Teğmenler meselesinden size ekmek çıkmaz!

Cumhuriyet Halk Partisi'nin neredeyse 20 yıldır yüksele yüksele yüzde 25'e çıkıp orada çakılı kalan oy oranı, son zamanlarda yüzde 30'a yükseldi. Neden?
Cumhuriyet Halk Partisi, oyunu artırmak için doğru politikaları uyguladı da o sebeple mi?
Neeerdeeee...
Keşşşkeee...
İşin "nerdee" kısmına geliriz, biraz "keşkeee" kısmından bahsedelim isterseniz...
Bir ülkede ana muhalefet partisi, hiçbir zaman iktidara alternatif oluşturamıyorsa o ülkede iktidar, yapacaklarının yarıya yakınını ya yapmaz ya da öteler. O sebeple CHP'nin oyunu artırması, iktidar olmasa bile iktidarın çalışması için itici güç oluşturur...
Şimdi de neden oylarını ya hiç artıramadığına ya da son zamanlarda ancak, İYİ Parti ve DEM'in kaybettiği seçmeni toplayarak oylarını artırabildiğine gelelim...
Normalde bir siyasi parti, oylarını, doğru siyaset üreterek artırmalı. Oysa CHP'nin kemikleşmiş bir kitlesi var ve o kitlenin üzerine ancak başka siyasi partilerin oy kaybetmesiyle ekleme yapabiliyor...
Neden?
Çünkü kendi kitlesi dışında kalan seçmeni ikna edecek söylemler geliştiremiyor.
Zaman zaman bir doktrin partisi gibi "Ben bu konuda böyle düşünüyorum, benim gibi düşünmeyen herkes yanlış ve bir gün benim düşünce çizgime gelecek" diyor, zaman zaman da halkın sadece kendisi gibi düşünenlerin dertlerini genel kitlenin derdi zannedip ortalığa dökülüyor. Ve nihayetinde halkın, iktidar olmasını sağlayacak geniş kitlelerinin uzağında kalarak oylarını hiçbir zaman 'yeteri kadar' artıramıyor...
Son yaşanan "kılıçla yemin eden teğmenler" mevzusunda da aynı şeyi yaptı CHP...
Sürekli aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar beklemek de ne bileyim, biraz şey...

***

Neredeyse 6 aya yakın süredir şu teğmenlerin 'alternatif yemin edişlerini' konuşuyoruz...
Bu satırları okuyanların konunun tamamına hakim olduğunu düşünüyor ve bir kez daha en başından anlatmaya kalkmıyorum...
Efendim, CHP'nin başını çektiği, İYİ Parti ve Zafer Partisi'nin borazanlığını yaptığı iddiaya göre, 3 komutan ve 5 teğmen, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dedikleri için ordudan atılmış...
Yalan, külliyen yalan...
Ebru Eroğlu, "Subaylara, tarikatçı diyorlardı. Tarikatçı olmadığımızı herkese ispat etmeliydik" demişti ilk savunmasında. Kimse Ebru Eroğlu'na, "Tarikatçı olmadığınızı neden ispat etmek zorundaydınız ki" diye sormadı, sorma ihtiyacı duymadı...
Daha yeni subay olmuşsunuz, ordunun dışında konuşulan ve dedikoduya dayalı siyaset anlayışıyla getirildiğiniz dolduruşla hareket etmeye neden başladınız?
Komutanlarınızın komutanlarının, "Hayır, talebiniz anlamsız ve istediğiniz alternatif yemini edemezsiniz" emrine, itaatsizlik etmenizi gerektirecek kadar siyaset yapma hissine nasıl kapıldınız?
Komutanlarınızın mı gazına geldiniz, ordunun dışındaki dedikoducuların mı?
Teğmen olur olmaz siyaset yapmaya başlayıp emre itaatsizlik edecek kadar ülkenin sıkıntıda olduğunu düşünüyorsanız, rütbeniz yükselince, "Halk arasında ülkenin tarikatçılar tarafından yönetildiği konuşuluyordu, bizim de tarikatçı olmadığımızı ispat etmemiz gerekiyordu" diyerek darbe girişiminde bulanmayacağınızın garantisi var mı?
Mustafa Kemal Atatürk hayatta olsaydı, "emre uymadığınız" için size ne derdi?
Bu soruları da kimse sormadı, sormayacak...
"Biz Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettirmeyiz, edene ve edeni savunana bedel ödetiriz" diye post atan sosyal medya bülbülleri, yaşananları bilerek çarpıtıyor, peki aklı başında olduğunu bildiklerimiz neden konuya, "Kardeşim o alternatif yemini eden teğmen sayısı 400, ama sadece haftalarca bu işi organize eden 5 teğmen Ordu'dan atıldı. Konu 'Mustafa Kemal'in askeri olmak' olsaydı hepsi atılırdı, bu işin içinde başka bir iş var" diye yaklaşmıyor?

***

Şimdi bütün bu yaşananlara CHP ve yandaşları neden 'olayları çarpıtarak' yaklaşıyor?
Efendim, oylarını artırmak için öyle değil mi?
CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi'nin seçmeni zaten bu konuda söylenen yalanlara inanmış ve konunun 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sözüyle direkt ilgili olduğunu sanıyor...
Ve fakat bu seçmenler zaten bu üç partiye oy veriyor. Yani bu konunun ayrıntısını bilen ve konunun Mustafa Kemal ve Mustafa Kemal sevgisiyle ilgili olmadığını bilenler için zaten oy verme tercihine etki edecek bir şey yok...
Mustafa Kemal'i sevmeyen seçmen kitlesi için zaten bu üç partinin oy alma talebi yok...
Peki neden CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi, aslında hiç de büyütülecek bir şey yokken konuyu bu kadar büyütüyor ve mal bulmuş magribi gibi yaklışıyor konuya?
Üç partinin oylarının toplamı yüzde 40 civarında...
Günde 238 kez "Mustafa Kemal'in askeriyiz..." deseler oylarınında gram artış olmayacak...
Niye peki, niye bu konuyu çarpıtıp yaygara kopartıyorlar?
Bütün seçenekleri eleyince geriye tek seçenek kalıyor...
Bu konuda söylenen yalanlara inanıp oy verme tercihini değiştirebilecek yüzde 40'lık kitle, bu üç partinin hangisinin "yaygaracı teğmenlere daha çok sahip çıktığına" bakıyor olabilir mi?
Oy verme tercihlerini, "kim bu teğmenleri başımızın üstüne en güzel şekilde oturtacak" hassasiyeti ile belirleyen kitle, bir sonraki seçimde, "Acaba oyumu CHP'ye mi, İYİ Parti'ye mi yoksa Zafer Partisi'ne mi versem" diye düşünürken bu konuyu hatırlayacak mı yoksa?
Bütün yaygara bu sebeple mi acaba!
 

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }