Merhabalar Kıymetli Dostlar.
Yeni bir Medeniyet ve Şehir turuna hoş geldiniz. Artık turlarımıza katılanların sayısı oldukça fazla. Daha çok hemşehrimiz ile birlikte geziyoruz şehrimizi. Tarihin arka sokaklarında biraz da unutulmaya yüz tutmuş ya da kanıksanmış ve sıradanlaşmış olan mekanları, o mekanların yapıldığı dönemlerden sonra içinde yaşananları, şahitlik ettikleri dönemleri yeniden ihya etmeye bir hakkı teslim etmeye her şeyden önemlisi bir medeniyeti ve kültürü gelecek nesillere aktarmaya ve bir kent hafızası oluşturmaya devam edeceğiz hep beraber.
Ve turumuz başlıyor.
Bu kalabalık katılım yani okunma oranları için de ayrıca teşekkür ediyorum sizlere.
Dostlar sizlere bugun şehrimizin son yüz yılına damga vurmuş bir lokasyona gideceğiz. Bu müthiş yere varana kadar biraz laflayalım olur mu?
Geçmişin izlerini, ruhunu bulabileceğimiz, her köşesinde tarih, kültür, buram buram yaşam kokan mekanlardır müzeler. Hem eserlerin hem de fikirlerin sergilendiği, medeniyetlerin zenginliklerine ışık tutan, bir çok şeyi okuyarak öğrendiğimiz ama bir dönemi hissederek yeniden keşfettiğimiz yerlerdir müzeler.
‘’Müzeler toplumun hafızasıdır, bir ülkede aydınlanmayı, demokrasiyi ve adaleti, esas kılacaksanız, atacağınız ilk adım müzecilik alanında olmalıdır’’ der Sunay Akın.
Şehrimizde bu konuda ilk adım il merkezi ve ilçelerinden toplanan kültür varlıkları ile 1945 yılında tarihi Alaeddin Camii’nde bir depo müze oluşturularak başlamıştır. Daha sonra, 1966 yılında Odunpazarı’ nda bulunan Kurşunlu Camii ve Külliyesi’nde Eskişehir Müze Müdürlüğü resmen kurulmuş, teşhir ve tanzimi tamamlanarak hizmete sunulmuştur. Beraberinde bir çok müze lokal olarak hizmete girmiştir.
Şehrin müzelerinden kısaca bahsetmek gerekirse;
Eskişehir Eti Arkeoloji müzesi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Kurtuluş Müzesi, Eskişehir Lületaşı Müzesi, Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Bal Mumu Müzesi, Devrim Arabası Müzesi, Odunpazarı Modern Müze misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.
Evet bugün sizlerle gezeceğimiz müzeye geldik sayılır. Şimdi TCDD İatası içinde bir yer gezeceğiz ve bizi orada bekleyen ve mihmandarlık yapacak hünerli bir dava adamı var, O’nu çok bekletmeyelim lakin şu gar binamızdan biraz bahsederek gidelim yanına.
Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tarihi bina olarak tescillenerek koruma altına alınan Gar binasının temeli mübarek bir Cuma günü, 19 06 1953 tarihinde, Ulaştırma vekili Yümnü Üresin tarafından atılmış, 14 01 1955 tarihinde ise, Maliye vekili demokrasi şehidi Hasan Polatkan, Nafıa Vekili Kemal Zeytinoğlu ve hemşehrilerimizin katılımı ile hizmete girmiş.
Şimdi burda duralım ve Eskişehir Gar Binasını, demir yollarımızı başka bir gezide uzun uzadıya anlatalım.
Ve geldik yüzyıllık bir başarı hikayesini başkanından dinlemeye, çalışmalardan bilgi almaya, göğsümüzü kabartacak zaferler ile gurur duymaya.
Efendim tanıştırayım. Bu gezimizde bize mihmandarlık yapacak kıymetli insan Mehmet Ali Hünerlier. Kendisi Eskişehir Demirspor Kulübünün başkanı. Aynı zamanda Şube Müdür olarak görev yapıyor.
Hünerlier; 40 yılı tamamlamış meslek hayatında. İlk iki yılı Ankara’ da kalan çalışma hayatının tamamı Eskişehir TCDD, Tülomsaş. Turasaş’ ta.
Mehmet Ali Başkana Demiryolları deyince ne düşünüyorsun dediğimde şunları aktarıyor;
Ben kırk yıllık demiryolcuyum, demiryolları benim hem işim hem de tutkum, mesleğimi en iyi şekilde ustalarımdan öğrendiğim gibi tertemiz, çalışkan, katma değer üreten, kıymet bilen ve vatana, millete, devlete adanmış bir onurlu yaşam biçimini demiryolcu gençlere aşılamak üzere yaşıyorum. Ailemden ön planda işim’’ diyor. Aile demişken Hünerlier evli ve bir çocuk babası. Ama Eskişehir Demirspor Başkanlığında yüzlerce yavrumuza ve gençlerimize de baba şefkati ile yaklaşıyor.
Dört yıldır Eskişehir Demirspor Kulüp Başkanı olarak görev yapıyor.
Demirspor deyince ne düşünüyorsun diyorum ‘’o da başka bir tutkum’’ diyor.
