Kamu kurumlarında MÜLAKAT… Çok uzun süredir tartışılan ve tartışılmaya devam edilen bir konu hatta bir yara. Hatırlarsanız 14 Mayıs seçimlerinde en çok konuşulan konulardan birisiydi…
Hatta memleketin en büyük muhalefet partisi CHP’nin seçim vaadlerinin en tepesindeki vaadlerdendi mülakatın kaldırılması. Biraz daha ileri gideyim , Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı vaadi vermek sureti ile kamuda mülakatın kaldırılacağını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Adana’da bir TV programına katılan Milli Eğitim Bakanı Tekin , kendisine yöneltilen soru üzerine mülakatın kaldırılmayacağını ancak artık öğretmen alımlarında “MÜLAKAT GİBİ MÜLAKAT” yapacağız diyerek el bombasının pimini çekti ve ortalığa bıraktı…
Şimdi esas soru bakan beyin yaptığı bu açıklamayı anlayan , anlamlandıran birisi var ise beri gelsin (kendisi de dahil)…
Bundan önceki yapılan mülakatlar şaibeli miydi. ? Ya da yanlış mı yapılıyordu.?
Örneğin “Eğitim-İş” sendikasının sadece iddialarından birisinde , Muş’un bir ilçesinde 2016 yılında aday İngilizce öğretmeninin mülakat sınavında komisyon tarafından adayın kendisine ;
-Batı ile ilgili çocuklara neler öğretiyorsun.?
-Bu öğrettiklerini dinimize bağlıyor musun.?
-Daha önce hiç mevlit dinlediniz mi.?
-Besmele’nin İngilizcesi nedir.?
-Şarap ve kilise gibi kelimeleri nasıl öğretiyorsun.?
gibi soruların sorulduğu söyleniyor. O zaman “MÜLAKAT GİBİ MÜLAKAT” derken bu gibi enteresan soruların sorulduğunu , belli bir inanç ve eğilime sahip olanlara torpil yapıldığı iddialarını da bakan bey bu söylemi ile kabul mü ediyor…?
Vakti ile KPSS ile ilgili bir takım kararlar alındı , norm kadro sözleri verildi , ek atama olacak denildi , sonra olmayacak denildi . Kontenjanlar düşürüldü. Branş öğretmenlerinin bir çoğu mağdur oldu. O kadar insan yazın en sıcak günlerinde gidip sınava girdi. Mülakat kalkacak dendi herkes umutlandı…
Ancak geldiğimiz noktada elimizde kala kala bakan beyin yaptığı “MÜLAKAT GİBİ MÜLAKAT” açıklaması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı , bakanlarla görüştükten sonra “YENİ BİR YOL HARİTASI” çizeceğiz açıklaması var…
Tam bir “VAADLER” ve “GERÇEKLER” durumu…!
Mevcut iktidar 2011 yılında , 2023 hedeflerini açıklayarak sıralamışlardı vaadlerini.
Demişlerdi ki :
-Dünya’nın en güçlü ekonomileri arasında ilk 10’a gireceğiz…
Bırakın ilk 10 arasına girmeyi mevcut durumumuzun da altına inmişiz ve yirminci sıralara gerilemişiz.
-Kişi başına düşecek gelir dağılımında üst sıralarda olacağız…
Üst sıralarda olmak bir yana halk daha da fakirleşmişiz hatta , Bulgaristan ve İran’ın da gerisine düşerek 78.sıralara gerilemişiz.
-Demokratik Hak ve Özgürlükler sıralamasında en tepelerde olacağız…
Tepelerde yer almaktan vaz geçtik , 100 puan üzerinden 32 puan ile en gerilerdeyiz.
“VAADLER” ve “GERÇEKLER” söylemleri şunu gösteriyor ki , seçim meydanlarında söylenen sözler yalnızca seçmenin oyunu alabilmek için verilen ve günün koşul ve durumuna göre değişkenlik gösteren içi boş vaadlermiş…
Bunun başlıca nedeninin , Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkeleri itibarı ile bir hukuk devleti olduğu , ancak gelin görün ki son getirilen “BAŞKANLIK” sistemi ile bir kişi tarafından çıkarılan “Kanun Hükmünde Kararnameler” devletine dönüşmesidir.
Yani sözün özü Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerinden vaz geçip , kuvvetler ayrılığı prensiplerini bir tarafa bırakıp , bir kişinin iki dudağının arasından çıkan kelimeler ile yönetilmeye başlamamızdır.
Yazımın başında belirttiğim gibi sayın bakanın yapmış olduğu “MÜLAKAT GİBİ MÜLAKAT” açıklaması hem geçmiş dönemlerde yapılan mülakatların da mülakat olmadığının ve gelişi güzel yapıldığının bir itirafıdır aslında.
Sizin anlayacağınız bakan beyin açıklaması kelimenin tam anlamı ile “MALUMUN İLAMIDIR” aslında…