Halep’e Doğru Uzanan Bir Yolculuk

İdlib’den Halep’e doğru ilerleyen HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) konvoyu, sadece birkaç saat içinde Halep’e ulaştı ve şehri ele geçirdi. Bu ani hamle, satranç tahtasında taşların yeniden dizileceğini haber veriyordu. Ama mesele sadece bir şehir meselesi değildi. Bu, çok daha büyük bir oyunun sahnesiydi.
Bir an durun ve gözlerinizi kapatın. İdlib’in tozlu yollarında ilerleyen zırhlı araçları, gökyüzünde süzülen insansız hava araçlarını hayal edin. Şehrin sokaklarında yankılanan ayak sesleri, Halep’in tarih kokan taşlarına çarpıyor. O anda herkesin aklında aynı soru vardı: “Bu ilerleme kimin işine yarayacak?”
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Halep, Suriye iç savaşının en kritik noktalarından biri. HTŞ’nin burayı ele geçirmesi, hem Türkiye’nin sınır güvenliği hem de bölgedeki nüfuzu için yepyeni fırsatlar doğurabilir. Bir düşünün:
HTŞ’nin Halep’te güçlenmesi, PKK/YPG gibi örgütlerin sınırdaki etkinliğini azaltabilir. Bu, Türkiye için sınırlarını koruma mücadelesinde bir avantaj değil mi?
Halep’in stratejik konumu, Türkiye’nin Suriye politikalarını daha etkili hale getirebilir.
Ama asıl soru şu: Bu satranç tahtasında Türkiye’nin hamleleri ne olacak?
Oyunun Maskeleri
Bu savaşta aktörlerin yüzlerindeki maskeler, gerçek yüzlerini gizlemek için tasarlanmış. Mesela:
“Marksist-Leninist” olduğunu söyleyen YPG, Suriye’de Esad’ı devirmeye çalışan ABD’nin kara gücü olarak sahneye çıkıyor. Ancak Esad sıkıştığında yardıma koşan yine aynı YPG.
Şam yönetimi, savaşın başında kuzeydeki bölgeleri Türkiye’ye baskı yapmak için YPG’ye teslim etmişti. Bugün HTŞ Halep’e girince, yardım çağrısı yaptığı ilk güç yine onlardan başkası olmadı.
HTŞ ise bambaşka bir hikâye. Afganistan’da ABD’nin desteklediği El Kaide’nin bir parçası olarak ortaya çıkan bu örgüt, şimdi İdlib’de “Suriye Kurtuluş Hükümeti” adıyla hüküm sürüyor. Görünüşte Esad’a karşı savaşıyorlar. Ama attıkları her adım, Esad’ın düşmanlarını geriletmekten başka bir işe yaramıyor.
Canbaza Bak!
Büyük resme odaklanmadan bu hikâyeyi anlamak mümkün mü? Savaşın asıl sebepleri ve sonuçları yerine, yüzeydeki kimliklere takılıp kalmak bizi ancak yanıltır. Trump’ın “IŞİD’i Obama kurdu” itirafını bile komplo teorisi diye reddedenlere anlatmak kolay değil elbette.
Ama gerçek şu ki, Suriye’de oynanan oyun, kimliklerden ibaret bir maskeli balodan fazlası. Bu satranç tahtasında taşları kimlerin oynattığını görmek, sahnedeki figüranları anlamaktan çok daha önemli. Peki, Halep’in düşüşü bu oyunda Türkiye’nin elini ne kadar güçlendirecek? Bu sorunun cevabı, gelecek hamlelerde saklı.
 

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }