Normalde bu ‘kazık’ kelimesini hiç sevmeyen birisiyim. Başlıkta da şık durmadı, bunun da farkındayım. Ama bugünlerde yaşadığımızı en iyi anlatan, yerine de başka bir kelime bulamadığım olay. İşini dürüst yapan esnafa, işletmeye, şirkete asla sözüm yok. “Efsane Kasım, Şahane Kasım” indirimlerinden bahsediyorum. Hani şu, sattığı malın fiyatını bir gecede 3’ten 6’ya çıkarıp, sonra da “11.11 Kasım İndirimi” gibi manşet kampanyalarla 6’dan 4’e çekip, tüketiciye şirin görünen işletmelere, esnafa, şirketlere sözüm. Bunun adı kazık atmaktır. Tekrar ediyorum işini dürüst yapanlara, sattığı malda gerçekten indirim yapıp, vitrine koyanlara asla sözümüz olamaz.
Geçenlerde bir arkadaşım bahsetti. Takip ettiği bir ürünün fiyatı 1600 lira, sonra birden 2200 liraya çıkıyor. “Enflasyonist ortam, maliyetler de artıyor, kur güncellemesi, fiyat artışı normaldir” diyor. Kasım geliyor, kampanyalar başlıyor, bir bakıyor aynı ürün 2200 liradan 1700 liraya düşmüş. 500 lira birden inmiş fiyat. Ne oldu? “Kasım Kampanyası” etiketi altına giren ürün, 500 lira indirimle 1700 liraya satışa sunulmuş. Oysa aynı ürün bir hafta önce zaten 1600 liraydı. Yani basit bir matematikle aslında zam görmüş bir üründen bahsediyoruz.
Çocukken, büyüdüğüm kasabada, rahmetli babam elimden tutup bir alışverişe götürdüğünde, esnafla mutlaka pazarlık yapardı. “Abi gelişi bu fiyat zaten, kurtarmaz” dediğinde pazarlık daha da kızışır, bir şekilde alınırdı o ürün. Gördüğüm, iki tarafta bu alışverişten memnun kalır, çaylar söylenir, koyu bir sohbet başlardı. Anadolu irfanını solurduk o zamanlarda. Çok eskilerde ‘Esnaf Loncaları’ ve ‘Yarenlik’ müessesi vardı esnaf arasında. Bir çeşit sivil toplum örgütü gibi işlerdi sistem. Birbirlerini kollayan, zor günlerde dayanışma gösteren, birbirini denetleyen bir anlayıştı. Yanlış yapan esnaf akşama mutlaka hesap verirdi. Bu yüzden üründe tağşiş, satışta ‘kazık’, aldatmaca olmazdı. Zaman değişti, dünya değişti, alışveriş de değişti. Online e-ticaret sitelerinden alıyoruz, çaydan-şekere, otomobilden-eve kadar, büyük-küçük hemen hemen her ürünü. Pazarlığın yerini, janjanlı etiketlerle indirim müjdeleri aldı.
ABD’de başlayan “Black Friday” çılgınlığı, çok iyi bir pazarlama taktiği olarak karşımıza çıktı. Mucidi kim bilmiyorum, ama her yıl 29 Kasım Cuma günü, yaşanır bu çılgın olay. Mağazanın kapısı açılır açılmaz, indirimli ürünlere bir hücum başlar. Tıpkı anneleriyle yeni buluşacak, ilk sütünü emecek kuzular gibi, müşteriler de hangi ürünü alacaklarsa hedefi hiç şaşırmadan, koşar ve onunla buluşur. Perakendeci küresel şirketler, gördüler ki bu müthiş taktik çok iyi tuttu, “Neden dünyada bunu yapmıyoruz?” Sorusunu sordular sanırım kendilerine. Sonra birden bu illüzyon ortaya çıktı. Psikologlar bile bu işe kafa yormuş. Beynin kendini ödüllendirme amacıyla indirimlerden kaçamadığını, hatta ihtiyaç olmasa bile ürünün satın alındığını anlatıyorlar.
“Yüzde 80 indirimler gerçeği yansıtmıyor”
Bu indirimler konusunda kısa adı TESK olarak bilinen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yüzde 80’e varan indirimlerin bir kandırmaca olduğunu söylüyor ve tüketiciyi uyarıyor. “Yüzde 80 indirimler gerçeği yansıtmıyor” diyor, Bendevi Bey. Mantıksal olarak da işletmeye giren hiç bir ürün, yüzde 80 indirimle satılamaz. Hani şu “Kapatıyoruz” afişleri asıp, zararına satış iddiasıyla ortaya çıkanların çoğu da bir pazarlama taktiği. Bütün bunların yasal olarak bir cezası, caydırıcılığı elbette var. Yeter ki düzgün denetlensin. Aylarca ‘kapatıyoruz’ afişiyle satışlarını devam ettiren, kapanmayan işletmelere şahit olduk. Bir başka uyarı da kısa adı TÜKONFED olan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu’ndan geldi. Aydın Bey’i çok iyi tanırım. Yıllarca bu işlerin peşini bırakmadı. Onun uyarısı da “Şahane Kasım” indirimleri adı altında internet üzerinden yapılan satışlar konusunda. Sahte internet sitelerinde bu tür kandırmacaların çok görüldüğünü ve buna dikkat edilmesi gerektiğini anlatıp durur. Ticaret Bakanlığı’nın bu yönde uyarıları mevcut. ‘Kasım İndirimi’ illüzyonuna kapılıp paranızdan olmayın. “Online alışverişlerde mutlaka 3D ödeme sistemi kullanın” uyarısı yapıyor Ticaret Bakanlığı.
Tüketici, ayıplı mal aldığında peşini bırakmasın
Tüketici haklarını koruma yasaları son 10-15 yılda son derece kapsayıcı duruma geldi. Daha önceleri yapılan alışverişlerde mağduriyetin giderilmesi satıcının insafına kalmıştı. Ya da mahkemeye gider, avukatlık ve mahkeme masraflarını göze alır, dava açardınız. Onunda ne zaman sonuçlanacağı meçhul olurdu. Şimdi öyle değil. Ayıplı bir mal aldıysanız, yasalarla korunduğunuzu hiç unutmayın ve derhal gerekli mercilere başvurun. Bunların başında Tüketici Hakem Heyetleri geliyor. Bir dilekçeyle derdinizi anlatıyorsunuz, haklıysanız hızlıca çözüme gidiliyor. CİMER, üzerinden de ilgili bakanlıklara şikâyetinizi iletebilirsiniz. Kasım veya hangi ay olursa olsun, yaptığınız alışverişte yanıltıldığınızı anladığınızda mutlaka hakkınızı arayınız. Ülkelerin bütçe dengesi gibi bireylerin de bütçe dengesi olmalı. Aile veya birey olarak bunu korumak için elimizden geleni yapmalıyız.