Hayat pahalılığı, alım gücünün düşmesi gibi unsurların kişilerin psikolojisini olumsuz etkileyebileceğine; işsizlik, düşük gelir, yoksulluk, borç ve kötü barınma gibi olumsuz sosyo-ekonomik durumların pek çok ruhsal rahatsızlığın daha fazla görülmesine yol açtığına dikkat çeken Özel Ümit Batıkent Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doktor Sıdıka Oksay, ruh sağlığı için sosyo-ekonomik faktörlerin de belirleyici olduğunu söyledi.

"Ekonomik depresyon görülebilir"
Kişinin alım gücünün azalmasının; yaşanan dünyada kendisini daha yetersiz, çaresiz ve engellenmiş hissetmesine yol açacağından kaygısını ve depresyonunu arttıracağını dile getiren Oksay, şunları söyledi:
“İşin ilginci toplumun kaygısı da ekonomiyi geri etkilemektedir. Ekonomistler; toplumun kaygı seviyelerinin, ekonomik gerileme dönemlerinde artma ve ekonomik büyüme dönemlerinde azalma eğiliminde olduğunun görüldüğünü aktarıyor. Kaygı seviyeleri yüksek olduğunda, insanların para harcama olasılığı daha düşük olduğundan satış ve dolayısı ile üretim düşer, bu süreç uzadığında işsizlik artar, gelir daha da düşer ve kısır döngü kırılamazsa ekonomik depresyon görülür.”

"Parasızlık mutsuzluk getirir"
Yıllardır çeşitli araştırmaların konusu olan, insanlar arasında zaman zaman sohbet konusu olan “Para mutluluk getirir mi” sorusuna da yanıt veren Oksay, “Cevap; elbette para mutluluk getirir ama bir yere kadar ancak parasızlığın, mutsuzluk getirebileceği ise kesindir.” şeklinde konuştu. Araştırmaların; kişinin hayatını sürdürmek için gerekli temel ihtiyaçlarını ve toplumda onay gören ortalama konforun temini için gereken bir gelir limiti olduğunu ve o limite ulaşıncaya kadar artan gelire paralel olarak mutluluğun da arttığını gösterdiğini aktaran Oksay, “Ancak bu limit aşıldıktan sonra gelir artmaya devam etse de mutluluk yükselmeye devam etmez. Dolayısıyla bir noktada, daha yüksek gelir, zamanla daha fazla mutluluk üretmez. Düşük gelir gruplarında para mutluluk getirse de, gelir arttıkça bunun bireysel mutluluğa olan etkisi azalır” ifadelerini kullandı.