Elektrik hayatımızın olmazsa olmazlarının başında gelir.

Her işimizi elektrikle yaparız.

Sosyal hayatımız, iş hayatımız, üretimimiz, eğlencemiz, yememiz-içmemiz her şey elektrikle.

Yani elektriğe yapılan zam hayatımızın her anını etkiliyor.

Son olarak yapılan yüzde 38’lik zam hayatımızı alt-üst edeceğe benziyor.

***

Bu konuda geçtiğimiz gün Elektrik Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi ve Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Eskişehir İl Temsilciliği ortak basın açıklamasıyla elektrik zamlarının geri alınmasını talep etti.

Evet elektrik zammının geri alınması talep edildi ama bu ülkede yapılan zamlar ne zaman geri alındı?

Akaryakıta zam yapılır, bir-iki gün sonra birkaç kuruşluk indirim sonrasında daha fazlasıyla bindirim.

Her neyde dönelim elektrik zammına.

Evlerde kullanılan elektriğe zaten kabarık faturalar gelirdi, şimdi daha da kabaracak bu faturalar.

***

Sadece evde kullanılan elektrik değil tabi, yapılan zam üretimi de etkileyecek bu da tüm ürünlere ekstra zam demek.

Elekttir zammının geri çekilmesini isteyen kuruluşlar adına Ayşenur Çalış, iktidarın krizi olanca ağırlığıyla emekçilerin sırtına yıkmaya devam ettiğini savundu.

Asgari ücrete Temmuz’da zam yapılmayacağını açıklayarak milyonlarca emekçiyi yılın geri kalanında sefalet koşullarına terk edeceğinin açıklandığını ileri süren Çalış, elektrik tarifelerine yapılan zamma da tepki gösterdi.

1 Temmuz’dan itibaren enerji bedelinde konutlar için yüzde 2,5, dağıtım şirketlerine aktarılan dağıtım bedeline ise yüzde 58,9 oranında zam uygulanacağını aktaran Çalış, ‘‘Bu zamlarla birlikte yeni elektrik tarifesinde düşük kademede tüketimi olan konut faturalarına yüzde 38 oranında zam yansıyacak. Elektrik Mühendisleri Odası’nın hesaplamasına göre 4 kişilik bir ailenin asgari 230 kWh elektrik tüketimi üzerinden aylık faturası 476,6 TL’ye yükselecek. EMO’nun yaptığı hesaplamalarla birlikte ödenen elektrik faturaları bedelinde, ağırlığın elektrik dağıtım şirketlerine aktarılacak olması önemlidir. Ülkenin dört bir yanında elektrik üretim ve dağıtım şirketleri bu iktidar döneminde birbiri ardına özelleştirilerek sermayeye peşkeş çekilirken; iktidar aynı zamanda teşviklerle, vergi aflarıyla bu şirketleri ödüllendirmeyi sürdürmektedir. EPDK’nın zam sonrası açıklamasında kullandığı "enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış" ibaresi açıkça zamma mantıklı bir gerekçe üretmeye çalışan bir manipülasyon çabasıdır.  Enerji üretim maliyetlerinde ciddi bir artış yaşanmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bütün bunlar göstermektedir ki; yapılan bu zamlarla birlikte kamu otoritesi işbirliği ile halkın cebinden bu şirketlerin kasasına kaynak aktarımı hızlandırılmaktadır’’ ifadelerini kullandı.

***

Elektrikle ilgili şu gerçekler de hatırlatıldı.

En temel insan hakkı olan enerji ihtiyacına insani bir şekilde ulaşılamıyor.

Elektrik tellerinden kaynaklanan arazi yangınında 15 can kaybı oldu.

İletim ve dağıtım sistemlerine yapılmayan yatırımlar ve birbiri ardına yaşanan ihmaller nedeniyle kış ortasında Isparta’da soğuktan donma tehlikesiyle baş başa bırakılan halkın çilesi unutulmadı.

Enerji hakkı en doğal, en temel insan hakkıdır ve sermayenin açgözlülüğüne, kar hırsına, umursamazlığına bırakılamayacak kadar önem taşımaktadır. Kamucu anlayışla; enerji alanında, ticari ve siyasi çıkarlardan uzak, üretim sektörleri başta olmak üzere genel ekonomiyi destekleyecek şekilde tarifeleri belirleyebilecek özerk bir yapının inşası mümkün ve zorunludur.