Eskişehirlilerin yeşil için mücadelesini artık bilmeyen kalmadı.
Türkiye’nin çok büyük bir bölümünde maden aramalarına karşı yapılan mücadeleleri izliyoruz.
Eskişehir’in ülkenin en verimli arazilerinden olan Alpu Ovası’na yapılması düşünülen kömürlü Termik Santral için verilen mücadele halen hafızalardadır.
Sivil Toplum Teşkilatları başta olmak üzere Eskişehir değerlidir Platformu, belediyeler ve halkın katılımlarıyla verilen bu mücadeleden başarıyla çıkıldı ve kömürlü Termik Santral şu anda gündemden düştü.
***
Ancak hanı “biri bitiyor, biri başlıyor” derler ya.
Mücadelenin ardı arkası kesilmiyor.
Bir süre önce yine en verimli topraklar olan, İç Anadolu’nun Çukurovası olarak bilinen Sarıcakaya, Mihalgazi, Alpagut bölgelerinde altın aramaya karşılık da verilen mücadeleden kısmen başarıyla çıkılmıştı.
Sarıcakaya ilçesinde yapılması planlanan Altın ve Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi projesine karşı açılan davada mahkeme, Yürütmeyi Durdurma kararı vermişti.
Mahkeme, işlemin hukuka aykırılığını ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurabileceğini tespit ederek, itiraz yolu kapalı olmak üzere bu kritik kararı aldı.
Tarımsal üretim, su varlıkları ve mikroklima yapısıyla adeta bir vaha olan Orta Sakarya Havzası’nın korunması büyük bir önem taşıyordu.
Bu nedenle alınan karar, doğal varlıkların korunması yolunda atılmış önemli bir adım olarak nitelendirildi.
İlerleyen süreçte proje hakkında verilmiş olan “ÇED gerekli değildir” kararının da iptal edilmesi Eskişehirlilerin en büyük dileği.
***
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu “Kaymaz’da Neler Oluyor” diyerek dikkatleri Kaymaz’a çekmek istedi.
Sivrihisar’a bağlı Kaymaz Mahallesi mevkiinde Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni Üçüncü kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi projesi için verilen ÇED Olumlu kararına karşı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından dava açılmış, mahkemece projenin vahameti nedeniyle öncelikle yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, yapılan incelemeler ve yargılama neticesinde ise dava haklı bulunarak ÇED Olumlu kararı iptal edilmişti.
***
Doğa ve Yaşam Platformu, bu projenin çevremize ve ülkemize vereceği zararları daha önce kamuoyuyla paylaştıklarını belirterek, şu hatırlatmayı yaptı.
“Bu proje ile 490 km uzaklıktaki Çanakkale’den 2 milyon 700 bin ton cevherin, günde 149 kamyon ile Kaymaz Mahallesine taşınarak zenginleştirilmesi planlanıyordu. Bu madencilik katliamı uğruna 5 milyon 500 bin metreküp kapasiteyle planlanan üçüncü zehir atık barajı 10 yılda dolacağından, dördüncü, beşinci ve devamı atık depoları yapılacak, on milyonlarca metreküp zehirli ve rehabilitasyonu teknik olarak mümkün olmayan zehirli atık, bölgenin doğasını tamamen yok edecek, tarım topraklarını, meraları kullanılmaz, bölgeyi yaşanmaz hale getirecekti. 490 km uzakta çıkarılan madenin her gün 149 kamyonla Kaymaz’a taşınıp işleneceği ve zehirli atıkların burada depolanacağı göz önüne alınırsa bu projenin aslında bütün Kaymaz’ın bir şirkete maden çöplüğü olarak tahsis edilmesi projesi olduğu açıktı. Kaymaz Mahallesinde yılda 60-70 kişinin kanserden yaşamını yitirdiği ve kanser vakalarındaki artışın Kaymaz’daki altın madenciliği döneminde bu sayılara ulaştığı dikkate alındığında, madenci şirketin kar hırsının bırakın doğal hayatı bölgede yaşayan insanların yaşamlarını dahi yok saydığı ortadaydı.”
***
Tamam madenler de çıkarılmalı elbet ama bunları doğaya ve insana zarar vermeden yapmalı.