Suriye önemli…
Bizim için çok daha önemli çünkü yüzlerce kilometre sınırımız var…
Bütün gelişmeleri dikkatle “ takip “ ediyoruz anlaşılan…
Şara’nın açıklamalarında bir devlet aklı izi ve gölgesi ve hatta tecrübesi açıkça görünüyor…
Bu görünen ise emperyalist bir devlet aklına da benzemiyor, “ manda ve himaye” altındaki bir ekibin aklına da benzemiyor…
Çok Türkiye kokuyor…
Çok da uzak olmayan bir vadede Suriye’yi sınırları kalkmış,rahatça seyahat edilebilen ve ticaret birliği sağlanmış bir ülke olarak göreceğimizi düşünüyorum…
Aşağıda Şara’nın söylediklerinin kaba başlıkları var ki buyrun siz de bir gözden geçirin bence…
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Eş Şara'nın Suriye TV'ye verdiği röportajın öne çıkan bölümleri:
Siyasi Sistem
◾️Suriye bir cumhuriyettir, sistemi cumhuriyettir. Bir parlamentosu ve bir hükümeti vardır, bir yasa vardır. Yetkililer birbirleriyle işbirliği yapar ve yetkililer birbirleriyle ortak hareket eder. Suriye insanların bildiği gibi normal olacaktır.
◾️İlk aşamada geçici bir parlamento olacak çünkü şu anda seçilmiş bir parlamento mümkün değil. Suriye'de seçim mümkün değil, çünkü halkın yarısı Suriye dışında ve çoğunun belgesi yok. Suriye’de kayıtsız çok fazla doğum var, kayıtsız çok fazla ölüm var ve kayıplar var. Ayrıca Suriye’nin bazı kısımları hala devletin kontrolü altında değil, bu nedenle seçimlerin bir altyapıya ihtiyacı var.
Ulusal Diyalog Konferansı
◾️Konferans düzenlenmeden önce çeşitli Suriyeli kesimlerle kapsamlı istişarelerde bulunacak bir hazırlık komitesi kurulacak.
◾️Bu konferans ülkenin geleceğini belirleyecek bir anayasa deklarasyonunun yolunu açacak bir sonuç bildirgesi yayınlayacak. Anayasa deklarasyonunun formüle edilmesi bireysel bir karar değil, halkın iradesini yansıtan geniş istişarelerin sonucu olacak.
◾️Seçimlere ulaşmak için bu sürenin yaklaşık 4 ila 5 yıl olacağını tahmin ediyorum, çünkü belirttiğim gibi geniş reformlara ihtiyaç duyan bir altyapı var ve bu zaman gerektiriyor.
◾️Devletin doğru ve net rakamlara sahip olması için ihtiyaç duyduğu birçok teknik araç var. Bu olmadan, yapılacak her seçim şüpheyle karşılanacaktır. Birçok kişi bana ‘Seçimleri yapın, insanlar seni seçecek’ dedi. Ben de dedim ki: Kardeşim, bu şu anda umurumda değil, önemli olan sürecin doğru olmasıdır. Süreç doğru değilse, bu şüpheyle karşılanacaktır.
Rejimin devrilmesi
◾️Esad rejimini devirme mücadelesi bir tesadüf değildi, İdlib'de beş yıl süren stratejik bir planlamanın sonucuydu.
◾️Devrimci güçlerin saflarını birleştirdik ve rejim güçleriyle yüzleşmek için askeri çabaları organize ettik. Rejim kontrolündeki bölgelerdeki duruma ilişkin ayrıntılı bir izleme, rejimin siyasi ve güvenlik durumunu titiz bir takip savaşa hazırlığın bir parçasıydı.
Savaşı kazandıran gizli askeri taktikler
◾️Savaş ayrıntılarının büyük bir kısmın henüz açıklanmadı. Başarı yenilikçi askeri taktiklerin kullanılmasıyla ve askeri hareketler hakkında yanlış bilgilerle düşmanın yanlış yönlendirilmesiyle elde edildi.
◾️Medya ve askeri yanıltma stratejisine güvendik, tankları, zırhlı araçları ve büyük kuvvetleri taşıdık, ancak esas saldırı noktasını gizledik, Şeyh Akil bölgesinden başlayan bu noktadan en yakınlarım dahil olmak üzere çok sınırlı sayıda kişi dışında kimse haberdar değildi.
◾️Özellikle Gazze'de yaşanan şiddet ve yıkım sahnelerinin tekrarlanması korkusu nedeniyle savaşa girme kararının alınmasında zorlanıldı.
"Devlet Tüm Mezheplerin Garantisi"
◾️Suriye'nin yasaları yeniden inşa etme ve kurumların rolünü etkinleştirme aşamasından geçiyor. Ülke henüz siyasi partilerin çalışmasını etkin bir şekilde düzenleyen bir yasaya sahip değil.
◾️Hükümet pozisyonlarının dağıtımında kota fikrini reddediyorum. Bu yaklaşım devlet kurumlarının bozulmasına yol açıyor ve istikrarı tehdit ediyor.
◾️Yetkinin mezhepsel veya etnik bağlara göre dağıtılması bölünmeye yol açıyor ve her tarafa işlerin gidişatını engelleyen veto hakkı veriyor.
Sivil Barışa Ulaşma Stratejisi
◾️Sivil barışın korunması bir lüks değil, ulusal bir görev. Hükümetin sivil barışı sağlama planları, askeri operasyonlar sırasında ortaya çıkmaya başladı, çünkü muharebelerin etnik çatışmaları tetikleme olasılığını azaltacak şekilde yönetilmesine özen gösterildi.
◾️Suriye güçlerinin Halep şehrine giriş şekli bu yaklaşımın bir örneğiydi. Burada disipline ve intikamdan kaçınmaya odaklanıldı.
◾️Bugün devlet tüm mezhepler için bir güvencedir. Suriye'deki duruma, gerçek bir inşa sürecine odaklanarak bakmalıyız. Sivil barış bugün Suriye'de bir lüks değil, aksine birliklerini korumak için güçlerinin yettiği kadar çaba göstermeleri gereken bir Suriyeli görevidir, çünkü bu onların yükselişlerinin gerçek destekçisi olacak temel unsurdur.
◾️İç ihtilafların, mezhepçiliğin ve kışkırtıcılığın esiri olmaya devam edersek, bunun Suriye'de büyük bir felakete yol açacağına inanıyorum. Bugün bir tür emniyete ulaştık. Orada burada olaylar olabilir ve bu minimum düzeyde, ancak durumun çok daha kötü olması bekleniyordu. Ne yazık ki, rejimin ülke yönetiminde 60 yıllık yanlış politikaların neden olduğu olumsuz etkileri nedeniyle, bu politikalar Allah'ın izniyle birkaç gün veya hafta içinde aşıldı.
Suriye Yönetimi ve SDG
◾️Suriye'nin birliğini korumak ve silahları devlet kontrolü altına almak temel hedefiyle, "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) ile müzakereler devam ediyor.
◾️SDG ile müzakereler Suriye'nin birliğini sağlayacak ve silahların kontrol altında olmasını garanti edecek bir uzlaşıya ulaşmayı hedefliyor. SDG bu konuda istekli ancak bazı ayrıntılar konusunda anlaşmazlık var.
◾️Bölgesel veya uluslararası olsun tüm taraflar, Suriye topraklarının bütünlüğü fikrini destekliyor ve herhangi bir ayrılık veya bölünme girişimini reddediyor.
◾️Ülkenin kuzeydoğusundaki bazı grupları destekleyen devletler bile silahların merkezi hükümetin otoritesi altında kontrol edilmesi gerektiği konusunda Suriye devleti ile aynı fikirde.
◾️Bu müzakerelerin başarılı olabilmesi için gizli tutulması gerektiğini düşünüyorum çünkü bu müzakerelerin başarılı olmasını ve sağlıklı bir sonuca ulaşmamızı istemeyen birçok taraf var. Bu nedenle bu diyalogların ayrıntıları konusunda biraz çekimser olmamız ve iyimser kalmamız gerektiğini düşünüyorum.
Dış İlişkiler
◾️Suriye, soyutlanmış bir ada değil, dünyanın kalbinde yer alan ve çeşitli ülkelerle karşılıklı çıkarları olan önemli bir ülkedir. Jeopolitik konumu stratejiktir ve tarihte derin köklere sahiptir.
◾️Suriye, özellikle Lübnan'da olmak üzere, istikrarsızlığın bir adresi haline geldi. Suikaste kurban giden birçok Lübnanlı liderin tasfiyesinin arkasında Suriye rejimi vardı. Aynı zamanda orada iç savaşı alevlendirmede rol oynadı ve ardından Lübnanlı tarafların kendisine duyduğu ihtiyacın devamlılığını sağlamak için bir iktidar paylaşımı sistemi kurmaya çalıştı.
◾️Türkiye’de, önceki rejimin politikaları ilişkilerde istikrarsızlığa neden oldu ve Suriye, Ürdün’e en büyük Captagon kaynağı haline gelerek orada büyük bir krize yol açtı. Irak’a gelince, ilişkisi Hafız Esed döneminden bugüne kadar Suriye ile sorunlu kaldı.
◾️Mevcut yönetimin karşı karşıya kaldığı en büyük zorluk, bölge ülkelerine güven vermek. Herkes Suriye'de yeni bir politika görmeyi bekliyor. İranlı milislerin önceki rejim dönemindeki askeri varlığı, tüm bölgeyi tehdit eden stratejik bir risk oluşturdu.
◾️Eğer önceki rejim on yıl daha kalsaydı Türkiye bölünme riskine maruz kalacaktı. Körfez ülkelerine gelince, Suriye ve Irak'ta yaşananlara benzer rahatsızlıklarla karşı karşıya kalacaklardı.
◾️Mevcut yönetim Suriye'yi hızla yeniden tanımladı ve bölge ülkelerine güvence vermeyi başardı. Bu büyük önem taşıyor ve birkaç hafta içinde başardık.
…
AZ DA SAĞLIK…
DailyMail. Com dan bir haber paylaşıyorum:
'Trump'ın DSÖ'den neden ayrıldığını tam olarak biliyorum... örgütün karanlık kalbi her Amerikalıyı endişelendirmeli
DailyMail.com 'ın Welcome to MAGAland adlı podcast'inde konuşan Dr. Aseem Malhotra, yeni yönetimdeki kişilerin de ajansın ticari sektörle olan bağları konusunda endişeleri olduğunu söyledi.
DSÖ'nün finansmanının yüzde 80'inden fazlasının 'gönüllü katkılara' dayandığını, bunun da üye devletler, STK'lar, hayır kurumları veya diğer özel kuruluşlar gibi bağışçıların gönüllü olarak verdiği para miktarı anlamına geldiğini vurguladı.
Bu finansman modeli, DSÖ'nün 1948'de ilk kez faaliyete geçtiği ve bütçesinin ülkelerin yıllık üyelik ücretleri tarafından belirlendiği zamana zıttır. Dr. Malhotra, etki ve çıkar çatışmaları konusunda artan endişeler olduğunu söyledi.
Trump'ın Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na aday gösterdiği RFK Jr.'ın yakın arkadaşı olan Dr. Malhotra, örnek olarak Bill Gates'in DSÖ'nün en büyük bağışçılarından biri olmasını kullandı.
Bill & Melinda Gates Vakfı, 2024 yılında Birleşmiş Milletler'e 689 milyon dolar bağışta bulunarak, ABD'nin 958 milyon dolarından sonra en fazla bağış yapan kuruluş oldu.
Ancak Dr. Malhotra, milyarderin kronik hastalıkların küresel krizini körükleyen 'aşırı işlenmiş gıdalara yoğun yatırım yaptığını' vurguluyor.
Bill ve Melinda Gates Vakfı'nın 2024'ün ilk çeyreğine ilişkin dosyasında, vakfın 604 milyon dolar değerinde Coca-Cola hissesi ve Oscar Mayer gibi işlenmiş etler ile Jell-O'nun üreticisi Kraft Heinz'de yaklaşık 97 milyon dolar değerinde hissesi olduğu görülüyor.
Gates ayrıca, bu ultra işlenmiş alternatiflerin sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin artan endişelere rağmen, Beyond Meat, Hampton Creek Foods ve Nature's Fynd gibi şirketlere yatırım yaparak sentetik etin de savunuculuğunu üstlendi.
Dr. Malhotra, Gates'in ultra işlenmiş hazır gıdalara verdiği desteğin bir sorun teşkil ettiğini, çünkü 'Bunların aslında DSÖ'nün politikalarını yönlendiren kişiler olduğunu' söyledi.
DSÖ'nün eski Genel Müdürü Dr. Margaret Chan, daha önce ajansın finansmanının bazı şartlara bağlı olduğunu ima etmişti.
2015 yılında düzenlenen bir konferansta şöyle açıklamıştı: 'Bir kuruluş olarak bütçemin yalnızca yüzde 30'u öngörülebilir fonlardan oluşuyor.
'Geri kalan %70'i için şapka alıp dünyayı dolaşıp para dilenmek zorundayım.
Dr. Malhotra, Trump hükümetinin "DSÖ'nün var olmasını ve bir role sahip olmasını istediğini, ancak bağımsız hale gelene kadar, DSÖ'ye olan fonların tüm bu ülkelerden çekilmesi yönünde bir açıklama yapmanın kesinlikle doğru bir hareket olduğuna inandığını" söylüyor. ‘
Komplo teorisi filan değil, aslında hiçbir şey göründüğü gibi değil…
ESKİLERDEN….
Çok değil bundan 40 yıl önce 30-40 km mesafedeki merkez köylerden bile şehre ( merkeze)gidip gelmek tam 3 günlük bir işti…
Sabah yola çıkıp akşam varır ve konaklardın…
Ertesi gün işini gücünü ticaretini halleder ve konaklardın…
Üçüncü gün sabah erken yola çıkıp köyüne varırdın…
Daha uzak köylerde yaşayıp merkeze hiç gitmeden ömür geçirenler olurdu…
Şimdi 20 dakika da merkeze ulaşabiliyorsun.
O günlerden bakınca bir tür ışınlanıyorsun…