İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi adaletimizdir, diyenler! Nerde o adalet! Nerde o hak, nerde o hukuk? Ey insaf ve vicdan tacirleri mazlumların, mahzunların, mağdurların, muhtaçların feryadını akıl kulağı ile dinleyin. O sessiz çığlıklarda neler duyacaksınız, neler! Aldanmayın, zulüm güruhunun şamatasına. Zalimin derdi “suyu bulandırıp bulanık suda balık avlamak” olduğu malum! Ne yazık ki “Kabil ile Habil’den bu yana” zorbanın gözü masumun hakkında...
Ey insaf ve vicdan sahipleri! Akıl gözünü açıp da dünya coğrafyasındaki zulümlere bir bakın. Kanmayın, zulüm ehlinin vaveylasına. İnsanlık coğrafyasının hangi sayfasını çevirseniz çevirin her birinde mazlum, zalimin mağduru... İnsanı yurdundan, yuvasından, ailesinden, işinden, aşından mahrum edenden daha zalim kimdir? Filistin-İsrail misali dünyanın hangi yöresinde mağduriyetler yaşanmıyor ki? Zalim yerküresini kan gölüne çevirmenin keyfinde. İnsanları canlarından, mallarından mahrum bırakmaktan daha büyük zulüm ne olabilir?
Dünyanın neresinde olursa olsun zulme maruz masum mağdurdur, muhtaçtır. Devran döner,kim kimin kucağında can vereceği belli olmaz. Zalim, mağdurunun vereceği bir bardak suyamuhtaç kalabilir. Tarih örnekleriyle doludur. Bu durum, ilahi adaletin gereğidir. İlahi adalet herkese şamildir. Herkesin yaptığının karşılığını acı ya da tatlı görmesi hâlidir. İnsan düşen görev aklıselim davranmaktır. Allah, Kur’an’da hâlâ akıllanmayacak mısınız, ibret almayacak mısınız, lüzumunca düşünmeyecek misiniz, yeterince ders çıkarmayacak mısınız buyuruyor.
İnsan algıdan, hamasetten kurtulmadıkça gerçeği göremez. Gerçekler görülmedikçe zalimin zulmü, masumun mağduriyeti devam edecektir. İnsanlığın sözü doğru, işi dürüst olmadıkçamezalim bitmez. İnsanlık sevmenin, sevilmenin, saygının hazzını yaşamadıkça kin ve nefretten arınamaz. Merhamet, şefkat, hoşgörü, uzlaşı ve barış gönüllerde zenginleşmedikçe haksızlık, adaletsizlik karabasan gibi insanlığın tepesine çökecektir.
Ey kindarlar! Daha ne kadar intikam duygusuyla yaşayacaksınız? Daha ne kadar korku yaşatacaksınız? Ne kadar güçlü olursanız olun “Kudret Tokadının” gücünü unutmayın. Zaman içerisinde nice güçlülerin zayıf düştüğüne, nice zayıfların güçlü konuma geldiğine tarih şahittir. Hem de pek çok kez… Haksızlıklar, hukuksuzluklar doğru sorgulanmadıkça insanlığın başı beladan kurtulmaz.
İnsan vicdanının yargıcı, savcısı olup yaptığım doğru mudur duruşmasını gönül mahkemesinde yapmadıkça doğruyu bulmaz. Zulüm nedeniyle kaç çocuğun öksüz ya da yetim kaldığını… Nice yuvaların yıkıldığını… Kaç insanın malına el konulduğunu… Pek çok insanın canından olduğunu, kaç anne, babanın evlatsız kaldığını düşündünüz mü? Ebrehe fil ordusuyla önüne geleni ezip geçti ama ilahi adaletin icabı ebabil kuşlarının onları yerle yeksan ettiği Fil suresinde anlatılan ibretlik kıssalar arasında.
Zulümler övgü, zalimler alkış aldıkça yeryüzünde kötülükler bitmez. İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif gibi: “Ağlasın milletin evladı da bangır bangır / Durma hürriyeti aldık diye sen türkü çağır! Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem / Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” demedikçe zalim taltif, zulüm takdir edilmeye devam edecektir. Dünyanın hangi kıtasında zulümler yapılmıyor ki? Masumu ezen kim olursa olsun zalimdir. Zulme maruz kalan kim olursa olsun mağdurdur.
Müslüman zalim olamaz! Hiç kimseye zulüm yapamaz. Yapmaya hakkı da yoktur. İslam Peygamberinin seriye ve gazalarına bakıldığında hepsini de zulme dur demek için yaptığıgörülecektir. Ne yazık ki daha sonraları İslam coğrafyasında yapılan savaşların pek çoğunda Müslümanların birbirine zulmü tarihi gerçekler arasında… Müslümanlar Allah, Allah diyerek birbirine saldırıdan vaz geçmedikçe İslam coğrafyası zulüm görmeye mahkûmdur. Müslüman mahalli kisveleri yırtıp İslam’ın öngördüğü Müslümanca yaşamadıkça durumu bugünkünden farklı olmayacaktır.
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!
Yunus Emre GÜLLÜ- 21 EKİM 2023 / Milli irade