Farkında mısınız bilmiyorum ama Eskişehir’de bir üçlü var ki yalnızca şehrin değil ulusal gündemin kararına dahi etki etmeyi başarabiliyor. Bu durumun avantaj mı dezavantaj mı olduğunu birazdan tartışacağız elbette ama en başta hatırlatmakta fayda var; bahsedeceğim kişilerin her biri güçlerinin oldukça farkında. Ve neredeyse kurdukları her cümle bir strateji dâhilinde halka ulaşıyor.
Peki, kim bu isimler?
Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Ak Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu ve bu ikilinin arasında olduğuna hiç şaşırmayacağınız o isim: Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz…
Yeni kavgayı Hatipoğlu başlattı. Aslında çok da sağlam bir yerden vurdu vekil. Önce, Eskişehir’in deprem bölgesi olması dolayısıyla herkesin korkulu rüyasını görerek yumruğunu sağlamlaştırdı. Yetmedi, yıllardır süren trafik çilesini koluna destek olarak aldı. Durmadı, bir de TOKİ ile yumruğunu savurdu. Son temasta da ‘Belediyeler hizmet etmemize’ fırsat vermiyor diyerek bütün gücü ile vurması gereken yeri tam hedef aldı.
Ama… Hatipoğlu bu kadar güçlü vurmasına rağmen beklediği verimi alamadı. Çünkü, Kurt, geçirdiği kıştan dolayı yaklaşan ayaza hazırdı. Başkan, öncesinde gardını almıştı. Nasıl mı? Aylardır katıldığı her programda, gittiği her evde elinde belgelerle ‘Bakın biz size hizmet etmek istiyoruz ama devlet izin vermiyor’ dedi. Halk çoktan bu bahaneyi kapı kapı dolaşan Kurt’tan duymuştu. Hal böyle olunca Hatipoğlu tekrara düştü… Üstelik iktidar partinin vekili olarak bu konuyu bahane olarak sunması gündem içinde yer alan ve kendisinin açık vermesini bekleyen herkesi güldürdü. Yetmezmiş gibi bir de karşı cenahı haklı çıkardı. Vatandaş, artık işleri zorlaştıranın iktidar olduğuna tümüyle karar verdi diyebiliriz.
Hatipoğlu, yanlış yaptı.
Doğru olan, ’Yapmıyorlarsa biz yapacağız imkânımız var’ demesi ve hemen ardından da yaptığı bütün çalışmaları bir bir Eskişehir’e tanıtması olacaktı. Çünkü belirli konularda kurtuluş bekleyen Eskişehirlinin yalnızca bu şekilde gönlüne girebilirdi.
Şimdi dönelim il başkanına, o ne yapıyor? Biliyorsunuz kendisinin soyadı ‘Yalaz’ ve bu kelime alev demek. O da soyadıyla uyumlu olarak yakaladığı her kıvılcımdan yangın çıkarıyor ve ateşi iyice harlıyor. Harlanan ateşte de kendi eşrafını değil genelde karşı takımı yakıyor. Çünkü kendi tarafını yangını izlemeye davet ediyor. Aslında il başkanının Kurt ile arası Yalaz’ın il başkanlığına seçildiği dönemden beri iyi değil çünkü Kurt, onun aday olmasını bile istemiyordu ama bakın ve görün ki Talat Yalaz, bu tip olaylar yaşandığında Odunpazarı Belediye Başkanı’nı kan bağı varmış gibi koruyor. Sebebi de büyüttüğü ateşin izlerinin kalıcılığını artırmak. Gün gelecek ve Yalaz şunu söyleyecek:
‘Bizim sayemizde oldu’
İlk başta tartışalım dediğim konuya gelince ise; yerelin isimlerinin ulusala etki etmesi çok iyi haber. Demek ki Eskişehir’in sorunlarını el birliğiyle çözebilirler. Ama bir sorum var: Bu isimler, Eskişehir’in sesini mi ulusala duyurmaya çalışıyor yoksa kendi isimlerini mi?
Bu işin sonucu da ‘Avantaj, nasıl dezavantaja dönüştürülür? Oynat bakalım’a çıkıyor…