Eskişehir’de yaşayan Sinem Gürcan, son yıllarda revaçta olan makromeden dekoratif ev eşyaları üretiminde kendini ilerleterek, çeşitli eğitimler ve tasarımlar yaptığı bir atölye açtı.
Özel iplerle düğüm teknikleri kullanılarak üretilen bir tekstil türü olan makrome, son yıllarda özellikle dekorasyon alanında oldukça popüler. Hem hobi olarak, hem de ticari bir iş olarak genellikle ev hanımları ve çalışmayan kadınlar tarafından sıklıkla tercih edilen makrome, birçok kişiye gelir kapısı oluyor. Eskişehirli Sinem Gürcan da özel sektörde çalıştığı işinden ayrıldığı dönemde tanıştığı ve hobi amaçlı başladığı makrome işini büyüterek bir atölye açtı. Makrome perdeden salıncağa, duvar süslerinden anahtarlığa birçok ürün tasarımı ve imalatı yapan Gürcan, kadınların üretmesini desteklediğini söyledi.
“Türkiye’de modern makrome son 3 senedir çok popüler”
Makrome ile Güney Koreli bir makrome artistinin yaptığı duvar dekoru videosu sayesinde tanıştığını anlatan 32 yaşındaki Sinem Gürcan, hobi amaçlı bu işe başladığını dile getirdi. Sosyal medya üzerinden aldığı siparişlerle büyüttüğü işinde 3’üncü yılına girdiğini aktaran Gürcan, “Bir gün Youtube’da gezerken karşıma bir Güney Koreli makrome artistinin yaptığı duvar dekoru videosu geldi, baktım çok hoşuma gitti. Çok güzel ve dekoratif duruyordu. ‘Bunu deneyebilirim galiba’ dedim. Bu biraz benim için hobi amaçlı oldu, böyle başladım. Malzemeleri buldum, düğüm atmaya başladım, teknikleri öğrendim. Yatkınlığım da varmış, böyle ufak ufak başladım. Makrome Türkiye’de genel olarak geleneksel makromenin dışında modern makrome olarak son üç senedir revaçta, çok popüler. Ben de sanırım sektöre tam zamanında giren ilklerden oldum. Sosyal medya üzerinden siparişler aldım. Bu şekilde insanlara kendimi duyurabildim. Daha sonrasında ilk girenlerden olduğum için galiba insanlar beni sevdi. Tasarımları kendim yapmaya ve üretmeye başladım. Bu şekilde ilerledim. Yaklaşık olarak 2 senede olduğum noktaya geldim, şimdi 3’üncü seneye giriyorum” dedi.
“Evinizin her yerinde kullanabileceğiniz dekoratif ürünler tasarlıyorum”
2 sene boyunca evden çalışan Sinem Gürcan, sonrasında bu durumun kendisine yeterli gelmediğini ve atölye açmaya karar verdiğini söyledi. İnsanların kendisinden eğitim talep etmeye başladığını kaydeden Gürcan, “Naçizane kendi bildiklerimi insanlara aktarmaya çalıştım. Kurduğum atölyede de aynı zamanda çalışıyorum, üretimlerimi, tasarımlarımı yapıyorum. Makrome aynadan, makroma perdeye kadar evinizin her yerinde kullanabileceğiniz dekoratif ürünler tasarlıyorum. Aynı zamanda düğün, nişan organizasyonu yapan birçok firma var, genelde müşterilerim de kadınlar oluyor. Bu şirketlere de arka fon, masa üzeri runner gönderiyorum. Böyle bir makrome konsept kuruluyor ve yaklaşık 3 senedir de insanlar bu konseptleri tercih ediyorlar” diye konuştu.
“El emeğinin pazarlığı olduğunu düşünmüyorum”
Kadın girişimci Gürcan, tek tek düğümler yapılarak tasarlanan makrome ürünlerin başlarda çok zamanını aldığını, ancak daha sonra alıştıkça bu konuda hızlandığını belirtti. El emeğinin pazarlığının olmadığını düşündüğünü vurgulayan Gürcan, “Makromeye ilk başladığımda bir arka fon yapmam gerekiyorsa bunu yaklaşık iki günde yapıyordum çünkü tasarım sürecinden son makas kesişini yapana kadar hepsi bir emek süreci ve gerçekten çok zamanınızı alıyor. Omuzlar, boyunlar tutuluyor ve genelde çok büyük yorgunluklar oluyordu. Bazen insanlar da ‘Pazarlık payı var mıdır?’ diye çok soru soran oluyor. Ben el emeğinin pazarlığı olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla her bütçeye uygun olabilecek ürünler tasarlamaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
“Kadınların her zaman çalışmasını ve üretmesini destekliyorum”
Bir kadın olarak hemcinslerini her zaman desteklediğini ve kendisine gelen mesajlara cevap vermeye çalışarak diğerlerine de yardımcı olmaya çalıştığını anlatan Sinem Gürcan, şöyle devam etti:
“Bana her gün en az 10 kişi mesaj atıyor, bir şekilde ulaşıyor ve ben onlara destek olmak istiyorum. Kadınların her zaman çalışmasını ve üretmesini destekliyorum. ‘Bir toplumda kadına bakın, sonra o toplumu değerlendirin’ diyorum her zaman. Kadın kendini ne kadar geliştirmişse, toplum da o kadar gelişmiştir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bize kadın olarak bu imkânları sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’e de çok teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyorum.”