Müze ne oldu diye soruyorsunuz sanırım dostlarım ya da müze ile alakası konunun? Oraya da hemen gelecek konu, haklısınız ve Demirspor’un müzelere sığmayan bir tarihi,
Vizyonu ve misyonu var. Anlatalım birazdan. Ama biraz daha kulüp üzerinden gidecek sohbet ki müzenin önemi, ne müzesi olduğunun önemi, müzeye yeni yeni katılımlara sebep Kulübün değeri…
Eskişehir Demirspor Kulübü Türkiye’de ilk kurulan Demirspor. 1930 yılında kurulan takım; genç Cumhuriyet’in spor yüzü ülkemizde. Tcdd Genel Müdürlüğü tarafından atılan bu adımın amacı Demiryolu çalışanlarının bedensel faaliyetlerini geliştirmek, spora karşı halkın ilgisini artırmak ve dönemin medeni devletlerinde yürütülen spor faliyetlerini Türk Halkı ile buluşturmak olmuş.
Sporun neredeyse tüm branşlarını kapsayan bu onurlu mücadele takdire şayan değil mi? İlerleyen yıllarda şanlı Es-Es’ imize de bir mekteb olarak hizmet vermiş. Birçok sporcu yetiştirmiş Eskişehirspor’ a Demirspor.
İlk kulüp demiştik Demiryolları bünyesinde kurulan. Hemen arkasından Ankara. Kayseri. Samsun, İzmir, Adana, Haydarpaşa, Sirkeci, Demirspor Kulüpleri kurulmuş.
Renkleriniz diyorum başkana, lacivert- kırmızı. Diyor ki ‘’kırmızı şehitlerimizin kanıdır. Lacivert ise Demiryolu işçilerinin kıyafet rengidir.’’
Alelade biraya gelmemiş anlayacağınız renkler. Bir felsefesi, bir amacı var Demirspor’un. Ve bu sorumluluk binci ile yıllarca başarıdan başarıya koşmuşlar belli ki.
Şimdi konu Türkiye Şampiyonasına geldi. O vakit gezimizin merkezi olan Eskişehir Demirspor Müzesine gidelim. Aynı yerleşke içerisinde maalesef halkımızın çok da bilmediği bu tarih kokan, şan, şeref ile dolu müzeye adımımızı attığımız anda başkanın gözleri doluyor. Öyle ya yüz yıllık asalet, yüz yıllık emek…
Bir cam fanus içinde siyah meşin bir top. Türkiye Şampiyonu Demirspor’umuzun Fenerbahçe’yi devirerek kazandığı şampiyonluk maçında oynan top bu. Mennan ‘ a yek pare kaya parçası, kaleciye uçan kale, İskender’ bombacı lakabının takıldığı müthiş maçtaki top.
Ve Hariciye Vekili B. Şükrü Saraç’ın bizzat elleri ile Demirspor’ a teslim ettiği Şampiyonluk Şildi…
İlk Anadolu Takımı Şampyonluğu Demirsporun’ ki.
Muazzam bir atmosfer içerisi. Tribünlerden gelen sesleri duyar gibi oluyorsunuz Müzede. Sporcuların alın terini, yüksek nabzını, emeklerini hissediyorsunuz her branştan.
Bu Müzeye hak ettiği değeri vermeli Eskişehir halkı. Daha çok ziyaretçi olmalı, Belediyeler kültür turlarında buraya ziyaretler düzenlemeli. Buradan bir çağrı yapıyorum muhtarlarımıza. Gereken desteği aldıktan sonra mutlaka mahallemizdeki genci, yaşlıyı buraya getirmelisiniz. Bu atmosferi yaşamalı, yaşatmalısınız. Bir çağrı da Milli Eğitime. Lütfen okullardaki öğrencilerimizi buradaki müzeye getirin çocuklarımız bu atmosferi yaşasın. Bizim bir diğer görevimiz de Eskişehirli olarak yavrularımıza Demiryollarının Eskişehir açısından önemini anlatmak…
Bu müzede hem demiryolları işçisinin hem de sporcusunun alın teri var.
Dönelim Demirspor’ a. Mehmet Ali Hünerlier Eskişehir Demirspor başkanı olarak Futbol, Eskrim, Boks, Tekvando, Aikido, Karate, Kigboks, branşlarında spor faaliyetlerinin devam ettiğini yüzlerce lisanslı sporcunun aynı zihniyet aynı idealler üzerine yetiştirildiğini ve sportif anlamda bir çok başarıya imza attıklarını haklı bir gurur ile söylüyor. En çok dikkatimi çeken şey ise Demirspor yerleşkesinde asılı dev pankart. Akıllara değil aynı zamanda gönle kazınıyor. ‘’Sizi buraya getiren yeteneğinizdir, burada tutacak olan ise karakterinizdir’’ harika bir motto. Eskişehir Demirspor’umuzun karakterli sporcularına, onları yetiştiren değerli hocalarına, kulübün yönetici ve çalışanlarına ve yüce gönüllü başkanı Mehmet Ali Hünerlier’ e bin selam olsun sizler adına.
Başkan bu sportif başarılara imza atarken, müzeye sahip çıkarken aynı zamanda müthiş bir iş daha yapmış ki bu çok önemli aslında. Kalıcı bir eser hazırlamışlar. Kıymetli üstat M.Şinasi Duman’ın hazırladığı ‘’İlk Şampiyon Demirspor’’ kitabını okuyucusu ile yani emanetçisi ve asıl sahibi olan Eskişehirlilerle buluşturmuş. 256 sayfalık bir tarihi anlatım, belgeler, fotoğraflar, açıklamalar Şanlı Dem-Dem’ in mazisini bizlere sonuna kadar açıyor. Bu çalışmayı Eskişehir halkına kazandırdığı için başkana ayrıca teşekkür ediyorum.
Ve muhtarlarımıza, Belediye Başkanlarımıza, Milli Eğitim Müdürlüklerimize çağrımı yeniliyorum. Bu tarihi; halkımıza, evlatlarımıza yerinde anlatalım.
Yeni bir şehir turunda görüşmek dileği ile efendim esen kalın…