Kanserin nasıl geliştiğine dair kritik içgörüler elde etmek ve bu bulgularda kanserde bağışıklama geliştirmek amacıyla translasyonel araştırmalara odaklanılacak çalışmada GSK, bu erken aşama araştırmaları desteklemek için üç yıl boyunca 50 milyon pound’a kadar yatırım yapmayı planlıyor.

Kanserin Önlenmesinde Yeni Yaklaşımlar

Oxford Üniversitesi'nin dünyaca ünlü kanser öncesi biyolojisi çalışmaları, kanserin nasıl oluştuğunu anlamada önemli bir rol oynuyor. Bu program, tümörlere özgü proteinlerin (neoantijenler) bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini inceleyerek, kanser hücrelerini hedefleyen yenilikçi tedavi yöntemleri veya aşıların geliştirilmesi için zemin hazırlıyor.

GSK’nın Bilimsel Operasyonlar Direktörü Tony Wood, “GSK ve Oxford Üniversitesi bilim insanlarının uzmanlıklarının ışığında ilişkilerimizi güçlendirmekten mutluluk duyuyoruz. “Prekanseröz” biyolojisi üzerine çalışarak ve bağışıklık sistemi bilimi konusundaki uzmanlıklarımızı birleştirerek kanser riski taşıyan bireyler için umut verici yeni yaklaşımlar geliştirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Oxford Üniversitesi Rektörü Prof. Irene Tracey ise, “GSK ile yaptığımız bu iş birliği, kanser araştırmalarında devrim niteliğinde bir adımı temsil ediyor. GSK ile aşı bilimi uzmanlarımız ve immün-onkoloji uzmanlarımızın birikimiyle, kanser aşılarının potansiyelini keşfetmeyi, kanserin önlenmesinde umut ışığı olabilmeyi amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Birleşik Krallık Bilim ve Teknoloji Sekreteri Peter Kyle da programın önemine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: “Kanser, her aileyi derinden etkileyen bir hastalık. Ancak dünya çapında öncü üniversiteler ve şirketler bir araya geldiğinde, bilim ve inovasyonla bu hastalıkla mücadelede önemli ilerlemeler kaydedilebilir. GSK ve Oxford Üniversitesi’nin iş birliği, kanseri önleme konusundaki hedeflerimizi desteklerken aynı zamanda ekonomimize de katkı sağlayacaktır.” 

Kanser Araştırmalarına Yönelik Sürdürülebilir İş Birliği

GSK ve Oxford Üniversitesi’nin 2021 yılında başlattığı “Moleküler ve Hesaplamalı Tıp Enstitüsü” iş birliği ile başlayan bu ortaklık, insan genetiği ve ileri teknolojilerden yararlanarak özellikle nörodejenerasyon alanında yeni ilaçların araştırma ve geliştirme süreçlerinin hızı ve başarısı konusunda ilerleme göstermiştir. Yeni projelerinde ise her iki kurum, uzmanlıklarını birleştirerek kanser biyolojisinde devrim yaratacak buluşların kapısını aralamayı hedefliyor.

Kaynak: Bülten