Kedilerle ilgili en yaygın inanışlardan biri, onların dokuz cana sahip olduğudur. Bu ifade öyle yerleşmiştir ki, neredeyse herkes kedilerin başına ne gelirse gelsin hayatta kalabildiğini düşünür. Peki bu sadece bir efsane mi, yoksa bilimsel bir dayanağı var mı?
Bu söylemin kökeni çok eskiye, Orta Çağ Avrupa’sına dayanıyor. O dönemlerde kediler, doğaüstü varlıklarla ilişkilendirilir, esrarengiz ve neredeyse “ölümsüz” yaratıklar olarak görülürdü. Bazı kültürlerde “dokuz” sayısı uğurlu kabul edildiği için kedilere de bu sayı yakıştırılmış. Hatta bazı ülkelerde bu sayı farklıdır: Arap kültüründe 7, Almanca konuşulan yerlerde ise 6 canları olduğu söylenir.
Peki ya gerçekler?
Bilimsel olarak konuşursak, kedilerin “dokuz canı” yok ama gerçekten etkileyici hayatta kalma yetenekleri var! Özellikle şu özellikler dikkat çekiyor:
Yüksekten düşüş refleksi (righting reflex): Kediler, düşerken gövdelerini çevirerek ayaklarının üstüne düşecek şekilde pozisyon alabiliyorlar. Bu refleksleri onları birçok kazadan kurtarıyor.
Esnek vücut yapısı: Omurgaları ve eklemleri son derece esnek olduğu için düşüşlerde ciddi zarar görme riskleri daha az.
Hızlı refleksler ve çeviklik: Tehlikeye anında tepki verebiliyorlar. Bu da onları çoğu durumdan sıyrılabilen süper canlılar yapıyor.
New York’ta yapılan bir veterinerlik çalışmasında, 32 katlı binalardan düşen kedilerin bile yaşadığı gözlemlenmiş. Tabii ki her zaman değil ama oran oldukça şaşırtıcı!
Sonuç:
Kedilerin dokuz canı yok ama onların hayatta kalma becerileri tam anlamıyla efsane! Bu yüzden belki de onlar için “tek can, ama çok şans” demek daha doğru olur.