Bu yaz mevsimine Voleybol Kadın Milli takımımız damgasını vurdu.
Önce Milletler Ligi Şampiyonluğu, arkasından gelen Avrupa Şampiyonluğu ve son olarak da Paris 2024 Olimpiyat elemelerinde 7’de 7 yaparak, namağlup Grup Birinciliği.
Bunlar gerçekten de çok büyük başarılar.
Onlar son olarak 7’de 7 yaptılar ya.
Bizler de 7’den 70’e gerektiğinde gece uykumuzdan kalkarak, gerektiğinde sabahın erken saatlerinde onların başarılarını izledik.
Dünyanın bu konudaki devlerini dize getiren Türk kadınları “Helal olsun size”
***
İsimlerini tek tek yazmaya gerek yok, ezberledik artık.
Ama maç aralarında izlediğimiz bir reklamda ne diyor voleybolcularımız.
Ebrar Karakurt; Hücum bana emanet.
Cansu Özbay; Oyun kurma bana emanet.
Zehra Güneş; Savunma bana emanet,
Ve kaptan Eda Erdem Dündar; Takım, takım bana emanet.
Öyle güzel sahip çıktınız ki emanetinize.
***
Cumhuriyet’in 100. Yılında bu başarılar gerçekten de çok yakıştı.
Sporu, voleybolu sevdirdiler her yaştan insanlara.
Dünyanın en büyüğü olmak ne güzel bir duyguymuş.
Bu duyguyu yaşattılar herkese.
Bu duyguyu yaşatanlara, yöneticisinden, teknik ekibine.
Voleybolcularımızdan, onlara hizmet edenlere kadar emeği geçen herkese teşekkürler.
Türk kadın voleyboluna büyük hizmetleri dokunan katkı veren eski ve halen spora devam eden voleybolculara teşekkür ederiz.
Tabi bu arada Eskişehirli milli voleybolcularımız Neslihan Demir ve Meryem Boz’u da unutmamak gerekir.
***
Melise Wargas’a ayrı bir parantez açmak gerekir diye düşünüyorum.
Son zamanlarda Türk vatandaşı yapılmış en yararlı insanların başında gelir herhalde.
Bu başarılarda büyük katkısı var.
Hani eskiden beri “Filenin Sultanları” diyoruz ya.
Aslında sevdik de bu yakıştırmayı.
Ama Cumhuriyet’in kadınları, Atatürk’ün kızları daha güzel duruyor gibi.