Hükümetin yayınladığı tasarruf genelgesinden sonra başta belediyeler olmak üzere hemen tüm kamu kurumları genelgeyi uygulamaya başladılar.
Genelge nedeniyle yapılan tasarruflar birçok kesimi de olumsuz yönde etkiliyor.
Ancak tasarruf genelgesine hükümet kanadı tam anlamıyla uyuyor mu?
Uymadığını çeşitli örneklerle görüyoruz.
Bunlardan bir tanesi de bir-iki gün önce ortaya çıktı.
Medyaya yansıdığına göre; ABD'den Türkiye'ye Merkez Bankası Başkanlığı için getirilen Hafize Gaye Erkan hakkında çıkan haberlerin ardından 8 ayda görevden affını istemişti.
Görevden alındığı için brüt yaklaşık 300 bin TL maaş almaya devam eden Erkan oğlu için doğum günü için kesenin ağzını açmış.
Doğum günü partisi için ne kadar harcandığı ise bilinmiyormuş.
Erkan 1.5 yıl içerisinde sigortalı bir işe girmezse yaklaşık 300 bin TL maaşı ödenmeye devam edecek.
***
Şimdi burada ilginç ve önemli olun konu şu.
Görevden alınan Erkan, bu süre içinde yaklaşık 300 bin lira maaşı almış.
Eğer sigortalı bir işe girmezse 1,5 yıl daha bu maaşı alacakmış.
8 ay görev yapan bir yüksek bürokrata harcanmış ve harcanacak olan para bu.
İktidar herkesten tasarruf beklerken bu yapılan israf değil mi?
***
Yayınlanan tasarruf genelgesi ile yukarıda da belirttiğim gibi bir çok kesim olumsuz yönde etkilendi.
Örneğin bizim sektör.
Başta belediyeler olmak üzere kamu kurumlarının çoğunun aklına tasarruf denilince önce gazete aboneliklerinin kesilmesi ilan ve reklamda sınırlamaya gidilmesi geliyor.
Yine bir çok kamu kuruluşunda tasarruf yapıyoruz adı altında hizmetlerde kısıtlamaya gidiliyor.
***
Tasarruf genelgesi dolayısıyla işsizliğin de artmasından endişe duyuluyor.
Buna karşılık hükümet kanadında pek tasarruf yapıldığı, ya da genelgeye uyulduğu pek söylenemez.
İşte vatandaştan tasarruf yapılması istenip de kendilerinin şatafatlı hayata devam etmesi vatandaşı da çileden çıkarıyor.
Bu nedenle vatandaş da tasarruf böyle mi yapılır diye sormadan edemiyor.