ESKİŞEHİR

Ekmeğini taştan çıkaran kadınlar

Anadolu’da bir söz vardır. Yiğit erkekler için “ekmeğini taştan çıkarır”, “taşı sıksa suyunu çıkarır” denir. Bugün ekmeğini taştan çıkaran kadınlar konuğum oldu. Madenci Kadınlar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı, Maden Mühendisi Canan Geçit ve madenci kadınlarla söyleştik.

SİZİ TANIYALIM

Canan Geçit, Eskişehirli bir babanın kızıyım, Bozüyük’te doğdum. Maden mesleğini bilerek değil tamamen o günkü koşullara göre seçim yapmış ama sonradan mesleğine aşık olmuş bir kişiyim. Sadece kadın çalışmalarında değil bir çok STK’ların içinde yer aldım. Eskişehir sevdalısı biriyim. Bu mesleği bana sevdiren çalışma arkadaşlarımdan güç aldım.

KADINLARIN OLUŞTURDUĞU DERNEK

Derneğimiz 2017 yılında kuruldu. Mavi yaka dediğimiz çalışan kadınlardan oluşuyor. Dernek başlamadan önce de birlikte hareket ettiğimiz bir dayanışma vardı, sonra resmiyete döktük. İlk çıkış noktamız, hem kendimizi, mesleğimizi tanıtabilmek, severek yaptığımız bu mesleğimizde yaşantımızdaki önemi, ülkemize olan katkısını duyurabilmekti.
Dernekte 107 kadın üyemiz var. Açık ocaklarda çalışan kadınlarız, elle ayıklama yapılıyor.
Daha önceleri sergi yöntemiyle çalışılırdı, malzeme yere serilir ve kadınlar ayıklama yöntemiyle madeni ayıklar.
Aslında çalışan kadınlar saha içersinde erkek çalışanla birlikte hareket etmiyor, işi öğrendikçe farklı alanlara da ilgi göstermeye başladılar.
Ben oradaki gözlemlerimde şunun farkındaydım. Yapmak istediğimiz işe imkanlar verilir ve belli kurallar herkes için eşit hale gelirse hep birlikte iş akışı tamamen çözülebiliyor, yapılabiliyor.
Bugün gelişen teknolojiyle birlikte sergide başlayan işe bugün triyajazhane dediğimiz, içinde ayıklamanın bantlar üzerinde yapılan tesise döndürdük.
Optuk okuyucular var, kırma eleme işlemi var, çalışan kadınlarımızdan kırma eleme tesis operatör belgesi olan 8 tane kadın işçimiz var. Bir tane operatörümüz var. Bu kadınlar göçle gelen, aile içinde şiddete maruz kalıp sonradan hayata tutunan ya da daha önce tarım işiyle uğraşıp, tarım bittikten sonra madene dönmüş kadınlar. Çünkü burada sosyal hakları veriliyor, belli bir kural ve kıyafetle belli bir unvana sahip oluyorlar. Aslında bulunduğumuz yer bir okul niteliğinde. Biz inanıyoruz ki kadın istihdamı arttığında ve bu duyarlılık gösterildiğinde hep birlikte daha güzel kalkınabiliriz.
Şunu özellikle belirtmek istiyorum, benim için en önemli nokta, biz bu işi yaparken hiçbir zaman cinsiyetimizin dışında davranmadık. Tabi ki zorluklar var, halen örflerimizi sürdürebildik. Farklı yörelerden geldikleri için onların kıyafetleri, yemekleri birbirimize öğrettik. Çok güzel bir mozaik oluştu. Doğudan ve batıdan gelen insanlar birbirleriyle temas etti. Madencilik ilginç, eğer siz bir madende çalışacaksanız, oturduğunuz bölge, ev şehir hepsi belli bir yerde olmak durumunda. Çünkü gittiğiniz yer şehir dışında merkezden uzak alanlar.
Derneği kurarken başlama noktamız buydu, derneği kurarak başka yerlere duyurmaktı.

KADIN MADENCİLER
Bizim çalıştığımız endüstriyel bir mineral, manyezit ayıklama işinde çalışıyoruz. Eskişehir bölgesindeki kadınlar bir hayli çok. 380 kadın madenlerde çalışıyor. Pandemi sonrası bazı etkinlikleri yavaşlattığımız için o dönemde, biraz daha yavaştan devam ettik. Bu arada eğitimlerimiz devam ediyor. Bizim bölgemizde loder (iş makinesi) kullanabilen, belgesini almış bir kadın işçimiz var. 
8 kadın kırma eleme tesis operatörü var. Sahadaki bütün makineleri çalıştırabiliyor. Kaynak işi üzerine çalışan kadın var. Bizim sahamızda işlerin tamamını kadın emeğiyle yapabiliriz. Bir cinsiyetçilik yapmıyoruz, herkesin birlikte çalışabilmesini gösteriyoruz. Yürüme ve duyma engelli kişiler de bu sahada çalışabilir. Bununla ilgili akıllı tesis projeleri hazırladık umuyorum hayata geçirebiliriz. Bunu burada söyleyip belki biraz duyurmak isterim. Madencilik aslında herkesin tekrar tekrar anlatılıp saha içinde öğretilmesi gereken bir şey. Bir ülkenin olmazsa olmazı enerji kaynağı.

