Bir süredir Akbelen ormanının korunması konusunda vatandaşların verdiği mücadeleyi televizyonlardan izliyoruz.
Soru şu;
Ülkenin güvenlik güçleri bir şirketin yaptığı işe karşın vatandaşın tepkisi karşısında niye o şirketi korur?
Bu yaşananlar ne ilk, ne de son olacak gibi görünüyor.
Çünkü hemen hemen aynı örnekleri başka yerlerde de yaşandı.
Kendimizden biliyoruz, kömürlü termik santralı kurdurmamak için az mı mücadele verdik.
***
Orada yaşayan köylülerin özellikle de kadınların mücadelesi her türlü taktire değer.
“Ağaçları değil, nefesimizi kesiyorlar” diye bağırıyorlar
Bu konuda çeşitli sivil toplum kuruluşları ortak bir çağrıda bulundu.
Bakalım ne diyorlar.
“Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de yer alan ve İkizköylüler'in yaşam alanı olan Akbelen Ormanı, iklim krizinin yıkıcı etkilerine karşı savunulması gereken; ancak orman yangınları ve insan faaliyetleri nedeniyle hızla azalan orman varlığımızın değerli bir parçası. Bu ormanın çevresindeki yaşam, tarım alanları, köyler, binlerce yıllık kadim kültürü ile birlikte, yöredeki kömür madenleri tarafından 40 yılı aşkın süredir ve Çevresel Etki Değerlendirme raporu dahi düzenlenmeden yok ediliyor. Şimdi, bu iki termik santrale kömür çıkarmak adına maden sınırlarının dayandığı Akbelen Ormanı yok edilmek; İkizköylüler ise yerinden edilmek isteniyor. Ormanlarını ve köylerini kaybetmek istemeyen İkizköylüler, iki yıldan fazla bir süredir madene karşı ormanlarının başında sürekli nöbet tutuyor ve hukuk mücadelesi yürütüyor.
2021 yılı Ağustos ayında, Akbelen Ormanı’nın maden sahasının genişletilmesine karşı dava açan İkizköylüler'in talebi ile yerel idari mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bölgede bu süreçte üç kez bilirkişi keşfi yapıldı. Üçüncü bilirkişi keşfi sonrasında heyet tarafından hazırlanan bilirkişi raporu sonucunda yerel idari mahkeme yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı. İkizköylüler raporun gerçeğe aykırı olduğu iddiasıyla bilirkişi heyeti hakkında şikayette bulundu ve acilen yürütmenin durdurulması için yeniden başvuru yaptı.
İkizköylüler'in itirazları ve direnişleri sürerken Akbelen Ormanı’nda kesimin başlamasını üzüntüyle karşılıyoruz. Ülkemizde ve dünyada iklim krizi nedeniyle sayıları ve sıklığı giderek artan orman yangınları, seller ve sıcak hava dalgaları ormansızlaşma sonucu her geçen gün daha da derinleşiyor. Bu nedenle; iklim değişikliği ve doğa koruma konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları olarak daha önce yaptığımız çağrıları yinelemek istiyoruz.
Erken ölümlere yol açan, iklim krizinin en temel nedenlerinden biri olan termik santrallerin devamlılığı için ormanların yok edilmesine izin verilmemeli. İklim kriziyle mücadele etmek, doğaya karşı değil doğayla birlikte çalışarak mümkün. Son 10 yılda neden olduğumuz karbondioksit (CO2) salımının yarısından fazlasını tutan ormanları, doğal alanları, iklimi ve tüm canlıların yaşamını tehdit eden kömür santralleri uğruna feda edemeyiz.”
***
Başlıca talepleri de şunlar.
Pek çok hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapan, yaşlı ve doğal bir kızılçam ormanı olan 780 dönümlük Akbelen Ormanı’nın kesiminin hemen durdurulması.
Akbelen Ormanı alanında maden işletme izni veren kararın iptal edilmesi;
Santral ve madenlerin ömürlerinin uzatılmasıyla ilgili planların halka sorulması