her biri başlı başına birer zulüm değil mi? Müslümanın Müslümanı ezip geçmeye çalıştığında kim, kimden ne yardımı isteye bilir ki?
Kurtuluş Savaşı gibi Siyonist mezalimi görmüş milli şairimiz Mehmet Akif: “Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk / Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabrinden kalk! Diriler koşmadı imdadına, sen bari yetiş / Arnavutluk yanıyor. Hem bu sefer pek müthiş! Tek kıvılcım kabarıp öyle cehennem kustu / Ki hemen kol kol olup sardı bütün bir yurdu, O ne yangı ki: ocak kalmadı söndürmediği!” demiş. Ebrehe’nin Fil ordusuna ebabil kuşlarının havadan taş yağdırması hava savaşı için ders değil mi?
Filistin zulmü İsrail’in tetikçiliğinde tüm Siyonist güçlerin saldırısıdır. Aklı olanlar için dünya iktisadi, siyasi, askeri, beşeri ilişkiler gibi stratejik açılım dersleriyle dolu... Sömürgecilerin toplumsal kıyım niyeti evvelde ne ise, bugünde ondan pek farklı değil. Değişen amaç değil araçlar… Müslüman ölü gömleğine sarılı olduğunu daha ne zaman fark edecek. Şimdiye kadar farkında olmayışı Müslümanın kendi ayıbı değil mi?
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!
Yunus Emre GÜLLÜ-28 EKİM 2023 / Milli irade