YER ALTINDA ÇALIŞAN KADIN VAR MI?

Orada hukuki bir kısıtlama var, beyaz yakada sorun yok. Ben bir maden mühendisi kadın olarak yer altına inip çalışmalarda bulunabilirim. Fakat yer altında kadınların çalışmasıyla ilgili bir yasal kısıtlama var. Bugünün Türkiye’sindeki kömür çalışması da gelişen teknolojiyle gözden geçirilerek bu kısıtlama kaldırılabilir. O kadar profesyonel çalışmalar oluştu ki yürüyen tahkimatlar, ileri teknoloji döner kesici aletler. Artık o eski yöntemlerdeki kömür çalışması da kaldırıldı. Belki bunun üzerine gidilse tamamen bu engel de kalkabilir. Bu kişinin isteğine bağlı çalışılamaz diye bir şey yok ama yasanın getirdiği kısıtlama var. Çeşitli nedenlerle, maden sahaları tek tip yapılmış, biz gittikten sonra bu değişmeye başladı. 

KADINLARIN İLGİSİ NEDİR?

Çalışmak isteyen var, ama bu seferde şöyle bir sıkıntı. Çalışmak isteyen kişi eğer farklı semtteyse, madencilerin oturduğu belli başlı semtler var. Ömür, Çamlıca, Ertuğrulgazi, Batıkent’in biraz girişi buralarda değilse iş başvurularını reddediyoruz, çünkü servis güzergahları ve çalışma saatleri açısından sıkıntı oluyor. Belli koşullar yaratılırsa talep var. 

MADENLERİN DURUMU

Altın madenciliği için ve bulunan bölgenin madenin çıkarılmasına maden mühendisi karar vermiyor. Devletin kurumları, buranın kamu yararına mı, zararına mı bunu hesaplıyor. Bu bölge için şahsi fikrim, bir mühendis olarak acele edilmesini gerektirecek bir durum yok, fakat madenler tabi ki kazanılmalı. Bu kazanım suya, tarım alanlarına zarar vermemeli. Madencilik konusunda herkes bilmeli ki iyi bir maden mühendisi olabilmek için iyi bir çevreci, iyi bir vatansever olması gerekir. Bir bulunduğumuz sahanın sonraki aşamasında nasıl dönüştürüleceğini düşünürüz. Verimli hiçbir üst toprağı asla ve asla yanlış stoklamayız. Doğru stoklarla doğaya kazandırırız. Doğada yaşayan tüm canlılar için mutlaka barınaklar, beslenme alanlarını ölçüp biçmeliyiz. Maden mühendisleri, bulunmuş, tespit edilmiş madenleri en doğru şekilde çıkarmaktır. Teknoloji ilerliyor, Eskişehir çok önemli, ülke içinde yeri olarak değerli bir yerde. Bu projenin bu koşullarda asla yapılmamasını, önceliğin oradaki yaşamın ve doğanın var olduğu şekliyle korunmasını, hatta bu şekliyle kalmasını orada herhangi yapılaşmanın da olmaması, göç almadan kalmalı. Durumun bu şekliyle korunması taraftarıyım. Gelişen teknolojiyle oradaki ürünü nasıl çıkarabilirizi değerlendirmeliyiz.

BAŞKA YÖNTEMİ YOK MU?

Siyanür altını çıkartmakta değil zenginleştirmekte kullanılır. Bu işi eğer baktığınızda jeoloji mühendisi alanı gezer, durumlandırır, yatağın şeklini belirler. Altın çok farklı bir durum arz ediyor. Oradaki altının ayıklanması ya da onun zenginleştirilmesi, siyanürle çözülmesi aşaması da farklı. Dünya üzerinde yapılan çalışmalar hep bu şekilde, ama ileride olamaz demek de büyük bir yanlış olur. Biliyoruz ki zaman ilerliyor. 
Aslında altın kaybolan bir şey değil. Altın eğer bir birim ise yıllar sonra da iki birime çıkmıyor, yine bir birim kalıyor. Bulunmuş tamamı oysa, bizim daha bulamadığımız, keşfetmediğimiz rezervler olabilir.

