Yıllardır şampiyonluk hasreti çekmeyi bir kenara bırakın bir üst lige bile çıkamamış olmanın, eski güzel günlere dönememiş olmanın kahrını çekiyoruz ve buna rağmen hala şehrimizin en önemli değeri Eskişehirspor yalnızlaştırılmaya, sahipsiz bırakılmaya çalışılıyor. Yönetim kime veya neye güveniyor bilmiyoruz ama takımın taraftardan başka kimsesi olmadığını biliyoruz. Biz taraftarlar, bir kere bile takıma sırtımızı dönmedik hatta yetmedi kaldırımlardan maç izledik ama şimdi de hiç hak etmediğimiz bir şekilde, yönetime gelenlerin küçümseyici kahkahalarını dinliyoruz. Yorulduk.
Sonra bir de 'Eskişehirsporlular, takımına sahip çıksın, hesap sorsun!' deniyor. Biz sokaklara çıktık, besteler yazdık, yardımlar topladık... Siz ne yapıyorsunuz? Hemen söyleyeyim...
Eskişehirspor'un maçını yayınlatmıyorsunuz! Şehrin dışında olan ama siyah-kırmızıyı gittiği her yere taşıyan birini yok sayıyorsunuz! Stada gelemeyen, hasta yatağında takımının aşkı ile yanıp tutuşan taraftarın ahını alıyorsunuz. Çünkü siz Eskişehirspor'un büyüklüğünü unutuyorsunuz! Kendiniz gibi küçük sanıyorsunuz.
Fakat biz şehrin takımının yüceliğini biliyoruz. Çünkü biz, Eskişehirspor'un maçı yayındayken bizlere gelen telefonlarda ağlamaklı bir ses ile 'Allah sizden razı olsun.' diyenlerin ruhunu taşıyoruz. Sizin kulaklarınız, gittiğiniz gece kulüplerindeki yüksek seslerden artık işitemez hale gelmiş de olabilir. Bir tedavi olun derim, kulaktan başlayarak...
Eskişehirspor'a ve taraftarına hizmet vermek için her türlü izni ve sorumluluğu alarak yayın yapan basın mensuplarını 'hırsızlık' ile suçlayan sizler, akşamına hangi ünlü restoranda kırmızı şimşeğe gönül vermiş insanların forma, bilet paralarıyla keyif yaptınız? Açıklayacak mısınız? Eğer siz açıklamayacaksanız...
Biz 'bu bahtı tersine döndüreceğiz'