Eskişehir’deki sürdürülebilirlik faaliyetlerinden ve bilinçli su tüketiminden bahseden Prof. Dr. Erol Nezih Orhon, “İklim krizi, çevre sorunları ve küresel ısınma meseleleri; ideoloji ve millet fark etmeksizin herkesin ortaklaşa çalışabileceği evrensel konulardır” dedi.
Eskişehir, Avrupa Birliği’nin İklim Değişikliği ve Enerji Verimliliği projesi şartlarına entegre olabilmek için birtakım çalışmalar yürütüyor. Covent of Mayors yani Belediye Başkanları Sözleşmesi’nde aktif üye olan Eskişehir, 2050 yılına kadar karbon salınımını sıfırı indirmek istiyor. Uluslararası otoriterlerce de desteklenen “Şehirler Sıfıra Yarışıyor Programı” için başvurular tamamladı. Ayrıca Tepebaşı Belediyesi’nin, 2019’da imzaladığı İklim ve Enerji için Belediye Başkanları Sözleşmesi kapsamındaki Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı ’da kentin hem ulusal bazda hem de uluslararası bazda, küresel iklim ve farkındalık projelerindeki hassasiyetini doğrular nitelikte.
“Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi İletişimi diye bir ders veriyoruz”
Eskişehir kurumlarının, küresel ısınma ve iklim krizi meselelerindeki duyarlılığını çok yerinde bulduğunu ve özellikle Tepebaşı Belediyesi’nin; çevre, iklim dostu ve sürdürülebilirliği hedef alan faaliyetlerini takdir ettiğini belirten Prof. Dr. Erol Nezih Orhon, “ESO ve ETO'unun küresel iklim problemleri çerçevesinde yer verdikleri kapasite geliştirmeye yönelik toplantılar ve kamu otoritesinin de desteğini alarak birtakım inovasyonel ve yenilikçi yöntemleri teşvik eden proje çağrıları oluyor. Bunlara ilaveten, üniversitelerin bu konularda ARGE faaliyetleri de eklenebilir. Mesela biz de Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi olarak, küresel sorunlardaki bilinç düzeyini artırmak için Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi İletişimi diye bir ders veriyoruz. Tüm bu uğraşların, Eskişehir’ de bireysel düzeyden kurumsal düzeye kadar ekosistem ve çevre sorunlarındaki bilinci yükselttiğini ve ülke çapında bu bahsettiğimiz konular bazında liderliği üstlenebileceğini düşünüyorum” dedi.
“Suyun korunması ve tüketiminde konusunda, Eskişehir’i bir öğrenci şehri olarak değerlendirirsek; su sayaçlarının kartlı sistemde çalışması, su kullanımı konusunda hanelerin daha farkında bir tutum sergilediğini görüyoruz” diyen Nezih Orhon, su yönetiminin, gelecekte bilhassa daha çok gündemde kalacağını ifade ederek, konuya şu sözlerle açıklık getirdi:
“Kentte her hane, aylık kaç metreküp su tükettiğini biliyor. Eskiden faturalar gelirdi fakat ne olduğunu anlayamazdık ama artık herkes, kendi sayacından suyuyla ilgili bir idare etme bilincinde. Bu konunun önemi gelecek yıllarda daha da vurgulanacaktır. Gerek suyun korunması ve yönetilmesinde gerekse iklim forumlarında, yüzlerce gencin yer aldığına tanık oluyorum. Ayrıca iklim elçiliği melesinde de üniversitelerin çalışmalarını destekliyorum. Bunlar gayet bilinçli ve takdir edilesi hamlelerdir. Bundan yaklaşık bir ay önce İran’ın üçüncü büyük şehri olan İsfahan’da maalesef ki su yetersizliğinden dolayı toplumsal bir kaos yaşandı. Su yönetimi, toplumun refahı ve ortak yaşana bilirliği açısından önemli bir etkendir. Eskişehir’in su tüketimi konusunda, farkındalığının yüksek olduğunu düşünüyorum.”
“Sıfır atık fikri, herkes için temas edilebilir bir projedir”
Son günlerde depozito iade sistemi uygulamasının yürürlüğe girme konusu epey gündem oldu ve Sayın Emine Erdoğan’ın himayesindeki sıfır atık projesinin bir devamı niteliğinde olan bu sistemi, çevre derneklerinin ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra vatandaşlar da merak ediyor. Bugün kamunun adım attığı neresi varsa, orada sıfır attık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Orhon, “Sıfır atık fikri, herkes için temas edilebilir bir projedir. Bu fikrin evveliyatında sırasıyla, atıkların dönüştürülmesi, toplanması ve son olarak da depozitonun kurgulanması vardır. Yani burada hem çevresel hem ekonomik hem de katılım olmak üzere farklı boyutları olan bir mekanizmadan bahsediyoruz. Bireylerin, kişisel anlamda bir sorumluluğa davet eden bir uygulama olmasının haricinde, herkesin ortaklaşa bilinçlendiği bir meseledir” diye kelimelerini ifade etti.