NEDEN ALTIN PİYASASI YARATILIYOR

Devlet politikası şunu araştırmalı. Çıkarılan altının teknolojide ne kadarı kullanıyor, yatırımda ne kadar kullanılıyor. Ya da kadınların ziynet eşyası, aksesuar olarak ne kadar kullanılıyor. Bununla ilgili bir çözüm bulunarak durum farklı bir şekle dönüştürülebilir. Altının olmazsa olmaz dediğimiz teknolojik kısmı sağlandıktan sonra var olan değiştirilebilir. Neden altın piyasasını yaratıyoruz, bunlar tartışılabilir. Toprağa ve canlılara zarar vererek altın çıkartma derdindeyseniz, çıkarttığınızı da teknolojik olarak kullanmayıp, bilim için kullanmayacaksanız, yatırım gibi görüyorsanız. Aksesuar, lüks bir şey aracı olarak kullanılmamalı. Zeytin alanlarının kaybolduğunu gördük, madenciler bunu yapmaz. 
Kaymaz’ın durumu jeopolitik açıdan baktığımızda yerleşkeye olan uzaklığı var. Ama Alpagut’ta durum öyle değil, doğal bir güzellik var. Aslında bir misafiriz, doğadaki mineraller yüzyıllardır var.

ESKİŞEHİR DOĞRU KARARLAR ALDI

Eskişehir madencilik ve doğa konularında çok doğru kararlar aldı. Umarım kamu kurum ve kuruluşlar halen aynı görüştedir. Suyumuz, havamız, hayvanlarımız değerli.
Ama madencilik yapılamaz diye bir şey olamaz sağlık sektörü, tarım, sanayi, enerji, demir-çelik. Maden olmazsa olmaz.

BOR MADENİ

Bor konusunda Eskişehir başarılı, çünkü bir platformları var. Alanı çok geniş, bor ile üretilmiş o kadar çok şey var ki. Eskişehir’in bor gibi diğer kıymetli madenleri var. Üniversitelerimizde madencilik bölümleri var, ancak teknik olarak kimseyi yetiştiremiyoruz. Kırka’da bir teknik okul. Nemli de manyezit üzerine bir okul açılsın. O kadar önemli ki. Ülkede çıkarttığımız cevheri inceleyebileceğimiz bir laboratuvar yok. Çok iyi kimyagerlerimiz var ama şehir de bunun için bir adım atmamış.
Jeotermaller de bir maden. Bu konuda gözbebeği bir yer ama bu konuda da bir şey yapılmamış. Kırka bor konusunda iyi bir tesis, Nemli manyezitte iyi. Mermercilik firmaları var, başarılıyız ama o sahalara yakın yerlerde okul yok, Bunu çok isterim. Kadın madenciler olarak zor olduğu söylenen bu sektörde istenildiği zaman başarıya ulaşılıyor.

MADENCİ KADINLAR KONUŞUYOR

LÜTFİYE TOMBAK

Ben madende 20 yıldır çalışıyorum. Taşlar bizim stresimizi alıyor. O taşın kokusu, tozu, rahatlatıcı oluyor. O taşa ilk siz dokunuyorsunuz. Heyecanlanıyorsunuz. Yüzyıllar önce oluşmuş taşı ilk ben dokunuyorum. İnsanlara faydamız olması önemli. Mesleğe ilk başladığımızda kadın madenci mi olur, yerin altında mısınız diye sorarlardı. Maden işçisi kadının zor tarafı var tabi. Erkek işi ama erkekler bantta çalışmaktan sıkılıyor, kadınlar daha randımanlı.

ŞENEL DUYMAZ

41 yaşındayım beş yıl önce başladım. İlk kez böyle bir işte çalıştım, zor ama çalıştığımız yer güzel bir ortam. Güvenilir. Zorlukları arasında taşlar ağır, zor oluyor, açık bir ortamda çalıştığımız için kış mevsiminde daha zor oluyor ama zevkle çalışıyoruz, hani derler ya ekmeğimizi taştan çıkartıyoruz.

ZEHRA GÜLEÇ

Kadın madencilik zor bir iş ama biz severek yapıyoruz. 9 yıldır çalışıyorum. İş arkadaşlarımız, patronumuz çok iyi. Hep birlikte çalışmaya devam ediyoruz, memnunuz, emekli oluncaya kadar çalışmaya devam edeceğim. Biz açık madende çalışıyoruz ama gerekirse yer altında da çalışırız, yeter ki isteyelim. 
Evde boş oturan kadınlara da tavsiye ederim. Haklarımızı da alıyoruz, sıkıntımız yok. Alnımızın terini göre göre çalışıyoruz.

GÜLZADE ELMAS

İki çocuk annesiyim, çocuklarım üniversiteyi bitirdiler. 13 yıldır çalışıyorum, madencilik zor bir iş 8 saat aynı noktaya odaklanıyorsunuz. Banttan geçen paşaları alıyoruz, madenler işlemeye gidiyor. Başladığımızda ihtiyaçtan dolayı çalışmaya başladık, devam ediyoruz. Hayalimizde emeklilik var, emekli olana kadar devam. 
 

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }