Uyuşturucu bağımlılığına dair bu önemli uyarılar, özellikle sosyal medyanın ve dijital dünyadaki gizlilik ortamlarının gençler üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bağımlılık yapan maddelerin dijital platformlarda daha rahat şekilde pazarlanabiliyor olması, bu konuda ciddi bir tehdit oluşturuyor. Gençler, sosyal medya üzerinden kolayca ulaşıp etkileşime girebildikleri çevrelere girerek, zararlı alışkanlıklar edinme riskiyle karşı karşıya kalabiliyorlar.
Bilişim uzmanı Osman Demircan’ın söylediği gibi, sosyal medyada kullanılan şifreli dil ve yapay zeka destekli içerik üretimi, uyuşturucuların toplumda yayılmasını ve normalleşmesini sağlayan gizli bir mecra haline gelebiliyor. Uyuşturucu ticaretinin dijital dünyadaki yayılma biçimi, daha önce denetimi zor olan bu tür faaliyetlerin daha da yaygınlaşmasına neden oluyor.
Ailelerin bu durum karşısında bilinçli olmaları ve çocuklarının dijital dünyada geçirdikleri zamanı takip etmeleri son derece önemli. Psikolog Ahmet Kaş’ın da belirttiği gibi, bağımlılığın temelinde merak ve haz arayışı yer alıyor. Bu, gençlerin kolayca zarar veren bir alışkanlığa çekilmesine yol açabiliyor. Ebeveynlerin, çocuklarına yönelik baskıcı bir tutum yerine anlayışla yaklaşmaları, güvenli bir dijital ortam sağlamaları, olası tehlikelerden korunmalarını sağlamak açısından kritik bir rol oynuyor.
Ebeveynlerin, çocuklarının hangi platformları kullandığını, kimlerle etkileşimde olduklarını izlemeleri ve gerektiğinde profesyonel destek almaları öneriliyor. Ayrıca, oyun konsolları ve diğer dijital cihazların güvenliğini sağlamak, çocukların yalnız başlarına bu tür ortamlarda vakit geçirmemelerini sağlamak, onların dijital ortamda daha güvenli kalmalarını sağlar.