TCMB 2025 ENFLASYON BEKLENTİSİNİ NEDEN REVİZE ETTİ?

TCMB Başkanı Fatih Karahan, 2025 yılının ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirdi. Makro göstergelerde ve enflasyon gidişatında olumlu görüşlerini belirtti. Ekonomide yaşanan dezenflasyon sürecinin, talep daralmasının enflasyon hedefini desteklediğini söyledi. Hemen akıllara ocak enflasyonunda ölçülen aylık yüzde 5,05’lik veri geliyor. TCMB Başkanı 2025 1Ç ve 2Ç’te enflasyonun yüksek seyredeceğini de sözlerine ekledi. Benim beklentim, 2025’in ilk çeyreğinde enflasyonun düşüşe geçeceği yönündeydi ama Merkez benimle aynı fikirde değil. 
     Merkez Bankası kasım ayında, 2025 yılı için yüzde 21’lik bir enflasyon tahmininde bulunmuştu, yılın ilk enflasyon raporunda bunu yüzde 24’e yükselterek revize etti. Sorulan bir soru üzerine, sağlık harcamalarını hesap edemediklerini ve bu nedenle 2025 yılı enflasyon tahmini yukarı yönlü revize ettiklerini açıkladı. Bunu hemen, neredeyse ömrünün yarısını bu işlere vermiş uzman bir isime sordum. “Hesap edemedik” söylemi normal mi? Cevabı, “Normal de yüksek frekanslı verilerden öncü sinyali almaları gerekir” şeklinde oldu. Sunumdan sonra soru cevap bölümünde Fatih Karahan’a 2025 yılı enflasyon veri tahmininde yukarı yönlü revizyonun piyasaya nasıl yansıyacağı soruldu. Karahan da, piyasanın gerçekleşen enflasyonu dikkate aldığını açıkladı. Yüzde 3 puanlık bir sapmanın çok da önemli olmadığının altını çizdi.
     TCMB’nin enflasyon sunumunda Başkan Karahan’a Merkez’in bundan sonraki PPK (Para Politikası Kurulu) toplantısında faiz konusunda atacağı muhtemel adımlar da soruldu.  Karahan faiz indirimleri için gelecek verilere odaklandıklarını belirterek, “Herhangi bir şekilde otopilotta değiliz, veri odaklı olarak ilerleyeceğiz.” cevabını verdi. Merkez Bankası’nın doğru iletişim modeli de bu şekilde olmalı. 
    Raporda tekrar makro verilerde bahsedilen enflasyona dönecek olursak. Dezenflasyon süreci nedeniyle enflasyon ana eğiliminde düşüşün devam edeceği yönünde bir tahmin hakim. Ancak, Trump’ın etkisiyle küresel ticaret politikalarındaki belirsizlik ve de enerji fiyatlarındaki volatilite enflasyondaki hakim eğilimi bozabilir. Bunu da Fatih Karahan, “Son dönemde, küresel ticaret politikalarına dair belirsizliğin, önemli ölçüde yükseldiğini görüyoruz. Korumacı eğilimlerin artması, küresel ekonomi politikalarına yönelik belirsizlikler ve jeopolitik riskler, küresel ölçekte büyüme üzerinde aşağı yönlü, enflasyon üzerinde ise yukarı yönlü riskleri artırıyor” sözleriyle ifade etti. 


     TCMB Başkanı Karahan, “Çıktı açığı, önümüzdeki dönemde negatif bölgede seyrederek, dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olmaya devam edecek” dedi. Yani bir anlamda bu, düşük talebin, üretim seviyesini de düşürerek, üretim ve tüketimden kaynaklanan fiyat artışlarının önüne geçerek, enflasyon hedefinden sapmaya etki etmeyeceği şeklinde bir açıklamaydı. Karahan, çıktı açığındaki negatifliğin cari açığa da olumlu etki edeceğini belirterek, “2024 yılının üçüncü çeyreğinde, cari açığın millî gelire oranı yüzde 0,7 seviyesine geriledi. Dördüncü çeyrekte de birikimli cari açığın benzer seviyelerde seyretmiş olduğunu tahmin ediyoruz.” Dedi. Talep daralıyor, dolasıyla bu enflasyona olumlu yansıyor. Ancak bir de piyasa gerçekleri var. Üretim yapan sanayiciler, KOBİ’ler, büyük-küçük esnaf, türlü sıkıntılarla baş etmeye çalışıyorlar. Tüm beklenti, Fatih Karahan “Bu dönemde, perakende satış hacim endeksi çeyreklik olarak artış kaydetti.” şeklinde söylese de, tüketici kredisi ve kredi kartı faizlerinin bir şekilde düşmesi yönünde. Merkez Bankası raporu sunumunda Karahan, “Kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz. Üçüncü olarak da likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi yönetiyoruz. Piyasada oluşan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut diğer araçlarımızı kullanarak sterilize ediyoruz” dedi. Buradan anladığımız piyasanın kredi ve kredi kartı faizlerinin düşmesi konusunda biraz daha bekleyecek olması yönünde. Başkan Karahan, yabancı para kredilerinde bir artışın yaşandığını, bunu dengelenmek için de ‘zorunlu karşılıkları’ artırdıklarını söyledi. TCMB Başkanı mevduata yönelik düzenlemelere de değinerek, “Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM’yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz.” dedi. Karahan KMM hesaplarının 29 milyar dolara gerilediğini de açıkladı. 2013 yılında KKM başladığında hesapların 140 milyar doların üstünde olduğunu da hatırlamak gerekir. KKM’de hedef bu yıl tamamen sonlandırılması yönünde. TL mevduatlarının payının artacak olması da piyasada düşük maliyetli nakit bekleyenler için olumlu bir haber olmayacak.
     Son tahlilde TCMB Başkanı Karahan’ın sunumundan anladığımız makro ekonomide gidişatın olumlu devam ettiği ama diğer taraftan da küresel risklerin de göz ardı edilmeyeceği yönünde.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }